-2- Beliz Vera Soylu

24.4K 1.3K 122
                                    

Bazen bir hüzün çöküyor yüreğime sonra bir yaş düşüyor gözümden. .
İnsan böyle zamanlarda bir dost ister yanında. Neyse ki benim de var o dostlardan. .

Sarılıp ağlayacağım annem yok yanımda. 9 yıl önce bir kazada kaybettik onu..
O günden sonra hiç eskisi gibi mutlu olamadım. . Bir parçam annemle öldü sanki..
Ama diyorum babam var..
Çoğu zaman benimle ilgilenemese de... O da hep benimle... Rabbim gibi..

"Merhaba ben Beliz Vera.. 23 yaşındayım annem vefat etti , babam da Soylu özel hastanesinin baş hekimi..
Adımın anlamı işaret, iz .  Sanırım merak ediyorsunuz neden ? diye hemen anlatayım, annem ve babam evlendikten sonra , babam doktorluğu bırakmak zorunda kalmış , ve durumları kötüleşmiş. Günden güne daha zorlaşmış hayat onlar için. .
Annem sürekli "Rabbim bize merhamet et ,senden baska gidecek kimsemiz yok" diye dualar ediyormuş.. Yine bir gün secdedeyken duasını tekrar etmiş kalbiyle..

Sonra mide bulantısı falan olmuş. .
Sonuç olarak bir bebek müjdesi almışlar. .
Doğan her bebek rızkıyla , Allah'ın bereketi ile doğarmış..
Öyle de olmuş zaten , annem bunca sıkıntının biteceğinin , huzurun başlangıcı olan bir işareti olarak görmüş beni ve adımı Beliz koymuşlar. .
Vera ise takvalı demek bu adımı da babam koymuş. . İmanlı bir genç kız olabilmem için. .
Şimdi siz annemi ve babamı merak ediyor olmalısınız ? Anlatacağım ama önce biraz daha muhabbet edelim..

Aslında öğretmenim ben ama Allah'ın rızasını umarak burada Engelliler Vakfında gönüllü olarak çalışmaya başladım. Duyma zorluğu çeken bir tanıdığım vardı onunla anlaşabilmek için eğitim almıştım... neyse hikâyemize geçelim.

Yıllar öncesinde bir genç adam , annesinin isteği üzerine bir kızla görüşmüş, evlenmek için..
Daha ilk anda kalbi onun için atmaya başlamış.
Kız ise karşısında oturan genç adama karşı sadece utanç duyuyormuş.
Çünkü takvalı olan Meryem daha önce hiç bir erkekle samimiyet kurmamıştı..
O dinini yaşayan bir kızdı , oraya da ailesinin zoruyla gelmişti. .

Onun için evleneceği kişinin doktor olması önemli değildi ki. O sadece imanlı biriyle evlenmek istiyordu.. Asıl zenginlik kalple olan birşeydi ona göre. .

Genç adamı dinlerken "Allah'ın izniyle sizinle evlenmek isterim" sözcüklerine takıldı kalbi, bir an gözleriyle buluştu gözleri. .

İşte o an anladı, başını her secdeye koyduğunda kalbinden geçen duaydı bu;
"Rabbim kalbime , kalbinde senin olduğun bir kalbi sevdir!"

Bu sözcükler yankılandı bir bir..
Aşkmıydı bu ? Çünkü genç kız evleneceği genç adamın gözüne her baktığı o saniyelik anlarda kalbi patlar gibi atıyordu.

Ya genç adam ; zorla buluştuğu , gözlerine bile bakmayan bu kıza nasıl da aşık olmuştu böyle ?
Kafasını yerden kaldıramıyordu bile. Yüzünde hoşnut bir sırıtış vardı. .
Heyecan mıydı bu ? Genç adam belki de duasını bulmuştu bu kalpte..
Her zaman dua etmişti ;
" Yüce Rabbim evleneceğim kişi , yalnızca sana aşık bir yürek olsun, olsun ki ben sana daha çok bağlanayım. İmanımı onunla kuvvetlendireyim."

Şimdi sevdiğinin kalbi Allah aşkıyla dolup taşıyordu. Nasıl mutlu olmasın , olsun. Olsundu zaten, çünkü bu çiftin beraberliği kısa sürecekti.... "

Biraz durakladım. Derin bir nefes aldım ve konuşmaya devam ettim..

"Evet çocuklar. İşte annem ve babam böyle evlenmişler. Gerisini biliyorsunuz zaten.. "

Yine yaşlar dolmuştu gözlerime. Acıyordu yine yaram , çünkü annem bana bunları anlatırken çok mutluydu , "iyi ki "diyordu "iyi ki babanla evlenmişim , Allah ondan razı olsun. . Beni her zaman çok sevdi."

Aşk; ne kadar güzel bir histi böyle.
İkisi de Allah senden razı olsun diyordu birbirlerine..

Yine hüzün bulutları kalbimi sarmalıdı..
"Hadi bakalım bu günlük bu kadar yeter , yemek vakti!"
Buradaki çocuklar sadece duyamıyordu. Elleri , kolları , ayakları , herşeyleri mükemmeldi ama yine de onlara 'engelli ' diyorlardı.

Sınıfa girmeden önce müdire Tülin hanım, Engelliler vakfı 'nın özel engelliler okulunu bana gezdirmişti..
Gördüğüm şeylere hayranlıkla baktım. .
Çizilen resimler , el sanatları ve icatları ile anladım ki onlar engelli değildi. Sadece engelleri vardı.. Zehir gibi beyinleri var bence bu çocukların. .

Vakit huzurun vaktiydi..
Abdest tazeleyip , namaza durdum , öğleye niyet ettim..

***

İlk gün bu kadar yorulacağımı tahmin dahi etmemiştim. .
Eve gelir gelmez ikindiyi kılıp elime kuran-ı kerimi aldım. .
Hafiften rengi solmuştu artık. .
3 ayda bir mutlaka Kur'an-ı kerim 'i hatmederdim.
Annem hep derdi ; "Kuran okunmayan ev kabir gibidir , Peygamberimiz (s.a.v) öyle buyurmuştur "

Cuma geceleri bizim evde herkes susar kuran okuma sesleri yükselirdi..
Raflarda tozlu kalacağına elimizde rengi silinsin daha iyiydi..

Babamla akşam yemeğini dışarıda yiyecektik çünkü babam yanık yemeklerimden sıkılmıştı artık. .
Çok güzel tarifler bulup yapıyorum ve 'bum' noluyor ? Yemeğin altı tutuyor..

Annem hep kızardı yemeklerin altını çok açma diye ama ben halâ yapıyorum , belki annem yine kızar diye..

Sadece kokusunu değil tüm benliğini özledim onun.

Tabii babamın acil bir hastası olmazsa çıkabilirdik ya zaten..
Akşam ezanı okumuştu , ve ben halâ oturmuş bekliyorum. .
Kalkıp akşam namazını eda ettim..

Tam babamı düşünüyordum ki ; telefon çaldı. .
"Alo Beliz ?"
"Efendim babacığım.?"
'Selamun aleykum. "
"Aleykum selam. "
"Evdemisin yoksa ?"
"Evdeyim baba henüz çıkmadım , çıkıyormuyuz yoksa yemek yapayım mı ?"

"Acil hasta geldi ameliyata giriyoruz. Anlayacağın seni yine ekmek zorundayım..
Sen yemeği yap ve ye beni bekleme.
Allah'a emanet ol kızım , kapatmam lazım. "

Hep böyle oluyordu zaten."Tamam baba.
Allah yardımcınız olsun."

Evde tek olmaktan her zaman nefret ederim.
Acaba Leyal geldi mi ? Geçen hafta geleceğini söylemişti. Küçük hanım üniversiteyi yurtdışında okuyacaktı bu yüzden ailesiyle beraber Amerika 'da yaşıyordu. . Mezun olsa da gelmek istemiyordu ya zaten. .

Bu düşüncelerle telefonumu elime almıştım ki kapının sesiyle irkildim..

UĞULTU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin