Ve bir elmasın parası için aslanlar tarafından parçalanarak öldürülmeye yollanmaktan son anda kurtulan Adeline barakasında olanların dehşetini düşünürken yine o ses geldi
S:(dalga geçercesine)Eee az daha senin gibi biri ölüme yolluyordu seni, şanslısın ki senin aksine başkalarını düşünen insanlar da var.
Ada artık dayanamadı ve ;
A:(üzgün bir sesle)Hayır ben kimseyi öldürmek istemedim.
S:Emin misin?
A:En azından asla gerçek manasıyla böyle bir şey arzulamadım.
S:(Kısık sesle fısıldayarak)E tabi bir zamanlar yaşadığın çağın tabiatı izin vermedi buna.
Bu konuşmanın ardından ses Ada'yı bir kez daha yalnız bırakıyordu.Ve Ada için ciddi bir vicdan muhasebesi başlıyordu.
Onca zaman tepeden baktığı, kötü davranıp zorbalık yaptığı arkadaşları çevresi ve dahası görevi ona hizmet etmek olan herkes aklına geldi.
İçine içine ağlayarak "hayır ben böyle biri değilim" "ben bu değilim" diye sayıklamalar eşliğinde uykuya daldı.
Sabah olduğunda ilk işi kahvaltıyı bile unutup Daria'yı bulmak ve ona bunu neden yaptığını sormak oldu.
Daria Pers diyarından gelmiş kumral saçlı esmer güzel bir kadındı.Yaşı Ada'dan biraz daha büyüktü.Tıpkı bir İran kedisi gibi büyük güzel kahverengi gözleri vardı.Kaşlarına sanki doğuştan sürme yapılmış gibiydi.Tüm bu bakımsızlık ve kölelik içinde bile güzelliğiyle parlıyordu.Ada'nın bu sorusuna;
D:Artık daha fazla ölüm görmeye takatim kalmadı,hayatların bir hiç uğruna bu aşağılık katillerin ellerinde yok olmasına dayanamıyorum,lütfen bir hata daha yapma,hayatta kalmaya bak.
Diye cevap vermişti.Ada bu duygulu konuşmanın ardından kısa sürede toparlandı.
Daria doğru söylüyordu HAYATTA KALMAK zorundaydı ve bunun için en azından Agripina'ya hiç bulaşmaması onu kızdırmaması ve onun olduğu ortamda hata yapmaması gerektiğini anlamıştı.
Bu düşünceler içinde kahvaltısını yaptı ve konağın gündelik işlerine koyulacakken başka bir köle ona ;
K:Domina Agripina seni huzuruna çağırıyor
giderken Ada artık Agripina'nın elinden zor kurtulacağını kabul etmiş vaziyette kendini bekleyen yeni şeylere doğru yürüyordu.
Derken dominanın huzuruna vardılar.Agripina uzun kömür kadar siyah saçlara ve gözlere sahip beyaz tenli güzel genç bir kadındı ve muhtemelen Ada'yla yaşıttı.
Ama Agripina ile ilgili asıl bilmediği hayati tehlike içeren gerçek ise onun sadist ve cinsel sapkınlıkları bulunan biri olduğuydu.Tabii söz konusu çağın içinde bunu tespit edecek kimse olmadığından bu bilinmiyordu ama ruh hastası olduğunun ve eline köle dayanmadığının anne babası bile farkındaydı.
Özellikle baba Cassus bu sebeple onu bir an önce evlendirip sorumluluğu müstakbel kocasına yıkmak istiyordu.
Derken kısa süre sonra dominanın huzuruna vardılar.Agripina yanında diz çökmüş Daria'yla beraber Ada'yı karşıladı.
AG:Size ne demiştim dün hatırlıyor musunuz.Hatırlamazsınız tabii ahmak köleler ama ben size hatırlatmasını bilirim.Senin (parmağı ile Ada'yı gösteriyor) hayatın karşılığında ölmekten beter edecektim sizleri.Annemle konuştum artık benim şahsi kölelerimsiniz.Hayatınızın eğlencesine hazır olun.(Kahkahalarla gülmeye başladı)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlahi Adalet
Tarihi Kurgu21. yüzyılda yaşayan şımarık, bencil bir üniversite öğrencisi bir adalet tanrıçası tarafından antik Roma'ya köle olarak yollanarak cezalandırılır.Bakalım kahramanımız dersini alıp geri dönebilecek mi?