-8-

14.4K 883 111
                                    


Bir hafta boyunca ihale için çalışıp durmuştum. Sürekli birşeylerle uğraşmış , bir konuyu sürekli ertelemiştim.
Yaşadığım onca yıl boyunca mutsuzluğumun sebeplerinden biri olan babam ; gerçek babam değildi. Üstelik gerçek babam bir müslümandı. Ve ben o dini dair hiç şey bilmiyordum. .

Mutsuzdum fazlaysıyla. Dargın ve kırgındım kaderime.
Durum böyleyken , bu gün gerçekten mutlu olacağım bir şeyi başarmıştım. Kazanmıştım.
Herşeye rağmen gülerek çıkmıştım odadan, bütün acıları , dertleri , gerçekleri unutup sadece kurtaracağım şirketimin çalışanları vardı zihnimde ve kalbimde. İki ay boyunca maaş alamamış ve zorluklar yaşamışlardı. Hem ruhen hem bedenen yorulmuşlardı. Şimdi ise bu güzel haberle yorgunluklarını unutup sevinçle gideceklerdi ailelerine.

Arkamda duran Alexeia kolumu tutup beni buradan çıkarmak istiyor gibiydi, karşımda duran Kevin Gray ise öfkeyle gözlerime bakıyordu.

Ondan korkmuyordum ama Alexeia'ya birşey yapacak olabilmesi durumu ürkütüyordu beni. Ya ona dokunursa? Ona birşey yaparsa? O zaman elimden kimse alamazdı bu lanet herifi.

Ceketinin iç cebine uzanıp, sigara paketinden bir sigara aldı ve ağzına götürdü. Sigara olmasına rağmen sarı dişlerini göstererek konuşmaya başladı.
Tam olarak anlayamıyordum, yaptığım tek şey anlamsızca bakmak oldu.
Pantolonunun cebinden çakmağını çıkardı ve sigarasını yaktı.
Sigaranın iğrenç dumanını yüzüme üfürerek devam etti konuşmaya. Sigarasını eline aldığı için bu defa anlayabiliyorum söylediklerini.
"Sana söylemiştim. Çekilmeli ve sözüme itaat etmeliydin. Başardın , her zaman olduğu gibi kazandın. Ama bu defa kaybedeceğin büyük bir şey olacak. Sana yaşatacağım şeyler anlatabileceğim kadar sınırlı değil. Seni sessizliğinle değil çığlıklarınla öldüreceğim. Sadece seni değil en sevdiğini de alacağım , en değerli şeyini ; başarını alacağım.Her şeyin benim olacak. Seni mahvedeceğim Buz Prens.. Ateşimle yakacağım seni ve geriye erimiş bir 'Buz Prens' olarak kalacaksın. Başarısız , aciz , ölmek için yalvaran bir Prens olacaksın. Hem kızıma yaptığın şeyin acısını yaşatacağım sana , hemde en nefret ettiğin şeyi ; başarısızlığı tattıracağım sana. Çok uzakta değil Karel Sparrow ; kısa bir zaman sonra tekrar karşılaşacağız. O zamana kadar iyi bak kendine. Çünkü seni bizzat ben yok edeceğim. "

Burada bitirmek nasıl olurdu ?? :))

Gördüklerim beynimde bir bir canlanıyordu. Bana vereceği zararların altından kalkabilirdim. Savaşmak istiyorsa savaşır; cana can , kana kan isterdim. Ama annem ve Alexeia'ya zarar verecek olması zihnimi allak bullak ediyor , beni şimdiden mahvediyordu.

Ellerimi kaldırdım ve yanındaki köpeklerinden beni anlayan birine dönüp anlatacaklarımı kendisine her harfiyle söylemesi için uyardım. "Savaşmak mı istiyorsun ? O halde varım. Seninle eğlenmek bana iyi gelecektir eminim. Zira bu ara mutsuzdum. Savaşında başarılar.. Çünkü buzlara ulaşabilmek için her hücrenle eriyeceksin."

Duyduğunu tahmin ettiğim anlattıklarım karşısında, şaşkınca baktı mavi ile yeşil tonları gözlerini gözlerime dikerek.
"Savaş mı? "
Yüzünde oluşan ifade ile "Ne savaşı ?" diyordu sanki. Sigarasını ağzına götürdü ve derince içine çekti. Sigarasının dumanını bu defa sağına yönelip üfledi. Dudakları hoyratça savrulmuştu yanaklarına. Gülüyordu. Gözlerime baktı, ardından aptal gülüşünün yerini anlık bir öfke aldı.
"Bu bir intikam!"
Başımı ağrıtan uğultular, bağırarak konuştuğunu temsil eder gibiydi. Her ağzını açtığında , ağrı etkisini belli ettiriyordu.
"Kızıma yaptığın şeyin intikamı. Az bir süre sonra Prens. . İşte o zamana dek kendine çok iyi bak. Tanrı seni o zamana dek korusun. Ki intikamımı alayım. "
Ellerimi kaldırdım ve konuştum;
"Elinden geleni ardına koyma. " kollarını iki yanıma açarak kendisine yaklaştım iyice. "Buradayım işte. Ne yapabilirsin? Yap , yap da görelim. Güçlü olan kim."

UĞULTU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin