2.🌃

1.3K 140 61
                                    

Chan:

Çalışma masasında test çözüyordum. Bu sene son senem olduğu için derslerime daha çok çalışıyordum.

Aslında kardeşimle bana ailemizden kalan müstakil bı evimiz vardı. Ama ben yinede kendi emeğimle bı şeyler yapmak istiyordum.

Jeongin bı arkamdan sarılınca korkmadım değil.

"Kolay gelsin hyung." Yine herzaman ki gülümsemesiyle söylemişti. Bı şey istiyceği belli bugün fazla mutlu ve enerjik sanki.

"Hyung,Hyunjin hyung bize gelse bana resim yapmamda yardımcı olsa olur mu?" Tam da tahmin ettiğim gibi.

"Neden sen kendin yapamıyormusun?"
İlk başlarda bı şey demezdim ama son zamanlarda sürekli bir resim çizme isteği geliyordu. Ne hikmetse Hyunjin ile yapma isteği geliyordu.

"İyi ama resim çizmeyi sevdiğimi biliyorsun, kendimi geliştirmek istiyorum. Hem hyunjin hyungun resimleri çok güzel bana yardımcı oluyor. Lütfen"

Gözlerini yavru köpek gibi açıp,dudağını büzmüştü. Buna dayanamadığımı biliyordu ve bunu kullanmasını da gayet iyi biliyordu. O her ne kadar 17 yaşında olsa da o hâlâ bir bebekti,her ne kadar büyürse büyüsün o benim her zaman küçük tatlı kardeşim olarak kalıcaktı.

"İyi,tamam ama fazla yakınlaşmak yok."

"Tabikide hyung. Hem biz ne zaman yakınlaştık ki. Sadece bana resim çizmemde yardımcı oluyor o kadar."

"Tabi canım zaten geçen hafta çocuk sana nasıl çizileceğini anlatırken,yüzüne bakmaya dalıp soru sorduğunda panikleyip üstüne suyu dökende bendim zaten." Hyunjin'i bilemem ama Jeongin'in aşık olduğu çok belli. Sürekli onla birlikte olma isteği, onu görünce paniklemesi ve gözlerinin ışıldamasından belliydi. Ben tatil için evimize gidip geldiğimde bile bu kadar heyecanlanmamıştı.

Kardeşimin üzülmesin den korkuyordum. Hyunjin ile küçüklükten beri arkadaşızdır. Ona sonsuz güvenim var onu iyi tanıyorum. Ama şimdiye kadar bı çok sevgili değiştirmiş ve hiç biriyle ciddi bile olmamıştı sadece eğlencesine çıkmıştı. Kardeşime de aynısını yapar diye o üzülür diye korkuyordum.

"Hayır hyung bence sen yanlış hatırlıyorsun, o yüzden değildi bir kere."kaşlarını çatmış ellerinide belinin iki yanına koymuştu. Aklınca sinirli gözükmeye çalıyordu ama bilmiyordu ki böyle yapınca dahada tatlı olup onu mıncırma isteğimin gelmesini.
Kıkırdayıp,

"Öylemi, nasıl olmuş peki anlat bakalım bebek ekmek."

"Öhöm öhöm şimdi şöyle hyungcu-"

Telefonumun çaldığını duyunca ikimizde susup masanın üstündeki telefona bakmıştık,arayan Changbin'di. Telefonu açıp Jeongin'e 'seninle sonra görüşücez'bakışı atmıştım. O da gülüp kendi odasına kaçmıştı.

Chan: "Alo, efendim Changbin."
Changbin:" Alo, Chan siz biz buluşmak kafede."

Ne dediğini tam anlayamamıştım. Ayrıca sesimi titriyordu onun.

Chan:" Ne diyorsun Changbin anlamadım."

Tam konuşacağı sırada arkadan Felix'in sesleri gelmeye başladı.Felix ve Changbin aynı yerdelerdemiydi? Onlar bırak aynı yeri aynı bölümü istemelerine rağmen sırf aynı ortamda bulunmamak için çalışan kişiler. Buluşmalara bile bizim zorumuzla gelir,birbirlerine ters ters bakarlardı. Telefonu alıp,

Felix:" Alo,Chan hyung nasılsın?"
Chan:" Ben iyiyim de, siz iyimisiniz asıl, özellikle Changbin."
Felix: "Bizim sana,yani daha doğrusu size söylemek istediğimiz bir şey varda,onun için bizim hep gittiğimiz kafede yarın buluşsak olur mu? Hem yarın cumartesi ,hafta sonu, okul yok."

Şimdi daha da ilginçleşmeye başlamıştı. Felix ve Changbin aynı yerde isteyerek bulunmak istiyorlardı. Umarım aralarındaki anlaşmazlığı bozmuşlardır. Kimsenin birbirine kırgın,kızgın,küs olmasını istemiyordum. Herkes mutlu olsun istiyordum.

Chan:" Tamam Felix geliriz, merak etmeyin."
Felix: Sağol hyung. Bide yarın gelirken dil altı hapını getir,biz zaten nolur nolmaz diye hemen ambulansı aramak için telefonlarımızı yanımızda da tutucaz."
Chan:" Neden? Yoksa birinize bı şey mi oldu. Felix bekleyin hemen bizimkilere haber verip geliyoruz."
Felix:" Hayır hyung, biz iyiyiz ama yarın duyduklarınızdan sonra kalp krizinden ölmemeniz için önlem alıyoruz o kadar."
Chan:" Ne önlemi Felix. Noluyo orda. Yarın ne diceksiniz."

İyice meraklanma ya başlamıştım. Zaten oldukça,gereğinden fazla meraklıydım.

Felix: " Yarın söylicez. Şimdi kapatmam lazım. Changbin'i sakinleştirmem lazım. Görüşürüüz."
Chan:" Görüşürüz."

Telefonu kapatıp test çözmeye devam etmeye başladım. Gerçekten çevremde düzgün insan yok, hepsinin kafası birbirinden kırık.

Mutfağa gidip kendime ve Jeongin'e yiyecek bir şeyler hazırlamaya başladım. Yemeklerimizi yedikten sonra birlikte mutfağı toplayıp -her ne kadar sen toplıycaksın diye tartışsakda- yatmak için yatağıma girmiştim ki kapı açılınca çıkıp,bana tatlı tatlı gülümseyen Jeongin'e baktım.

"İyi geceler hyung. Yarın haftasonu ya,ben de diyorum ki ne zamandan beri sınavlardan dolayı birlikte bı şey yapamıyoruz. Acaba sen markete gidip bı şeyler alsan film izlesek olurmu?"

Haklıydı. Daha iyi olayım diye onu bu ara çok boşlamıştım. Hem benim için de iyi olurdu. Kendime ufak bı izin versem iyi olurdu.

"Tamam. Sen film seçmeye çalış bende markete gidip geliyim."
"Teşekkür ederim hyung." Diyip bana sıkıca sarılmıştı. Bende ona gülümseyip,sarılmıştım.

Markete gitmek için üstüme hırkamı giyip,telefon ve cüzdanımı da alıp yola çıkmıştım.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere:)

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere:)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Geçmişin İzleri - CHANMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin