3.Kişi Anlatımı:
İlk dersleri bittikten sonra Seungmin çantasından kitabını çıkartıp kütüphaneye doğru gitmeye başlamıştı.
Gerçi derse pek odaklanabilirmiydi bilmiyordu. Çünkü annesinden sonra ilk kez ona birisi hediye almıştı.Annesi kendi yaptığı bilekliği vermişti ona. Güzel bir görüntüsü yoktu,çoğu kişi için önemsizdi ama Seungmin için dünyadaki en güzel şey ve onun için en değerli şeydi.
Seungmin'in annesi hayattayken bile yok gibiydi. Aynı evde yaşamalarına rağmen bile bir araya zor gelirlerdi.
Seungmin hislerinden pek emin değildi. Onu görünce kalbi hızlanıyor,konuşmayı unutuyor,içi huzur ile kaplanıyordu.
Gerçi diğer gençte ondan farksızdı. Gülümsemesini gördüğü zaman o da istemsizce gülümsüyordu,bir insana göre kusursuzdu. Nasıl hissettirdiğini bilmese bile ona bir kez bile olsun sarılmak istiyordu. Belki onu daha iyi hissettirebilirdi.
Seungmin kütüphaneye gidip çalışmaya başlamıştı,bu sınav onun için çok önemliydi. Annesine bir sözü vardı ve onu hayal kırıklığına uğratmak istemiyordu.
Zilin çalması ile sınıfına giderken Chan'ı gördü,o da onu görmesi ile ikili gözleri kayboluncaya kadar gülümüsediler.
"Hediye için çok teşekkür ederim."
"Bir şey değil. Mutlu olmana sevindim."
"Etrafının aydınlanması için sonuna kadar gülümsiycem."
"Etrafımızın." Chan'ın dediği şey ile birlikte Seungmin'in yanakları kızarmaya başlamıştı. Yine aynısı oluyordu,ufacık bir şeye bile kızarıyordu.
Jeongin'in gelmesi ile Seungmin içinden bir 'oh' çekmişti, Jeongin'e iyi bir teşekkür borçluydu.
"Hyung sizin birlikte olmanızı en çok isteyen kişiyim ama şimdi ders başlıyacak, Seungmin'in azar yemesini istemezsin değil mi?"
Seungmin duyduğu şeyler ile lafını geri almıştı. Ona iyi bir dayak borçluydu.
Jeongin,ikilinin bir şey demesine izin vermeden sınıfa sokmuştu ve ders başlamıştı. Jeongin derste ona göz kırpıp imalı bir şekilde gülüyor, Seungmin ise ona ters bir şekilde bakıyordu.
Sonunda okul bittiğinde Seungmin kafeye gitti. Aklında babası vardı,nasıl öğrenmişdi yerini. Yeni tanıştığı kişiler söyleyemezdi,onlara güveniyordu. Ama başka bilen de yoktu. Taehyun...
Seungmin müşterinin seslenmesi ile düşüncelerinden kurtulup işini yapmaya devam etti.
İşten çıktıktan sonra eve doğru yürümeye başladı. İyi ama neden böyle bir şey yapsın ki? Belki de evini değiştirmeliydi. Karşıdan gelen kişiyi etraf karanlık olduğu için tam görmemişti ama yaklaştıkça kimin olduğunu gördü.
Elinde telefonu vardı ve müzik dinliyordu. Seungmin hazır bakmıyorken gidebileceğini düşündü. Tam giderken seslenmesi ile durup ona zoraki bir şekilde gülümsedi.
"İyi akşamlar Seungmin."
"Sanada iyi akşamlar Chan." Dedi ve eve gitti. Chan'ın verdiği hediye kutusunu bir kere daha inceledi. Gerçi ne kadar incelerse incelesin yine de ilk verildiği an gibi heyecanlı olucaktı.
Çikolataları çok seviyordu,ona iyi şeyler hatırlatmıyordu ama o yinede seviyordu. Çikolataları yedikten sonra üstünü değiştirip ödevlerine başladı. Haftasonu alışverişe çıksa iyi olacaktı.
Seungmin ödevlerini bitirdikten sonra saatin geç olduğunu gördü. Yeni tanıştığı kişilere teşekkür etmek istiyordu. Hyunjin,Chan,Felix,Minho,Jisung,Jeongin,Changbin,yanında olmuşlardı.
Onlara teşekkür amaçlı olarak kek yapmaya karar verdi. Kekleri de yaptıktan sonra soğuması için masaya bırakıp etrafı toplamaya başladı.
Tek başına yorucu oluyordu,bazı kişiler gibi annesi ona yemek yapmıyordu yada yardım etmiyordu ama o buna zaten alışıktı. O annesi varken bile annesizliğe alışan birisiydi.
Etrafı topladıktan sonra Chan'ın ona aldığı çerçeve ve oyuncağı odasındaki dolabın üzerine koyarak uykuya daldı.
Merhaba. Nasılsınız? Umarım kitabı seviyorsunuzdur. Görüşmek üzere,kendinize iyi bakın:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzleri - CHANMİN
RandomSeungmin babasından ve evinden kaçarak Seul'a gider. Yeni bir hayat kurmaya çalışan Seungmin,karşısına çıkan gencin hayatı olacağını kim bile bilirdiki. Ama geçmişi onu bırakabilecek miydi bilmiyordu.