Ne okuyordu bilmiyorum ama onu çok üzdüğü belliydi.
İnsanların ağlaması beni hep üzerdi ama erkeklerin ağlaması ile kalbim acırdı her zaman. Isteksiz bir yaş aktı gözümden.Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Şu an ki hali içler acısıydı ama ne yapıyorsa, güçlü duruyordu. Çatık kaşları ona esrarengiz bir hava katıyordu her zaman.
Tek kaşını kaldırarak baktı bana.
Aman Allah'ım hâlâ ona bakıyorum. .!!
Bir insan konuşmadan bile birini etkileyebiliyorsa diyecek hiç bir şeyim yoktu. Odanın kapısını kapatarak merdivenlere koştum. Uf rezillik ya..
Sürekli gözgöze gelmeniz.. Af Alllah..
Aynı evde kalıyor olmamız hiç mi hiç doğru değil.!~ Karel Sparrow ~
Kaç saniyedir bakıyor gözlerime?
Annemin mektupları beni ağlatmıştı ama o neden ağlıyordu ki ? Benim için mi yoksa? Bu kadar aciz olduğunu gördüğü için mi ?Nihayetinde gözlerini kaçırdı benden. Bana böyle bakacaksa asla bakmasın. Ben onun kara gözlerini görmesem de olur. Baktığı her salise için yok olmak istesem de o gözlerde , bakmasın. Yüreğimi çok fazla yakıyor bu bakış.
Ne kadar aciz , korkak olduğumu bilir gibi. Ve bunu gözler önüne serdiğim için nefret ediyorum kendimden.
Annem bana hamile kaldığı için , doğduğum için , bu kadar sessiz olduğum için , çocukluğum çalındığı için nefret ediyorum kendimden.Oldukça rahatsız olduğum bakışlar benden uzaklaştığında sevinmiştim. Bana ağlayarak bakması... lanet olsun.
Hayır hayır devam etmeyecek bu. Artık duyacağım. Güneş'imin sesini duyacağım. Bir çaresi olmalı. Ben zaten işitme sorunu yaşıyordum. Gerçek bir sağır değilim ki.!
"Evet Karel. Artık duymalısın.. Uğultulardan ibaret olmamalı sesler."Gerçek dünyadan kopmak istedim. Uyumak ve bir süre her şeyden uzaklaşmak.
"Bir sorunun mu var ?"
Evet var. Gereksiz bir insanın iki kişinin hayatını mahvetmesi , onları ayırması...
Sayfalarca yazabilirim. Hangisini bilmek istiyor bu adam ? İnsanlar bu kadar meraklı olmak zorunda mı? Ölmek istiyorum desem. Anlar mı çaresizliğimi, bitmişliğimi, hüznümü, kederimi ve tanrıya olan öfkemi ? Anlar mı?Kimse anlayamaz beni. Siyah'ın bile kirli olduğu bu beden bu ruh , iflah olmaz. Ben ölmeyi bile hak etmiyorum. Ölmek sonsuz bir uykudur. Ben uykusu bile kirli olan bir adamım. İyi insanlar uyuyup dinlenmeli. Çünkü bu dünyada iyiler kötüler tarafından eziliyor. Evet öyle, bunu en iyi kendimden biliyorum. Ben mi rahatlığı hak ediyorum yoksa , henüz anne karnında intikam uğruna var olmuş bir cenin mi ? Elleri , ayakları ve kalbi oluşmadan hayattan kopartılan bir can mı?
"Duysan ne olacak ki Karel ?"
Var mı bir cevabın kalbim ? Benim yok. Her zamanki gibi susmayı tercih ediyor mantığımı susturuyordum. Çünkü Adem bey beni yerden kaldırmak için çabalıyordu. Ben iyi bir vücuda sahiptim ve bu kadar zayıftım. Adem bey ise zayıf ama çok güçlü bir adamdı. İri vücudum altında minik bir yüreğim vardı. Onun ise kocaman bir yüreği.Cevap bekleyen koca yürekli adama döndüm yavaşça. Alıçımın altında kalan mektuplar kırışmıştı bile.
"Sorun yok."
Mektuplara uzandığım sırada bir kağıt bıraktı avucuma.
"Neden ağlıyordun? Yoksa baban, ona bir şey mi oldu? "Okuduğum şey karşısında çok şaşırmıştım. Artık sesli mi ağlıyordum ?
Bu , bu daha kötüydü. Sesimi ağladığım için duymuştu. O'na Güneş' im dediğim için değil.Mektupları Adem beye uzattım. Önce ne yaptığıma baktı. Alması için dürttüğümde şaşkınca alıp okumaya başladı. Ağlıyor muydu?
Elimden aldığı mektuplarla çalışma masasına oturdu. Hiç bir şey söylememiş farklı bir tepki göstermemişti. Bu tuhaftı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UĞULTU
Espiritual●●● Bir yürek , kaç acıyı omuzlar ? Aşk , aile , sevgi , nefret , öfke , intikam... Hangi birini sineye çekip , hangisine karşı koyabilir ? Peki zaten yüreği yaralı bir adamsa. Ne omuzundaki yükü hafifletir ? Nefsi arzular mı, ilâhi aşk mı? Gel...