Yorum atmayı ve oy vermeyi unutmayın. Keyifli okumalar...
Üstümde bir ıslaklık hissettiğimde çığlık atarak uyandım. Abim başımda bana kahkaha atıyordu. Elinde de sürahi vardı. Benim derdim bitmezdi ki! Sabah sabah uğradığım muameleye bakın yani.
Efe ve Selin de uyanmışlar, uyku sersemlikleriyle bize bakıyorlardı. Selin bizi görür görmez çarşafı kafasına doğru çekiştirdi ve yatmaya devam etti. Efe ise mal gibi tavanı izlemeye koyuldu. Senelerdir aynı manzarayı görüyorlardı zaten.
"Günaydın güzelim." dediği zaman üstümdeki pikeyi attım ve abime doğru atağa geçtim. Kaçmaya çalışmıştı ama elindeki sürahi yüzünden hızlı değildi. Ben de onu yakalayıp koluna tırnaklarımı geçirdiğimde bu sefer çığlık atan taraf oydu. Ben ona böyle bir plan hazırlamışken onun sanki planımı öğrenip, benden önce yapması bir yandan da koyuyordu.
"Hiç de gün aymadı. Bir sürahi su boşalttın lan üstüme!" diye bağırdım. Tırnaklarımı çekmemiştim kolundan. Pislik herif!
"Gerçekten seni Teen Wolf'ta oynatmalılar kurt yerine." Söylediği söz üzerine daha fazla tırnaklarımı bastırdım koluna."Ahh bıraksana kolumu." Abim bir anlığına elimden kurtulup annemlerin odasına daldı ve sürahiyi de komodinin üstüne koydu. Benden ancak annemlerin yanına giderek kaçabilirdi.
"Anne kurtar beni!"
Annem bir hışımla uyanıp yastığını abime attı. O an kahkaha atmaya başladım ve elimi göğsümden karnıma doğru götürdüm. Oh olsundu.
Babam da uyanmıştı ama bizimle uğraşmak istemediği için o da Selin gibi yastıkla kulaklarını kapatmıştı.
"Niye kurtarsın ya? Anne halime bak. Bir sürahi suyu üstüme boşalttı." dedim ve tişörtümle saçımı anneme gösterdim.
Babam derin bir nefes alıp yataktan kalktı.
Annem de söylenmeye başladı. "Allah'ım sen akıl dağıtırken benim evlatlarım neredeydi acaba?"
Bence ben akıllıydım yeterince ama abim katıksız maldı. Hatta bence annemler abimlere zeka genini vermeyi unutmuş, bütün zeka genlerini bana vermişlerdi. İyi ki!
Babam odadan çıkarken "Hadi hadi, gidin hazırlanın. Sonra da Selin ve Efelerle kahvaltıya inin." dedi.
Babam evde kaldığı gün kendisi kahvaltıyı hazırlardı en azından keyfi olduğu zaman. Tabi bunu çok beceremediğinden annem yardımcı olurdu.
Abim ile annem babamın peşinden indiğinde ben de kendi odama geri dönüp Efe ve Selin'i uyandırdım.
"Hadi hadi kalkın." demiştim ama Selin çarşafı daha da çekmişti kendine. Efe de yastıkla kafasını kapatmıştı. Acaba kalkmazlarsa bir sürahi faciası ben de mi yaşatsaydım?
"Hadi diyorum." Ben de diyordum demesine ama beni takan yoktu hala. "Okula geç kaldık." dediğimde Efe yine mi ya diyerekten uyanmaya başlamıştı. Selin de aynı şekilde.
"Bıktım bu okuldan." dedi Selin üstündeki battaniyeyi hızlıca atıp kalkarken.
"Altı üstü üç gündür okula gidiyoruz." dedim o odamdaki tuvalete giderken.
"Olsun."
Efe elini yüzünü yıkayıp aşağıya indiğinde Selin de hala tuvaletteyken ben de ıslak olan üstlerimden kurtulup okul üniformamı giyindim.
Efe ve Selin evi yakın olduğundan ve iki gün üst üste sivil gitmemek için kahvaltıdan sonra eve gidip formalarını giyecekti.
Formamı giydikten sonra kumral ve hafif dalgası olan saçlarımı tarayıp düzenledim ve hafif de makyaj yapıp Selin ile birlikte aşağıya indik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİN BENİM
Teen FictionBu bir kızın ve arkadaşlarının eğlence, hüzün, mutluluk, ağlama, gülme ile dolu hikâyesi... "Sanki ne zaman görüşmeyelim desem daha çok çekiliyorduk birbirimize." ...