GİRİŞ:
Zamanında annem bana hamileyken Elma aşerirmiş. Kırmızı sulu elmalardan. Sebebi meçhul bir şekilde ilk adım "Havva" konulmuş.
Havva. Hep küçükken bu isimle tanıtırdım kendimi. Mantıklı bir açıklaması veyahut bir başka sebebi yoktu. Bu, hislerimle alakalıydı. Şuan olduğu gibi.
Belki de bu ismin veriliş hikayesi, zaten akıl işi değil de kalp işidir.
Ben Havva. İsmimin anlamı : İlk yasak elmaya elini uzatmış, her bedeli göze almış o kadın.
Fakat o kararı aldıktan sonra, hissettiği şey 'Pişmanlık' mıydı? Hayır.
O olmasaydı, 'İnsanlık' var olmayacak, ve ruhlara böylesi mucizevi bir hediye verilmeyecekti.
Kim bilir. Belki de pişmanlıktır.
O olmasaydı, kötülük var olur muydu? "Elbette olurdu." diyor bir tarafım. Bunu, sağ mı yoksa sol tarafım mı fısıldıyor kestiremiyorum.
Fısıltının devamında, "İyilikten sorumlu olabilirsin fakat kötülükten Şeytan sorumlu." diyor.
Haklı mı? Kim bilir. Belki tamamen. Belki de kısmen!
Ben Havva. Yasak olanın cezbediciliğine mi, yoksa inandığım için mi o dala uzandım bilmiyorum.
Fakat asıl soru, "Yine yapar mıydım?"
Sanırım cevap için henüz hikayenin çok başındayız...
🍎~⚖️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FÜSUN
Teen FictionÇin mitolojisinde ; " Kaderin Kırmızı İpi " adında bir inanış vardır. İnanışa göre, Tanrı her insanın ayak bileğine kırmızı bir ip takar ve kaderleri birleşecek insanları, bu ipler sayesinde ezelden bağlarmış. Bu ip zamanlandıkça esner ve kördüğüm o...