3.Kişi Anlatımı:
Seungmin ne diyeceğini bilmiyordu. Chan onu sevdiğini söylemişti. Geceleri kabus görerek uyanıp onu düşünerek uyumuştu,annesinden sonra hayatının tamamen bittiğini düşünmüştü çünkü annesi onun daha küçük yaşta bitmiş olan hayatıydı. Ama Chan her şeyi değiştirmişti. Bitmiş olan hayatı yeşermişti.Seungmin düşünüyordu,eğer teklifini kabul ederse nelerin olacağını. Yapabilirler miydi? Ona ihtiyacı olduğu zaman sarılabilir miydi,yanında olabilir miydi? Babasından kaçarken mutlu olabilirler miydi? Etrafındaki insanlar buna saygı duyarlar mıydı? Onunla konuşup her şeyin yoluna girebileceğini söyleyebilir miydi? Kirlenmiş birisini ister miydi? Öz babasının bile sevmediği birisini sevebilir miydi bir başkası?
Chan düşünüyordu,belki de bu soruyu ona hiç sormamalıydı. Hiç bir zaman anlayamamıştı,annesi neden onu bırakmıştı? Dış görünüşü yüzünden mi yoksa kişiliği yüzünden mi? Annesinin bir başkasını tercih edeceği kadar kötü birisi miydi?
Chan kendini her zaman bir fazlalık olarak görmüştü. Dış görünüşünü sevmiyordu,gerçi kendini hiç bir zaman sevmemişti,dış görünüşün ne önemi vardı ki? Bazen 'eğer babam yaşasaydı beni sever miydi?' diye düşünüyordu ama daha sonra 'benim gibi birisini kim sever ki?' diyordu. İnsanlar onu kullanmıştı hep. Dertlerine çare bulurdu,onların yanında olurdu ama günün sonunda her zaman yalnız olurdu.
Chan,insanların onu sevebilmesi için herşeyi denemişti. Derslerini düzeltmişti olmamıştı,onların yanında olmuştu ama olmamıştı,daha kendisine bile yardım edememişken başkalarına yardım etmişti ama olmamıştı. Dış görünüşünü düzeltmişti ama olmamıştı. İnsanların istediği şekilde olmuştu ama yine de başaramamıştı.
Sahiden,ne zaman birisi onu olduğu gibi sevecekti? Etrafımızda bir çok insan vardır,ailemiz olabilir,arkadaşlarımız olabilir,öğretmenlerimiz olabilirdi. Bize her zaman dolu gibi olan ama boş sözler söylerlerdi. Ama biz yine de kendimizi yalnız hissederdik. Chan'da böyle hissediyordu. Her zaman yalnız...
İki gençte birbirlerine gözleri dolmuş bir şekilde bakıyordu. Birisi 'beni böyle kabul eder mi?' diye,diğeri ise 'o da beni terk eder mi,yalnız bırakır mı?' diye düşünüyordu.
Belki de onları güzel bir gelecek bekliyordu. Evlenip arkadaşları ile güzel bir hayat yaşayacaklardı. Kabus gördüğün de düşünerek değilde sarılarak geri uykuya dalacaktı. Hiç bir zaman birbirlerini yalnız bırakmayacaklardı,her ne olursa olsun. Sabahları tatlı atışmalar ile kahvaltıyı hazırlayacaklardı. Belki bir çocuk evlat edinip,kendilerinin yaşadıkları şeyleri yaşatmayıp ona iyi bir evebeyin olacaklardı.
Ama hayatın ne getireceğini bilemeyiz. Bu gün mutlu oluruz ama yarın bizi mahveden bir haber alırız. İki gencin kurduğu aydınlık hayaller bir an da karanlığa dönüşebilirdi.
Seungmin artık kaçmaktan yorulmuştu. Chan ise yalnız kalmaktan. Seungmin kendine bir söz vermişti,ne olursa olsun beraber üstesinden geleceklerdi. Chan'da kendine,ne olursa olsun yalnız bırakmayacağına,terk etmeyeceğine dair söz vermişti.
Seungmin karşısındaki gence göz yaşları içerisinde gülümsemişti. Chan ağlamamak için kendini tutuyordu,güçlü olmalıydı,onun kendini böyle görmesine izin veremezdi. Ona acı yerine güç vermeliydi,mutluluk vermeliydi.
"Fark ettin mi bilemiyorum ama ben de seni seviyorum. Seni dış görünüşün için sevmiyorum. Yani yanlış anlama senin görünüşün tabiki de çok iyi. Mesela gözlerin ile her şeyi anlatabiliyorsun,üzgün olsan bile gözlerinin içi parlıyor. Ben birisi ile pek göz göze gelmek istemem ama senin parıldayan gözlerine saatlerce bakmak istiyorum. Teninin kusursuzluğu,güldüğünde çıkan gamzen,içten gülümsemen ile insanları mutlu etmen,bunlar mükemmel şeyler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzleri - CHANMİN
RandomSeungmin babasından ve evinden kaçarak Seul'a gider. Yeni bir hayat kurmaya çalışan Seungmin,karşısına çıkan gencin hayatı olacağını kim bile bilirdiki. Ama geçmişi onu bırakabilecek miydi bilmiyordu.