"Siz burada bekleyin ben babama bir bakayım. "
"Tamam."
Ruhsuz şey. Ne bu hareketler? Sanki ben gitttim adama çarptım. Kaza işte Allah Allah ya..
"Selamun aleyküm Baba."
"Aleykum selam Vera. Hoş geldin kızım. "
"Hoş buldum.. Tülin hanım dışarıda bekliyor. Beyefendi nerede?"
"Bir dakkika hemen geliyorum."
"Tamam dışarıdayım. "" Babam bir dosya inceliyordu. Birazdan gelecek."
"Hı hı. "
"Bir sorun mu var Tülin hanım? "
"Efendim?"
"Yani size haber verdiğimden beridir benimle konuşmuyorsunuz. Sanki benim hatammış gibi. 'İnşallah durumu iyidir' demek yerine ; 'of Allahım yaa of off' deyip durdunuz yol boyunca. Elimde olsa kendisine bir şey olmasına izin vermezdim. ""Ne ? Mış gibi mi? Senin hatan değil mi? Ben sana Karel beyi gezdir dedim, peki sen ne yaptın? Babanı yolladın beraber. Eğer sen olsaydın yanında, belki böyle olmazdı. Annesi ararsa ne diyeceğim ; 'Efendim oğlunuza araba çarptı' mı? "
"Hay Allah'ım ya. Ne alakası var. Haramdan sakındım diye beyefendi benim yüzümden mi kaza yaptı? "
Şu saçmalığa bakar mısın ya? Bu kadın böyle biri değildi. Ya da ben hep iyi olarak tanımıştım. Merve'ye olan ilgisi beni böyle zannettirdi sanırım. ' Ya sabır '
"Bak Beliz...""Baba."
"Karel 186. Odada kalıyor şu an. Gidelim mi?""Lütfen. "
Havalara bak. İyi be. Ne yaparsan yap.
Odaya girdiğimizde ayağını uzatmış öylece yatan kişi o güçlü duran, sert adam değildi. Bakışları korkutucu olan adam hiç değildi.
Oysa sabahki hali ne kadar da hoştu. Merve ile ilgilenmesi onu öpmesi... Af ya, ne diyorum ben. Şimdi ise solmuş gibiydi. Tülin hanımdan daha da ruhsuz , ölü gibi..
Koyu renk timsali karakterine en yakışan renk ilk gördüğümde giydiği t-shirtün rengiydi ; siyah.
Ama şimdi dizinden topuğuna kadar olan alçının rengi hiç yakışmamıştı. Acı çekiyordu. Acı çekişi kaşlarını çatıyor olmasından belliydi. Daha önce çok düşmüştüm ama hiç bir yerlerimde çatlak olmamıştı. Nasıl bir şeydi bilmiyorum. Eğer bu denli acı çektiriyorsa diyecek bir şey de bulamıyorum doğrusu . .Başımı yere eğdim. Çünkü kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Acısından mıdır , burada olmamdam rahatsız oluşundan mı bilmiyorum ? Ne çok şey bilmiyorum bu gence karşı. Ama bildiğim bir şey vardı; çok sessizdi. Yalnız kalmaktan korkan bir çocuktu sanki.. Eğer yaramazlık yaparsa etrafında kimse kalmayacağını bildiği için susması gibi.. İnsanlar yanında olunca mutlu oluyordu , yalnızken hep sertti. Gözlerinde alevler oluyordu sabah pencereden dışarıyı izliyorken gördüm O'nu..
Daha sonra Merve 'yi yanına gönderdiğim de ise ; huzurluydu...Beni ona çeken şey haramdı. Bu yüzden sakınmalıydım. Yeri izkerken bile düşünüyordum. Acaba müslüman mı?
Aman banane. Geçmiş olsun deyip çıkacağım. Dininden , eşinden , işinden banane...!
Af Allah ya eşi de nereden çıktı şimdi.
Ah şeytan ah!! Hep senin vesveselerin bunlar.. Hastanenin yer detaylarını incelerken ayakta duruyordum, hâlâ karanlık bakışların esiri olduğumun farkındaydım. Oysa ki dikkat çekici bir şey de giyinmemiştim. Bol bir ferace ve eşarp... Besmele çekip Ayetel kursi okumaya başladım. Şeytan fazla uğraşıyordu benimle. .Artık çıksam iyi olur düşüncesiyle tam konuşacakken bir şey kafama dank etti ; O da duymuyordu..
Allah yardımcısı olsun. Bu yaşına kadar hiç mi tedavi olmamıştı? Ellerimi kaldırıp "Geçmiş olsun." dedim. Bana baktığını biliyordum.
Babama dönüp ; "Baba ben çıkıyorum. " dedim. Burada durmam anlamsızdı. Hele bir de haram bakışların esaretinde olmak...
"Tamam kızım. ""Ayak bileğinde minik bir çatlak var. İki hafta üzerine basmamalı..."
Odadan çıktım ama hâlâ sesler geliyordu.
"Nasıl oldu peki? Siz neredeydiniz? "
Şuna bak ya.. Babama hesap soruyor..!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UĞULTU
Spiritual●●● Bir yürek , kaç acıyı omuzlar ? Aşk , aile , sevgi , nefret , öfke , intikam... Hangi birini sineye çekip , hangisine karşı koyabilir ? Peki zaten yüreği yaralı bir adamsa. Ne omuzundaki yükü hafifletir ? Nefsi arzular mı, ilâhi aşk mı? Gel...