Aleyna için sıradan bir gün daha başlıyordu.Kafasını yumuşak yastığından kaldırdı.Uyuşuk ve yarı kapalı gözlerle etrafa bakarken gördüğü ilk şey kafasının yastıkta bıraktığı göçüğe benzer izdi.Uykuyu biraz üstünden atıp ayıldıktan sonra en sevdiği şeye bakmak için odanın girişinde onu tahta oyması kıvrımlı desenleri ile bekleyen, büyük bir dikdörtgeni andıran heybetli aynasına doğru yöneldi.
Dağınık vaziyetteki sarı ve dalgalı saçları en dağınık halleri ile bile etkileyici duruyordu ve az sonra çalışma masasında duran envaiçeşit güzellik ürünü ile onu muhteşem hale getirecekti.Başkasının kullanma kılavuzu olmadan kıvıramayacağı bu karmaşık işi o 10 dakikada halletmiş ve günlük kıyafetlerini giymeye başlamıştı.Vücut hatlarını belli eden dar bir kot ve standart bir t-shirt o gün ki kombiniydi.Bu hummalı olmasına rağmen görece hızlı hazırlık sürecinin ardından oturdukları villanın alt katına inen
ve
A:Şöför hazır mı?
diye konağın hizmetçilerine soran Aleyna olumlu yanıt aldıktan sonra alt kattaki dikdörtgen biçimli geniş salondan çıktı ve 4 ayrı kareye bölünmüş çim alana doğru ilerledi.Hızlıca çimlerin aralarındaki taş desenli beyaz parkelerden geçen Aleyna sonunda mafya filmlerindeki arabaları andıran büyük ve siyah B.M.W ye bindi ve İstanbul'un bir köşesinde olan okulunda doğru yol aldı.
Özel Doğanlar Üniversitesi büyük ve tek bir alan üzerine inşa edilmiş lüks yapılar şeklinde tasarlanmış bir kurumdu ve birkaç başarılı burslu öğrenciyle zar zor barajı geçen zengin veletlere ev sahipliği yapıyordu.Kahramanımız Aleyna ise kolayca tahmin edilebileceği üzere 2.gruptandı.
Okula girdi son derece geniş bir alana inşa edilmiş kampüste kendi fakültesini aramaya başladı.Ve zorlanarak da olsa sonunda kendini hukuk fakültesine atmayı başardı.Sınıfının olduğu katı buldu ve bir meclisi andıracak şekilde dizilmiş masalardan birine oturdu.
Zamanlaması mükemmeldi.Hoca ondan kısa bir süre sonra sınıfa girmiş ve ders başlamıştı.Tabii çeşitli sebeplerden ötürü onun kadar dakik olamayanlar da vardı.
Burslu öğrencilerden Tuğçe ailesi bazı işlerde yardım ettiği için geç kalmıştı ve kan ter içinde derse girmeye çalışıyordu.Ama 4 aydır tekrar eden bu duruma artık hoca dur diyecekti.
Hoca:(sinirli olduğunu belli eden gergin bir sesle)Evladım sen hiç zamanında gelmeyecek misin şu sınıfa? Neden hep geç kalıyorsun? Artık yeter bu yaptığın önce arkadaşlarına sonra bana saygısızlıktır.Şuandan itibaren dönem sonuna kadar derslere girip girmemene arkadaşların karar verecek.
A:(Hoyratça lafa girer, yüksek ve alaycı bir sesle)Ya hocam bu avam tip zaten okulumuza yakışmıyor, hep tembellik ediyor geç kalıyor, giyinmesini bile bilmiyor paspal şey niye var ki bu okulda.(biraz duraksar, sonrasında yüzüne yayılan alaycı bir gülümseme ile) hem kokuyor lan bu.
dedi.Oylama sonucunda Aleyna'nında etkisi ile çoğunlukta olan ücretli öğrenciler Tuğçe'nin dönem sonuna kadar roma hukuku dersine girmemesine karar verdiler.
Sınıftaki hoca dahil herkes tarafından yerin dibine sokulan Tuğçe hıçkırıklar içinde tutamadığı göz yaşlarıyla için için ağlayarak sınıfı terk etti.
Bu ilginç gelişmenin ardından Aleyna en az iki saat daha dersin tüm sıkıcılığının ortasında telefonu ve okul saati arasında mekik dokuyarak vakit öldürdü.
Nihayet öğle yemeği için ara verildiğindeyse okulda en sevdiği yer olan kafenin yolunu tuttu.İki arkadaşı ile beraber klasik sarı lambalı aydınlatması, kahverengi tahtayı andıran döşemeleri ve koyu kahverengi sandalyeleri ile sıradan olmanın ötesine geçemeyen mekana girdiler.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlahi Adalet
Tarihi Kurgu21. yüzyılda yaşayan şımarık, bencil bir üniversite öğrencisi bir adalet tanrıçası tarafından antik Roma'ya köle olarak yollanarak cezalandırılır.Bakalım kahramanımız dersini alıp geri dönebilecek mi?