KALBİN BENİM

*20. BÖLÜM*

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Keyifli okumalar!!!

Barış'tan

Buradaki ilk akşam yemeğimizi ve Begüm'le birlikte yine şarkı söyledikten sonra odalarımıza çıkmıştık. Hala biraz sinirliydim o çocuk yüzünden. Şerefsiz benim yanımda Begüm ile saçma sapan konuşmuştu. Ne demek lan güzelsin falan?

Kendimi yatağa atarken Berkay eliyle arkasında bir şey saklamış bize sırıtarak bakıyordu.

"Ne oldu?" diye sordu Efe o da benim gibi yatağına sinmişken.

"Bilin bakalım ne getirdim?" dediğinde Berkay hepimiz ona boş boş bakıyorduk.

"E nereden bilelim biz? Göster işte." dedi Burak.

"Ne heyecansız ne ruhu emilmiş insanlarsınız." dedi Berkay kaşlarını çatıp.

"Hadi hadi." dediğimde arkasındaki çıkardı. Okey getirmişti.

"Ooo en sevdiğim oyunlardan." dedi Efe Berkay'ın elindeki okeyi alırken. "Ama bir şeyine gireriz haberiniz olsun. En iyi en pahalı şeyine girelim ki zaten kazanan ben olacağım için." dediğinde okeyi kurmaya başlamıştı.

"Ya he he amına koyayım." dedi Burak da ve yere çöktük hepimiz.

"Görürsün lan. Nesine?" deyip Efe serçe parmağını Burak'a yöneltti.

"Ne bileyim? Sen birden sorunca hiçbir şey aklıma gelmedi." dedi Burak da serçe parmağını uzatmışken.

"Elli lirasına girelim işte." dedim.

"Ne elli lirası, yüz olsun bari." dedi Efe pazarlık yaparcasına.

"Tamam lan tamam, olsun bakayım." dedi Burak ve taşları ayarladık.

"Acaba bizim kızları da mı çağırsaydık?" dedi Berkay taş çekerken.

"Hayatta olmaz. Begüm aşırı iyi taş çalıyor. Ayrıca onlar şuan belki de kırkıncı rüyasını görüyordur." dedi Burak. Ama o tam bunu söylerken yan odadan kızların bağırışı geldi.

"Al sana kırkıncı rüya." dedi Efe el hareketi çekip.

Hepimiz kendi aramızda küfürbaz iken bizim kızlarla birlikte masum bir beyefendi oluyorduk.

"Of abi bu ne biçim bir şanstır?" dedi Efe hem söylenip hem esnerken. "İddiayı elli liradan yüz liraya çıkaran aklımı ben." deyip dizine vurdu.

"Yok yok, zaten sen kazanacaksın ya o yüzden en iyi en pahalı şeye girmemiz gerekiyordu." deyip güldüm Efe'ye.

"Sus lan."

Aradan yaklaşık bir on beş dakika daha geçtikten sonra oyunun kazananının kim olduğunu Burak'ın hepimizin ıstakasını devirdiğinde anlamıştık.

Avcunu açmış bize bakıyordu. "Hadi hadi. Pamuk eller cebe."

"Hepimiz mi yüz lira vereceğiz?" diye sordu Efe. Burak da kafasını salladı. "Oldu. Üçümüz birlikte yüz lira vereceğiz." deyip düşündü. "Ama yüz üçe bölünmez. Hepimiz otuz üç lira veriyoruz. Bir lira için de hakkını helal et."

"Yürü git lan oradan, dönek. Kazandık işte, ver yüz liramı."

Berkay söylene söylene ayağa kalkarken ben de kalktım ve cüzdanlarımıza yöneldik.

"Hay ben sizinle okey oynayan kafamı." dedim cüzdandan yüz lira çıkarırken.

"Aynen kardeşim aynen." diyerek bana katıldı Berkay.