*4. BÖLÜM*

69 20 1
                                    







Aradan iki hafta geçmişti ve Barış'ın bana istek atması üzerine sosyal medyadan takipleşmeye başlamıştık. İki üç günde bir konuşuyorduk. Üç gün sonra buraya taşınacaklardı. Babası, annem ve babam gibi mimardı ve burada, yazlık bir yer olduğu için, ofis açmayı düşünüyordu. Nereye taşınacakları hakkında bir şey söylememişti. Sürpriz olacakmışmış.

Odamda Efe ve Selin ile birlikte oturmuş sohbet ediyorduk. Efe, Selin gibi çocukluk arkadaşımdı. Selin, Efe'ye Berkay ile olanları anlatıyordu. Selin ve Berkay da bu iki haftada konuşmaya devam etmişlerdi. Ve Selin konuştukları en gereksiz şeyi bile en detaylarıyla bana ve Efe'ye anlatıyordu. Efe ise Selin'in anlattıklarına derin nefesler çekip, göz deviriyordu. Küçüklükten beri bizi kıskanırdı. Gerçi beni kıskanacak durumlar pek gerçekleşmemişti.

"Of ben patlayacağım sıkıntıdan. Şuan aynı olayı yüzüncü defa dinliyorum Efe yüzünden." deyip oturduğum yatağımda kendimi geriye doğru atıp uzandım. Ayrıca hayırsız arkadaşlarım benim bu dediklerimle de ilgilenmemiş konuşmaya devam etmişlerdi.

Bir hışımla kalkıp ayağımdaki terlikleri yere sürte sürte mutfağa indim ve buzdolabını açıp içine böm böm bakmaya başladım bir şey bulurum diye. Gözümü az daha gezdirdiğimde aradığımı bulmuştum. Çilek.

Annemin bir kaba koyduğu çileklerden birazını alıp başka bir kaba koyup yıkadım ve gerisini yerine koydum. Ağzıma bir tane attıktan sonra kabı elime aldım ve odama geri çıktım.

Kapımı açarken iki hayırsızın da gözü üzerimdeydi. Onlara çileklerimden verecek miydim? Hayır. Aslında evet. Onlara kıyamazdım ki.

"Oo prenses, bize de var değil mi?"

"Hayır." deyip ağzıma bir tane daha attım ve yere bağdaş yapıp oturdum. "Şaka şaka. Gelin ama dikkat edelim yere falan gelmesin yoksa Ayla Sultanım bizi gebertir."

Selin ve Efe de geldiğinde oturup çilekleri bir çırpıda bitirdiğimizde Selin ağzında bir bakla varmış gibi davranıyordu.

"Söyle söyle, senin bir karın ağrın var." deyip dökülmesini bekledim.

Kızıl saçlarını arkaya atıp doğruldu. "Sen az önce canım sıkıldı demiştin değil mi?"

"Evet."

"O zaman benim bir önerim var." deyip yerden kalktı çantasının içini karıştırmaya başladı. Yine ne peşinde bu kız? "Bir saniye bekleteceğim." deyip az daha karıştırdı çantasını. En sonunda üç tane bileti havaya kaldırarak "Bakın." dedi a harfini uzatarak.

"Ne bileti bu?" diye sordu Efe.

"Bu Kolpa'nın konser bileti." diye Efe'yi yanıtladığında Selin, hemen ayağa kalktım.

"Nasıl?" Elimle bir karış açılmış ağzımı kapattım. "Şaka yapıyorsun." Selin kafasını iki yana salladığında yerimde zıplamaya başladım. Bu kız beni delirtecek dediğimde hiç de şaka yapmıyordum.

Hemen gidip Selin'e sarıldığımda Efe tepkisizdi. O zaten yazın da kışın da eve girmeyip bütün eğlence mekanlarını gezmeye yemin etmiş gibi gezdiğinden belki de Kolpa grubu ile arkadaştı bile. Tamam, biraz fazla abartmış olabilirim.

KALBİN BENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin