29.Final 🌃

830 82 41
                                    

Seungmin:

*2 Yıl Sonra
"Seungmin hadi geç kalıcaz!" Chan'ın aşağıdan seslenmesi ile shortumu da giyip aşağıya inmiştim. Tatil yapmak için buradan bir kaç saat uzaklıktaki yazlıklarına gidiyorduk.

Chan hemşirelik bölümünü okuyordu ve mezun olmasına 1 yıl kalmıştı. Bende çocuk gelişimi bölümünü seçmiştim çocuk psikoloğu olmak adına. Benim mezun olmama ise 2 yıl kalmıştı.

Çocuk psikoloğu olmak istememin sebebi ise belliydi aslında. Hiç bir çocuğun dışarıda arkadaşları oynarken odalarında olmasını yada konuşamayan bir çocuğun rahatça sevinebilmesi gibi şeyler için,çocukların mutlu olabilmesi için okuyordum.

Hyunjin resim öğretmenliğini, Jisung ve Minho gıda mühendisliğini, Jeongin sosyal hizmetler,Felix truzim bölümünü okuyorlardı. Changbin ise babasından kalan çiçekçi dükkanını işletiyordu.

Üstüme beyaz bir t-shirt ve diz kapaklarıma kadar gelen shortumu giymiştim. Chan ise üstüne sıfır kollusunu ve diz kapağının yukarısında olan shortunu giymişti.

"Artık gidebiliriz Chan."

"O halde önden buyurun."

Chan ile birlikte arabaya bindikten sonra yolculuğumuz başlamıştı. Sabah erkenden kalktığımız için uykumu tam alamamıştım o yüzden gözlerim kapanmaya başlamıştı,bende uykuya dalmıştım.

Chan'ın kolumu çekiştirmesi ile ona dönmüştüm. Gözlerimi ovalayıp yerimde doğruldum ve etrafa bakmaya başladım. Burası yazlık değildi. Burası mezarlıktı. Burası annemin mezarlığıydı....

"Sürpriz yapmak istedim. Arabanın arkasında buket olacaktı,onu annene verebilirsin."

Gözlerim dolu bir şekilde ona dönüp gülümsedim ve sarıldım. Geri çekilip arka koltuktan buketi aldım ve arabadan hızla indim.

Onu en son buradan kaçarken ziyaret etmiştim. Daha sonrada araya dersler falan girince de gidememiştim.

Annemin mezarının önüne geldiğimde soğuk mermer taşına sarıldım ve ağlamaya başladım. Onu o kadar çok özlemiştim ki. Mermer taşına sanki ona sarılıyormuş gibi sarılıyordum. Sıkı sıkıya tutuyordum,sanki gidecekmiş gibi.

"Seungmin..." Arkamdan gelip omzuma dokundu ve beni kendisine çekti.

"Onu o kadar çok özledim ki Chan." Daha fazla konuşamamıştım. O beni anlardı zaten. Nasıl hissettiğimi,ne düşündüğümü bilirdi.

Ondan ayırılıp burnumu çektim ve gülümseyerek mezar taşını okşadım.

"Bak anne sana kimi getirdim. Muhtemelen bana küsmüşsündür gelmediğim için ama sana yine kağıttan şeker yapar veririm,sen de beni affedersin. Aynı küçüklüğümde ki gibi."

"Merak etmeyin,oğlunuz emin ellerde."
Chan'ın omzuna başımı koydum ve orada oturup annemin mezarını temizleyip çiçekleri koyduk.

Arabaya bindikten sonra Chan'ın bana uzattığı suyu alıp içtim."Aslında seni bir yere daha götürmek istiyorum." Direksiyonu çeviren elini tuttum."Seninle her yere gelirim." O da bana saniyelik bakıp tekrar yola çevirdi bakışlarını.

Araba durduğun da burasının birbirimize açıldığımız yer olduğunu anladım. Arabadan inip baktığımda etrafın özen ile hazırlandığını gördüm.

 Arabadan inip baktığımda etrafın özen ile hazırlandığını gördüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Geçmişin İzleri - CHANMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin