❗BU BÖLÜMDE KÜFÜR BİRAZ FAZLA VAR. RAHATSIZ OLANLAR OKUMASIN LÜTFEN.❗
3.Kişi Anlatımı:
Sabah plan yapmıştı 8 genç okula beraber gelmek adına. Birlikte gülerek mutlu bir şekilde gelmişlerdi okula. Artık bir aile olmuşlardı. Herkes mutlu gözüküyordu,tamamen kusursuz,hiç bir sıkıntısı olmayan. Mutlu bir aile tablosu gibi.Ama hepside kendisinin hayal ederek kurduğu hayatı yansıtıyordu dışarı.Hayal kurmak hepimiz için artık bir yaşam kaynağı olmuştur. Hayal kurmadan mutlu olamazdık çünkü. Herkes kendinde eksik gördüğü şeyleri tamamlamak için hayal kurardı.
Kimisi görmediği annesi için veya sevgisini,kimisi kardeş veya abi sevgisini,kimisi ise göremediği baba sevgisini. Bazı kişiler olmak istediği bedenin hayalini,hiç olmayan arkadaşları ile mutlu olduğunu hayal ederdi.
Keşke derdik kendimize,keşke kurduğum hayallerin birazı bile gerçek olsa. Hayallerimiz gerçek olsa ne kadar güzel olurdu değil mi?
Okul sanki bugün çok hızlı geçmişti Minho için. Bugün ailesine Jisung ile olan ilişkisini konuşmayı düşünüyordu ama onu yanında götürmeyecekti çünkü ailesinin kötü bir şey diyip de Jisung'u üzmesinden korkuyordu.
Hava kararmak üzereyken Minho eve varmıştı ve salonda kendi halinde takılan ailesinin yanına gitmişti. Normalde Minho hiçbir zaman odasından çıkmazdı. Çıktığında ailesi ona aşağılayıcı cümleler söylerlerdi çünkü. Felix, Minho'yu dikkatli bir şekilde izliyordu. Ne diyeceğini merak ediyordu.
"Sizinle bir konu hakkında konuşmak istiyorum." Minho soğuk bir şekilde söylemişti ve kanepeye,onların tam karşısına oturmuştu.
Annesi ve babası onun yüzüne dahi bakmamışlardı. Minho onların bu hallerine alışmıştı artık. Her zaman yaptıkları şey diyip konuşmasına başlamıştı.
"Benim sevdiğim birisi var." Babası kahkaha atarak ona döndü ve alaycıl bir şekilde konuştu.
"Ne o,yoksa senin gibi bir ibneyi sevmediği için bizim onunla konuşmamızı mı istiyorsun?" Minho bu dedikleri ile yumruklarını sıkmıştı belli etmeden.
Annesi ona bir heves ile dönmüştü ama pişman olmuştu döndüğüne."Kız mı yoksa?" Minho,şimdiye kadar hiçbir anneliğini görmemiş olan kadına döndü.
"Maalesef bir erkek." Minho sahte bir şekilde üzülerek söylemişti. Annesi yüzünü iğrenircesine buruşturup,okuduğu dergiye devam etmişti.
"BİR DE BU ÇIKTI BAŞIMIZA" Babasının bir an da bağırması ile Felix olduğu yerde sıçramıştı.
"ZATEN YÜZÜMÜZÜ YERE EĞİYORSUN BU MİDE BULANDIRICI ŞEY YÜZÜNDEN,BİR DE ŞİMDİ SEVGİLİM VAR DİYORSUN" Evin içersinde sadece boş cümleler yankılanıyordu. Minho'nun yüzü kıpkırmızı olmuştu. Sinir ile ayağa kalkmıştı,halbuki hissettiği şey öfke değildi,hayal kırıklığıydı...
"YETER ARTIK.Ne istediysen yaptım! Derslerimi çok sıkı çalıştım,sırf sen beni sev diye ben belim ağrıyana kadar o masadan kalkmadım! Sırf sen beni sev diye istediğin bölümü seçtim! Arabalardan anlamadığım halde,işinden anlamadığım halde gittim sabaha kadar araştırdım! Neden biliyormusun? Çünkü senin sevdiğin şeyleri öğrenirsem bir kez bile olsun benimle düzgün konuşursun diye! Beni bir şerefsiz yada ibne yada siktir boktan birisi gibi görmemen için!"
Minho göğsüne sert bir şekilde vurdu iki defa. Gözlerinden yaşlar geliyordu ama umursamıyordu. Kardeşinden sonra ilk defa birisi ona gerçekten iyi olup olmadığını sormuştu,onun için endişelenmişti. Jisung için herşeyi yapardı ve buna,ona bir insan gibi davranmayan ailesinden başlamıştı. Minho burnunu çekti ve konuşmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzleri - CHANMİN
AléatoireSeungmin babasından ve evinden kaçarak Seul'a gider. Yeni bir hayat kurmaya çalışan Seungmin,karşısına çıkan gencin hayatı olacağını kim bile bilirdiki. Ama geçmişi onu bırakabilecek miydi bilmiyordu.