Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. İyi okumalaaarrr.
Sabah uyandığımda direkt telefonuma sarıldım. Daha gözüm her şeyi net göremiyordu bile ama telefonum önemliydi. Beklediğim gibi Barış'tan mesaj gelmişti. Ama artık ismi farklıydı. Sonuna bir kalp eklenmişti.
Günaydın Begüm Hanım.
Tek bir kelimesiyle dahi kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.
Yatakta doğrulup sırtımı başlığa dayarken yüzümdeki sırıtmaya engel olamıyordum. Aklıma sürekli dünkü şeyler gelip gelip duruyordu. Resmen ben onu öpmüştüm. Ben ya ben!
Ayrıca o bana ne demişti? Beni gördüğünde içi kıpırdıyormuş, yeşil gözlerim çok güzelmiş.
Ben bu çocuğu yerdim ya.
Ayrıca ve ayrıca ona seni seviyorum demiştim. Resmen şimdi çığlık atacaktım. Bendeki bu cesaret neymiş ya? Düne kadar ne kadar cesaretli olduğumu ben de bilmiyordum.
Yanaklarımda kızarıklık, yüzümde aptal bir sırıtış varken ben de Barış'a yazdım.
Günaydınnn
Mesajı ilettikten sonra yataktan kalktım okula gitmek için.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra kahvaltıya indim. Annemler yoktu. Abim de yoktu. İlk defa abim kahvaltı masasında yok değildi ama bu sefer yokluğu çok değişikti. Artık o evlenmişti, kendisine bir aile kurmuştu, artık kendisinin bir evi vardı.
İçimden neyse ev bana kaldı deyip masaya oturdum. Canım annemler işe gitmeden önce bize de bir şeyler hazırlamıştı. Yani Sinem, Fulya, Açelya ve bana. Bugün onlar evde kalacaktı ama ben okula gidip geldiğimde bir yere gitmek için plan yapacaktık.
Ben yemeğimi yerken üçünün de bakışları üzerimde olduğu için hepsine ne var dercesine teker teker baktım.
"Sen artık bize şu yüzündeki sırıtışı açıklar mısın?" dedi Fulya ve derin bir nefes aldı. "Ay yoksa sen de mi otobüste gördüğün çocuğa aşık oldun?"
Açelya da benim gibi Fulya'nın bu sözüne derin bir nefes aldı ve ellerini açıp sabır diledi ve ellerini yüzüne sürdü.
"Yok, başka birine." dediğimde üçü de donakaldılar.
"Ne?" dedi Sinem.
"Nasıl?" dedi Fulya.
"Kime?" dedi Açelya.
Yüzümdeki sırıtış büyüdü. "Barış'a." dedim. Üçü de aynı anda açılan ağızlarını eliyle kapattı.
"Şokum ben şuan. Kızım hani duygularından emin değildin de cart curt." dedi Sinem.
"Ya aslında ben etkileniyordum da işte maldım o yüzden." dedim ve ağzıma bir zeytin aldım. "Asıl size daha önemli bir şey demem lazım." dediğimde üçü de yine aynı anda bana odaklandı. "Biz sevgili olduk."
Ve üçünden de yine ve yine aynı anda çığlık geldi. Kulağımın zarı patladı be sabah sabah.
"Ciddi misin sen?" diye sordu Açelya hala inanamayarak.
"Ciddiyim tabi ki." deyip çayımdan bir yudum aldım.
"Dün mü konuştunuz?" diye sordu Fulya.
"Evet. O dışarı çıktığında ben de çıktım arkasından. Baktım ki sigara içmeyen çocuk sigara içiyor. Her neyse burası önemsiz. Sonra bana bir şeyler bir şeyler söyledi." dediğimde Sinem araya girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİN BENİM
Novela JuvenilBu bir kızın ve arkadaşlarının eğlence, hüzün, mutluluk, ağlama, gülme ile dolu hikâyesi... "Sanki ne zaman görüşmeyelim desem daha çok çekiliyorduk birbirimize." ...