*19. BÖLÜM*

41 8 0
                                    






Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. İyi okumalarrr


"Bana bak abi biraz daha o odadan çıkmazsan kapını kıracağım, haberin olsun." dediğimde sesli bir şekilde ofladı ve sertçe kapıyı açtı.

Birazdan Bursa'ya doğru yol alacaktık ama abim çantasını yeni hazırlıyordu. Ben çoktan hazırlamıştım hatta Selin ve Efe de bize gelmişti, çünkü bizim buradan gidecektik, ama abim oyalanıp duruyordu.

"Geldim işte." dediğinde şükür yapıp ellerimi yüzüme sürdüm.

"Cansu ne zaman geliyor?" dediğimde saatine baktı.

"Gelir birazdan." dedi ve ben de geri odama döndüm.

Odama döndüğümde Selin valizini taşımaya çalışırken Efe ona gülüyordu.

"Öküz güleceğine yardım etsene." dediğinde Selin, Efe hala gülüyordu. "Yontulmamış odunsun bak, gerçekten." Efe en sonunda sustuğunda kalkıp Selin'in elindeki valizi aldı. Kendisi zaten normal bir sırt çantası hazırlamıştı.

O ikisini birlikte taşıyıp odadan çıkarken ben de valizimi aldım. Evet, ben de valiz hazırlamıştım Selin'e laf söyledikten sonra. Ama yine de benim valizim Selininkinden küçüktü. Hem kayak yaparken giyeceğim kıyafetler çok yer kaplıyordu, benim suçum değildi. Bir de yanıma küçük bir omuz çantası almıştım içine cüzdanımı vesaire koymak için.

Selin ile birlikte odadan çıkıp aşağı indik. Annem iki araba ile gideceğimizi bildiği için iki büyük kap atıştırmalık yapmıştı. Kapıda kapları eli boşta olan Selin'e verdi ve vedalaşıp evden çıktık. Zaten herkes bizim kapının önünde toplanmıştı.

"Barış, beni takip ediyorsun tamam mı?" dedi abim ve arabasına bindi.

"Dikkatli ol. Tamam mı?" dediğimde gülümseyip kafa salladı. Sonra Selinden bizim atıştırmalık kabımızı aldım ve ben de bizim arabaya bindim.

Bizim arabada ben, abim, Cansu ve Efe varken; Barışların arabasında Barış, Ezgi, Berkay ve Selin vardı.

Abim arabayı sürmeye başlarken kornasını çaldı ve Barış da sürmeye başladı.

Biz yola çıkarken Efe ofladı. "Kulaklığımı unutmuşum."

"Al, bende bir tane var." dediğinde abim eğilip torpidodan kulaklığını çıkartıyordu. Tabi Cansu onun yanında olduğu için o ara biraz yakınlaşmışlardı ve abim geri yerine çekilirken Cansu'ya göz kırpmayı ihmal etmemişti.

Ah Cansu ah, abimin nasıl bir baş belası olduğunu öğrense evlenmekten vazgeçer miydi acaba?

"Sağ ol." dedi Efe ve kulaklı telefonuna bağlayıp kendini dış dünyaya kapadı. Keşke Selin ile aynı arabada olsaydım.

"Çok sıkıcısınız çok." dedim ve oflayarak kollarımı birleştirdim göğsümde.

"Daha yola yeni başladık Begüm." dedi abim. Bense ona cevap vermedim. Ben de kulaklığımı kulağıma takıp müziğimi açarken Efe'nin bana bırakmış olduğu yere sindim ve gözlerimi kapattım. Zaten önümüzde daha beş-altı saat vardı.

"Uyansana Begüm. Alt tarafı dört saattir uyuyorsun, ne ara derin uykuya daldın?"

Efe'nin bana söylenmesini duyduğumda yavaş yavaş gözlerimi araladım. Hem dört saat derin uykuya dalmak için gayet uzun bir saatti.

"Oh be sonunda." dedi. "Hadi gel, moladayız."

Yerimde doğruldum. Abim ve Cansu arabada değildi ki zaten Efe de inmiş kapımı açmış beni öyle uyandırmaya çalışıyordu. Karnım guruldadığında arabadan inmiştim.

KALBİN BENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin