Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Keyifli okumalar.
Sabah kapı alacaklı varmış gibi çaldığından dolayı uyanmıştım. Telefonuma baktığımda saat daha sekizdi. Bu saatte kim geliyordu ve neden kapıyı kırmaya çalışıyordu? Oflaya puflaya ayağa kalktım ve Selin'e baktım. Yastıkla kafasını kapatmıştı. Zile daha fazla basıldığında terliklerimi giyip hızlı adımlarla merdivenden indim ve kapıyı açtım. Abim gelmişti.
"Kır kapıyı ya, çekinme."
Benim sitemimi duymazlıktan geldi ve bir hışımla eve girip üstünü portmantoya astı. Ben de kapıyı kapattıktan sonra tekrardan odama doğru yol aldım. Zaten ayakta uyuyordum. Gerçi uyandıktan sonra uyumam zor oluyordu ama olsun.
Abimin seslenişi ile merdivenlerin başında durdum. "Benim odamda bir işim var. Sen bana sandviç hazırlar mısın?" Ne yani abim benden rica da mı bulundu?
"Sonra?" Ne de olsa uyuyamayacaktım teklifini kabul edebilirdim.
"Sonrasına karışma. Seni ilgilendirmeyen konulara da burnunu sokma." Eliyle burnumu sıktı ve hapşırdım. Küçüklüğümden beri biri burnumu sıktığı an hapşırırdım.
Omuzlarımı silktim. "İyi, tamam. Hazırlarım." Derin bir nefes verip elimle gözümü ovuşturdum. "El mahkûm. Ama nereye gittiğini söyle." Benden bir şeyi saklıyordu ama adım da Begüm ise bunu öğrenecektim.
Kaşlarını çattı. "Hayır."
Kozunu kullanma zamanı Begüm.
Ellerimi belime yerleştirdim. "Öyle mi? O zaman bende gece saat on ikiye kadar arkadaşında ders çalışmadığını, artık neredeydin o gün bilmiyorum, söylerim anneme." Bu bilgiler bazen çok işime yarıyordu. Onun gözleri yerlerinden fırlayacakken benim de dudaklarımdan bir kahkaha çıktı.
"Senin eline bir daha koz verenin ta-" Kahkahama son verip elimle ağzını kapattım. Diğer elimin işaret parmağını dudaklarıma yerleştirdim. "Sus ve söyle."
Gözlerini devirdi. "Bir kızla buluşacağım tamam mı?" Kaşlarım havalanırken elimi ağzından çekmiştim.
"Oha kim bu şanssız kız?"
Sorularım onu bezdirirken beni bir an önce başından atmak istiyordu. "Cansu. Sen tanımazsın."
Omuzlarımı silktim. "İyi tamam. Ben şimdi hazırlarım."
Merdivenleri çıkarken "Bi' zahmet çabuk olursan sevinirim." diye seslendi.
"Canım abim sen hiç merak etme senin için çok yavaş yapacağım." Abimi gıcık etmeye bayılıyordum.
"Dalga geçme!" dedi ve kapı kapanma sesi geldi. Bende elimi yüzümü yıkadıktan sonra sandviç hazırlamaya koyuldum.
Yaklaşık yirmi dakika sonra yanıma geldiğinde yüzünde hem sinirli hem de şaşkın bir ifade vardı. "Ha sen ciddiydin?" Aslında değildim ama bunu bilmesine gerek yoktu.
"E evet?" Elimdeki bıçağı bıraktım.
Omuzlarını silkti. "Sen şimdi görürsün." dediği an beni gıdıklamaya başladı. Niye herkes beni gıdıklıyordu arkadaş? Ben kahkalar içindeyken mutfağa Selin girdi.
Saçı başı dapdağınıktı. Dün gece makyajını silmediği için makyajı da dağılmıştı. Gıdıklanmanın üstüne bir de onun tipine gülmeye başlamıştım.
"Ne çok ses çıkaran varlıklarsınız siz ya? Sabahın körü ya körü!" Abim beni gıdıklamayı bırakmıştı. Sonunda.
Selin'e dönüp konuşmaya başladı. "Sus kız." Abim bunu dedikten sonra gülmeye başladığında neye güldüğünü anlıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİN BENİM
Teen FictionBu bir kızın ve arkadaşlarının eğlence, hüzün, mutluluk, ağlama, gülme ile dolu hikâyesi... "Sanki ne zaman görüşmeyelim desem daha çok çekiliyorduk birbirimize." ...