*12. BÖLÜM*

33 12 0
                                    


Yorum atmayı ve oy vermeyi unutmayın. İyi okumalar!!


Aradan bir iki hafta geçmişti ve okulda Barış ve İlayda'nın sevgili olarak adı bile çıkmıştı. Evet, sevgili. Bu yakınlıklarının anlamını Berkay dahil kimse bilmiyordu. Bilmesine de gerek yoktu. Ne yapıyorlarsa yapsınlardı.

Bugün yağmur yağıyordu, hava biraz soğuk ve rüzgarlıydı. Bu havaları bazen beni hasta etse çok seviyordum. Çoğu kişi bu havada kendisini depresif hissederken ben mutlu ve enerjik hissediyordum. Anormaldim herhalde.

Okul formamı giydim ve üstüme bir hırka aldıktan sonra kahvaltı yapmadan evden çıktım. Bu aralar kahvaltı yapasım yoktu zaten.

Dışarı çıktığımda yağmur çok şiddetli yağmasa da hava soğuktu ve bacaklarım şimdiden donmaya başlamışlardı. Şemsiyemi almadım ve bahçe kapısını açıp okula doğru ilerlemeye başladım.

Okul yolunu yarılarken yağmur şiddetini daha çok arttırmıştı ve ben şemsiyemi almamıştım mal gibi. Bir de akıllıyım diye geçiniyordum. Tamam, yağmuru severdim ama çiselerken. Bu sefer sanki damlalar kafamı delecekti.

Yoluma devam ederken yanımdan bir araba hızla geldi ve çukurda birikmiş suya girdiğinde resmen bütün su üzerime sıçramıştı.

"Yavaş ol be hayvan herif!" Eteğime göz gezdirdiğimde her yeri çamur olmuştu. "Üstüm mahvoldu!" deyip bir ayağımı yere vurdum ve daha hızlı bir şekilde okula ilerlemeye çalıştım. "Sanki körler, insan bir yayanın yanından geçerken yavaşlar. Of ya of."

Ben söylenmeye devam ederken bu sefer yanımda bir araba durdu. Araba Barış'ın arabasıydı.

Camı açtı ve sürücü koltuğundan bana bakmak için eğildi. "Çok yağmur yağıyor. Okula birlikte gidelim." Onu duymuyormuş gibi yoluma devam ediyordum. Bir süre yavaş hızda peşimden gelse de en sonunda arabayı kenara çekip arkamdan koşmaya başladı. "Sana diyorum Begüm." Durup hızlıca arkama döndüğümde aramızda dört beş adım vardı.

"Ne istiyorsun sen benden?" dedim. Sesim biraz fazla çıkıyordu. Ona doğru yaklaştım. "Çok yağmur yağıyor olması ve benim ıslanmam seni ne kadar ilgilendirir? Senin sevgilin yok mu ya?" Öylece durup kalmıştı ve yeşil  gözleri bana inanamıyormuş gibi bakıyordu. Bir adım daha attım ona ve boy farkımızdan dolayı kafamı kaldırıp yeşil gözlerine iyice baktım. "Sen git sevgilini bul. Bu yağmurda çok ıslanmıştır." dedim. Sesimin tonunu alçaltarak söylemiştim. Aynı zamanda okul formam üstüme yapışmıştı ıslaklıktan.

Önüme dönüp yoluma devam ettim. Barış bana tek bir cümle bile söylemedi. Arabasına bindiğini de sertçe kapısını kapatmasından anladım. Yanımdan hızla geçip gittiğinde su birikintisi olmadığı için dua ediyordum ama aynı zamanda güne lanet olası bir biçimde başladığım için sövüp duruyordum. Neydi bu? Önce sucuğa dönüyorum sonra Barış. Bu aralar zaten kendimi kötü hissettiğimden ağlamaya başladım. Hem ağlıyor hem okula yetişmeye çalışıyor hem de bir yandan sövüyordum.

Bir an önce okula varmak istiyordum.

Okula vardığımda derse geç kalacak olmam umrumda değildi ve kimseye farkedilmemek için hızlıca soyunma odasındaki duş kabinine girdim. Sadece vücudumu çamurdan arındırdıktan sonra soyunma odasındaki dolabımdan okulun spor kıyafetlerini giydim. Saçlarımı kuruttuğumda bile hafif nemli kalmıştı.

Çantamı alıp soyunma odasından çıkarken karşımızdaki erkek soyunma odasından da Barış çıkıyordu. O da beni dinleyip cevap verme tenezzülünde bile bulunmadığı kısacık vakitte sırılsıklam olmuştu. Ona bakmayıp sınıfa gidecekken arkamdan konuşmaya başladı.

KALBİN BENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin