Herkes başlama tarihini ve nereden okuduğunu yazsııınnn 👉
Yorum atmayı ve oy vermeyi unutmayın. Keyifli okumalar.
Kırmızı mayomun üstüne kot şortumu giydikten sonra çantamın içine güneş kremimi ve havlumu koydum. Bugün hava aşırı sıcaktı,ki her gün sıcak, ve bizde Selin ile birlikte kumsala gidecektik. Başıma çok büyük olmayan hasır şapkamı geçirdim ve evimiz iki katlı olduğundan aşağıya, annemin yanına, indim. Merdivenlerden inerken burnuma gelen anne yemeği kokusu beni mest ediyordu. Aşağıya indiğimde annem mutfakta sarma sarıyordu. Çaktırmadan yavaş yavaş sarma tenceresinin oraya yürüdüm. Hemen çiğ olan sarmaya elimi uzatacakken annem elime vurdu.
İşaret parmağımla bir yapıp aynı zamanda gözlerimi masum bir çocuk gibi kırparken anneme bakıyordum. "Bir tanecik?" Annem hala kaşları çatık bana bakıyorken öfleyerek elimi geri çektim.
Annemin bakışları bu sefer de üzerimde geziniyordu. "Hayırdır nereye?"
"Bugün Selin ile birlikte denize gidecektik. İki üç saat durup geliriz merak etme." Büyük ihtimalle iki üç saati geçerdi ama annem Selin ile olduğum sürece her yere gitmeme izin veriyordu. Aslında en korkması gereken kişiydi ama neyse.
"İyi tamam git."
Hemen yanağından öptüm ve hızlıca sarmalardan bir tane aldım. Ben plaj terliklerimi giyerken annem arkamdan söyleniyordu. "Sana yemeği tırtıklama demekten dilimde tüy bitti. Kaç yaşına geldin hala aynı şeyi yapıyorsun." Terliklerimi giydiğimde kapıyı kapatıp evden çıktım.
Annem ve babam İstanbul'da yaşamaktan sıkılınca dedemden kalan bu eve yerleşmişlerdi. Ve Bodrum'da denize çok yakın bir yerde yaşıyorduk. Bu yüzden abimle, ailemle ya da arkadaşlarımla sürekli denize giderdik. Hayattaki tek şansım galiba. Kulaklığım kulağımda, güneş artık beni buharlaştıracak derecedeyken şarkı dinleye dinleye plaja girdim. Etrafıma bakındığımda Selin, buluşma noktamızda yoktu. Telefonumu alıp Selin'e mesaj attım.
Nerdesin?
Yaklaşık 5 dakika mesajımı görmedi. Ayaklarımı ritimli bir şekilde yere vururken etrafa bakınmaya devam ediyordum. Kafamı büfe tarzı bir yere çevirdiğimde Selin'in bir erkekle dondurma yediğini gördüm ve sinirli bir şekilde hızlıca, neredeyse koşarak, Selin'in yanına ilerledim.
Selin'in yanına vardığımda yine de sakin olmaya çalışmıştım. "Selin canım 5 dakikadır seni bekliyorum. Mesajıma da yanıt vermedin. Bir gelir misin yanıma?"
Sinirimi bastırmaya çalışıyordum ama sinirim sesime yansımış olacak ki Selin çocuğa bir şey söyleyip yanıma yaklaştı. Kolundan tutup biraz öteye götürdüğümde karşımda hâlâ dondurma yiyordu.
"Kızım seni iki dakika boş bırakmaya gelmiyor ya. İki dakika sabret be."
"Ama kanka çok yakışıklıydı."
Onun bu tavrına gözlerimi devirirken kafamı yavaşça çocuğa çevirdim. Kahverengi gözleri, dalgalı saçları vardı. Çene hatları belirgindi, dolgun dudakları vardı ve kemerli bir burnu. Ve evet yakışıklıydı. Ama bu beni satacağı anlamına gelmezdi.
Omuzlarımı silktim. "Olsun. Şimdi çocukla vedalaş ve denize girelim. Tekrardan güneş kremi sürmem gerekecek biraz daha beklersek."
Yanaklarını şişirerek sesli bir şekilde ofladı ve adını bilmediğim çocuğa doğru yürümeye başladı.
Arkasından "Oflama oflama." diye söylendim.
Çocukla bir şey konuştuktan sonra telefonlarıyla bir şeyler yaptılar. Selin yanıma gelirken çocuğun yüzünde gülümseme kalmıştı. Plaja doğru yürümeye başladığımızda Selin keyifle çocukla konuştuklarını kısa bir özet geçiyordu. Buraya tatil için gelmiş, belki de yakın zamanda buraya yerleşirlermiş. Bizim yaşıtımızmış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİN BENİM
Dla nastolatkówBu bir kızın ve arkadaşlarının eğlence, hüzün, mutluluk, ağlama, gülme ile dolu hikâyesi... "Sanki ne zaman görüşmeyelim desem daha çok çekiliyorduk birbirimize." ...