-6 part 2-

11.2K 778 42
                                    

Odamdaki dolaba uzanıp bir viski aldığımı hatırlıyorum. Şimdi ise önümde duran viski şişelerini.
Neden bu kadar yoruldum ki hayattan?
Içimdeki ateş ne kadar daha yakabilir beni? Ne zamana kadar sürer bu yangın?
Ictikçe unutmam gereken bu acı daha çok acıtıyor sanki.

Herşeyim olmasına rağmen neden mutsuzum? Buna bile cevap veremiyorum..
Ahh kafam dönüyor sanırım. . Ya da başım mı ? Ne diyorum ki ben?
Elime aldığım şişeyi ağzıma götürdüm ve boğazımdan aşağı akıttım.
Viski geçtiği yeri yakarken midemde garip bir acı hissediyordum. Günlerdir düzenli olarak yemek yediğim mi vardı sanki. Tek yaptığım olabildiğince içip içip sızmak.

...

Dün gece ne kadar içtiysem artık , başım çok fena ağrıyordu. Etrafta garip bir uğultu vardı.
Her zaman yaptığım gibi herşeyi boşverip kendimi uykunun kollarına bıraktım. Zaten içipte gezmek nasıl olacaksa bu durumda. Bana en iyi gelen şeydi uyumak. Uyanık olduğum her an kendimi gereksiz bir insan olarak görüyor ve hissediyordum. Mutlu ettiğim kim vardı ki hayatta? Sorun yok, sadece ben , ben iyi değilim.

Birisi omuzumdan tutarak beni sarsıyordu. Ama ben cevap veremiyordum. Uyku beni öyle çok ele geçirmişti ki gözümü açıp bakacak halim yoktu.
Bir süre sonra kalbim , yüzümde dolaşan ve değdiği yerlere soğukluk bırakan ellere eşlik etti. Fazla üşüyordu yüreğim. Isıtmak istercesine elimi kalbime götürdüm ve öylece durdum..
Gözlerimi açıp soğuk ellerin sahibine baktım.
Annem mavi gözlerini yüzüme dikmiş , buğulu buğulu seyrediyordu.

Soğuk ellerini yüzümde bir süre daha gezdirdi. O bunu hep yapıyordu. Mutsuz olduğu zamanlarda gece yanıma gelir ve sakladığı sevgisini hissettirdi böyle.
Herzamanki gibi değildi bu defa.
Hasret vardı gözlerinde, acıyla kavrulmuş bir hasret. Moda kraliçesi Angelina Sparrow çok üzgün görünüyordu. Yılların ondan aldığı bir şey yoktu. Gözlerinin etrafında oluşan minik karışıklıkları saymazsak. Aksine ona daha fazla ün katmıştı geçip giden yıllar.
"Anne ?"
"Bana anlatmalıydın."
Anlaşılan herşeyi biliyordu. Hangi anne anlamasındı ki ?
Oğlu bir aydır içip içip sarhoş oluyor , yemek yemiyor, gündüzleri sürekli iş , eve gelince sadece uyku.
Normal bir annenin bunu ilk günden farketmesi gerekiyordu zaten.
Agelina Sparrow sadece bir ay kadar gecikti. .
Mavi gözlerini kırmaksızın beni seyrediyordu. Gözlerimi yere eğdim ve daha fazla beklenmeden ellerimle konuşmaya başladım.
"Bunu sana anlatamazdım. Sen sadece benim başarımla mutlu olmalısın , başarısızlığımla mutsuz değil! "
"Ben senin annenim, benimle herşeyini paylaşmalısın.!"
"Peki sen?"
"Bu da ne demek oluyor Karel!"
"Benden sır gibi sakladığın, şu çekmecede olan kutuda ne var?" Diyerek elimle yatağın başucundaki komidini işaret ettim.
"Ne ? " mavi gözlerini üzerimden çekip eliyle çekmeceye uzanıp açtı ve oradan siyah eski kutuyu çıkardı. Oldukça eski görünen siyah kilitli kutuyu aldı ve öfke dolu gözlerle bana baktı. Çok sinirlenmişti. Yıllardır onu benden saklamaya çalışıyordu. Burası benim şirketimin oteli ve burada kendim için oda yapmıştım. Sadece ben kalıyordum bu odada. S
Kapının şifresini sadece ben biliyordum, çünkü özel olan ne varsa onu buraya saklıyordum.
"Öğrendin mi ?"
"Neyi?" Şaşkınlık dolu ifade ile bakıyordu.
"Açmadın mı? "
"Henüz fırsatım olmadı ve kilitli."
"İyi. Sakın bir daha izinsiz eşyalarımı dokunma.!"
"Içinde var?"
"Şimdi olmaz, zamanı gelince söyleyeceğim."
"Şimdi söyle!"

"Gray'in kızı ; hamile mi?"
"Öyleymiş. "
"Bunu nasıl yaparsın Karel! Onunla evlemelisin."
"Hayır istemiyorum."
"Ne ? Peki neden onunla birlikte oldun?"
"İstediği oydu , bende istediğini verdim ona."
"Sen bu kadar alçak değildin! Neden böyle yapıyorsun?"
"Bu hayatta istediğim hiç bir şey olmadı. Olanı da yoksaydın. Bende insanların isteklerini karşılıyorum."
"Benim oğlum bu değil. "
"Bazen oğlun olmadığımı düşünüyorum. Bana olan sevgisizliğin , babamın nefreti...
Ben üvey miyim? "
"Nasıl böyle düşünürsün? Sen benim oğlumsun."
Hızlıca yataktan kalktım ve banyoya koştum. Midem bulanıyordu. Kusmaya başladım.

Bir süre sonra mide bulantım azaldı. Her yer dönüyordu. Her taraf karardı bi an. Ve ben o karanlıkta kaybolmak üzereydim.Tutunacak bir şey aradım her şey karanlıkta gizlenmiş gibiydi.
Ve başımı sert bir cisme çarptım. Çok fazla açıtmıştı bu çarpma.

Sarsılmanın etkisiyle gözlerimi açmaya çalıştım. Aralanan gözlerimle dogrulup üzerime bakmaya çalıştım. Gördüklerim ise ; bembeyaz gömleğim yanağımdan akan sıvıyla bezenmişti âdeta.
Elimi kaldırıp başıma dokundum. Acıyordu, çok fazla hemde. Annemin mavi gözleri yaşlarla dolup dolup taşıyordu arsızca yanaklarına.
Ama onun gözlerinden akan yaşlar daha da fazla acıtıyordu.

Devam edecek...

UĞULTU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin