Ouwesun'un 6 köle ile yola çıkıp onları yalnız bırakmasıyla Ada kendini evde tek başına bırakılmış bir çocuk gibi hissetti.
Artık yetki ondaydı ve grubun sonraki hamlesinin ne olacağına karar vermesi gerekiyordu.
Bunu yapmasıysa hiç kolay değildi çünkü daha şaşkınlığı bile üzerinden atamamıştı.
Biraz kendine geldikten sonra yapması en kolay şeyi yapmaya karar verdi.
Ne yapıyorlarsa aynen ona devam etmek.
Yanisi o ki tarlaları ateşe verip köylüleri korkutmaya devam edeceklerdi.
Ertesi günün gelmesiyle Ada ve ekibi sardıracakları yeni köyler,tarım arazileri v.b yapılar aramaya başladı.
Ama karşılarına hiç ummadıkları bir yapı çıkacaktı.
Arayışları devam ederken romalıların villa rustica dediği tarım arazilerine sahip olan evlerden büyük bir tanesiyle karşılaştılar.
Biraz güneylerinde,aşağıda kalan evin büyük bir tarlası ve çok sayıda çalışanı vardı.
Aynı zamanda avlusu dahil her yerde anormal bir askeri koruma da mevcuttu.
Söz konusu villa bir an için Ada'nın gözüne altın tepside sunulan bir fırsat gibi gözükse de artık yoldaşının niyetini yüzünden dahi anlayabilen Daria Ada'nın alacağı başka bir çılgın kararın yaratacağı sıkıntılı durumlardan kaçınmak için
D:(kulağına eğilerek)Sakın aklından bile geçirme......Sayıları çok fazla görmüyor musun?
A:Ben sadece elde edeceğim zaferle aramda duran birkaç romalı görüyorum.
Ve bu cümlenin hemen ardından hemen Ada sağ eli ile saldırı komutunu verdi.
Daha pozisyon bile alamayan ve gelen direktif karşısında dumura uğrayan köleler birkaç saniyelik akıl tutulmasının ardından kılıçlarını kaptıkları gibi aşağıdaki villaya akın etmeye başladı.
Bu arada Daria'da Ada'nın suratına şaşkın şaşkın bakıyordu.Kendine geldiğindeyse okunu aldı ve
D:(Telaşla)Seni....Manyak kelt....Hepimizi öldürteceksin....
Diye söylendikten sonra atış yapmaya başladı.Bu zırvaların yarısını bile dinlemek istemeyen Ada ise çoktan kölelerin geri kalanıyla beraber aşağı doğru koşmaya başlamıştı.
Kısa süre sonra aşağıya inip villanın sarmaşık ve budanmış ağaçlarla bir cennet bahçesini andıran girişine varan Ada karşılaştığı ilk romalıyı fırlattığı ağ ile bertaraf etti ve villanın içine girdi.
Yaralı olan eline rağmen diğer elindeki kılıçla idare etmeyi umuyordu ama neredeyse tez canlılığının kurbanı olacaktı.
Villanın salonunda karşılaştığı iki askere karşı savaşırken kolunu kaldıramadığı için savuşturamadığı bir yumruk darbesi yüzünden yere düşmüştü ve karnına saplanacak kılıç darbelerinde son anda yerde yuvarlanarak kurtulmuştu.
Bunun akabinde askerlere kendini yerden kaldırırken attığı sağlam bir tekme ile karşılık verdi ve durumu dengeledi.
Devamındaysa tek kolunu kullanamayan bir kadına yeniliyor olmayı yediremeyen askerler bir anda Ada'nın üstüne çullandı.
Ama Ada zeka ve çevikliğiyle bunu da atlatacaktı.Bir anda eğilen ve kılıcını askerlerden birinin karnına hızlıca saplayan Ada tüm gücüyle onu diğer askerin üzerine itti ve kıçı salondaki sandalyelerden birine oturan askerin bir anlık hareketsizliğinden yararlanarak onu da öldürdü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlahi Adalet
Historical Fiction21. yüzyılda yaşayan şımarık, bencil bir üniversite öğrencisi bir adalet tanrıçası tarafından antik Roma'ya köle olarak yollanarak cezalandırılır.Bakalım kahramanımız dersini alıp geri dönebilecek mi?