-22-

9.3K 721 84
                                    

Multimedia : Beliz ve Leyal 'in Karel için aldığı tablo.
( Çalışma bana ait. ^^)

Yeni bölüm beklediğiniz gibi oy ve yorum bekliyorum sizlerden. Eminim çok ta zor bir şey değildir, zevkle okuyup zevkini yaşatmak.

~ Beliz Vera ~

"Peki ne alacaksın? "
"Bilmiyorum ki!"
"Az önceki şamdan çok güzeldi."
"Ya Leyal kalkıpta şamdanlık mı alayım? "
"Ama ne yapayım. Zihnim durdu resmen. "
Sen gel bir de bana sor. Bir saattir internetten hediye seçmeye çalışıyorduk.
"Tablolara bakalım? "
Soru sorar gibi gözlerime baktığında , öfkeyle karşılık vermiştim.
"Ne tablosu Leyal? "
"Uf ne bakıyorsun öyle. Ver şu telefonu!"
Elimden hızla telefonu çektiğinde tablo resimlerini araştırıyordu.
Bir mağazanın adını yazdığında durup onu izledim...
"Dur!"
"Ne oldu??"
Telefonu bu defa ben Leyal'in elinden çektiğimde hareketsizce bana bakıyordu.
Kazanmış bir tavırla haykırdım. "İşte bu..!! Bunu alıyorum. "
"Ver bakayım."
"Bak bu tabloyu alacağım. "
Gözlerini kocaman açtığında hayretle bakmıştı bana.
Gururlanarak "alıyorum! " dedim.
"Saçmalama. Bu ne şimdi? Siyah ve bir kaç açık rengin ahengi. Ve ortasında bir papatya! Allah aşkına sen bunu beğendin mi?"

Bakmadığı için göremiyordu. O tabloda karanlığın hakim olduğu esir bir yürek vardı. Beyaz olmasına rağmen siyah onu sarmalamış , etrafa saçmış olduğu renkler onu koruyamıyordu. Çok şey anlatıyordu bu tablo.
Mesela ; yalnızlığı, sessizliği... Tıpkı Karel gibi.

"Ne satılmış mı? İnanmiyorum ya!"
Telefonu hızla masaya bıraktığımda Leyal durgun gözleriyle etrafa bakıyordu. Beni ve hareketimi farkettiğinde ürkerek sıçramıştı yerinden. Vardı bir sızısı ama o anlatmazdı.
"Bana anlatabilirsin. Bunu biliyorsun değil mi?"
"Saçmalama. Biliyorum tabii ki. Sadece... Ben yüreğimde ki tarif edemediğim acıyı artık hissetmek istemiyorum."

Konuyu değiştirmek için telefonumu masanın üzerinden alarak bana doğru yöneltti ekranını.
"Sipariş vereyim mi" diye sordu. Başımı eğerek cevap verdim.
"Satılmış.."
"Yoo. Sen yalnış yere bakmışsın. Bak işte burada. Fiyatı uygun mu?"
"Ne.. Hemen hemen. Fiyatı önemli değil. "
"İstersen düşmesini bekleyebiliriz. Aa pardon ya bu gece yemeğe davetlisiniz değil mi?"
Elini ağzına kapatarak güldüğünde derdini anlatmadan ört pas etmişti. İyi. Bir ara sorarım hesabımı. "Gülme ya. Bu gün gelir mi acaba?"
"Mağazasından alırsak bugün elimizde olur. Kargo getirmez sanırım. "
"Gidip alabilirmiyiz?"
"Bana uyar. Biraz gezmiş oluruz. "

Odadan çıkarak koridorda yürüdüğümüzde çok sessizdi. Konuşmak istesemde geçiştirip duruyordu.

"Arabanla mı geldin? " çantasını ipini tutmuş dalgınca yeri seyrediyordu. "Leyal!"
"Hı.. efendim canım? "
"İyi misin? Neden bu kadar durgun ve mutsuzsun?"
"Bir şey yok ya boşver. " koluma girerek zorla yürütmeye çalıştı. "Leyal! Anlat yoksa.." durup yüzüme baktı. Çocuklar yanımızdan koşarak geçtiğinde okulunun kapısından çıkmak üzereydik.
"Israr etme lütfen. Sadece düşünmeye ihtiyacım var. Ben sana zamanı gelince anlatırım. "
"Pekâlâ. Istediğin gibi olsun. Araban nerede?"
"Taksiyle geldim. " yüzüme bakmadan konuşuyordu. Ve bu çok sinir bozucu bir tavır.
"Tamam, arabam şu tarafta hadi gel." Önden giderek merdivenlerden aşağı indim. Zaten moralim bozuktu iyice bozuldu. Artık kimse tamir edemez.

...

Duvarların gri olması siyah eşyalara farklı bir hava katmıştı. Aldığım tablo tam olarak burası için yapılmış gibiydi.
Babam siyah köşeli koltuğa otururken yanına sokuldum. Burada olmam doğru değildi. Ama babamın da dediği gibi ; 'davete icabet etmek gerek'

Güneş henüz batmaya yüz tutmuşken siyah eşyaların beyaz ışıklarla aydınlanması daha hoş bir hava katıyordu. Derin bir nefes içime çektiğimde, ciğerlerimi dolduran eşyaların taze kokusuydu ve tabii ki sipariş edilen yemeklerin sıcak kokusu.

UĞULTU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin