"Hayır, sen onlardan biri değilsin ve asla da olmayacaksın! Senden yararlanmak en son istediğim şey bile değil Felix! Bana güvenebilirsin, böyle bir şey asla olmayacak."
Dedikleriyle kalbim çok hızlı atmaya başlamıştı. Şimdi neden diyordu ki? Belki de sadece beni sakinleştirmek için söylüyordu. Onu tanımıyordum bile... Belki de eskiden olduğu gibi onun güvenini kazandıktan sonra beni en küçük noktada paramparça edecekti.
"Yalan söylüyorsun."
Sesimi olabildiğince düz tutmaya çalışmıştım. Bununla iç çekiş sesini duymuştum.
"Ne kadar yalan değil desemde inanmayacağını biliyorum. Bu yüzden şimdi sus ve uyu."
"Neden? Neden bana böyle davranıyorsun? Ben insanım, çıkarı için herşeyi yapabilecek bir türüm."
Dediklerimle gülüşü sessiz odada yankılanmıştı. Komik miydi söylediklerim?
"Bilmem, ilgimi çekiyorsun Felix. Umursamazlığın ve dik kafalılığın beni benden alıyor."
Dedikleri ile dudaklarım yavaşça gerildi. İlgisini mi çekiyordum?
Yavaşça yerimden doğrulup bacaklarımı uyluklarının iki yanına koyarak tekrardan kucağına oturmuştum. Ardından bakışlarım yüzünde dolaşmaya başlamıştı. İrisleri, gecenin karanlığında saçları gibi kıpkırmızı parlıyordu. İlk defa görüyordum ve....bu çok güzeldi. Sol elimi kaldırarak göz kaplarına dokundum. Yaptığım hareketle gözleri kapanmıştı.
"Gözlerin?"
"Ah kahretsin!"
Beni kucağından hızlıca indirip yanına oturtmuştu. Ardından ben ne olduğunu anlamadan ayağa kalkmış, odanın kapısına ilerlemişti .
"Ne oldu?"
"Benim gitmem gerek."
Arkasını dönmeden konuşmuştu. Sanki gözlerini benden saklamak ister gibi bir hali vardı.
"Neden?"
"Kan içmeliyim, kendimi kaybedip senin canını yakmak istemiyorum."
Dedikten sonra odadan çıkacağı zaman hızlıca ayağa fırlıyıp kolunu tutmuştum. Bununla bana aniden dönüp dişlerinin arasında hırlamıştı. Dişleri? Köpek dişleri uzamış, kırmızı irisleri ile bana bakıyordu. Bu görüntüyle yavaşça yutkundum.
"Hyunjin?"
"Bırak beni!"
Kolunu hızlıca kendine çekip geriye sendelememe sebep olmuştu. Ardından bana son bir bakış atarak kapıdan dışarı çıkmıştı. Az önce olanlar neydi?
"Vay anasını yaa! Ben en son ağlıyordum?"
Şaşkınca konuşarak yatağa ilerdim ve kendimi sırt üstü simsiyah yatağa atmıştım.
"Felix, acaba sen bipolar mısın? Şuan aşırı heyecanlıyım ve az önce salya sümük ağlıyordun. Bence test yaptırmalıyım, evet."
"Wuah, Hyunjin baya zevklimiş."
Yanımda hissetiğim bedenle hızlıca yerimden doğrulup tökezleyerek ayağa kalktım.
"İnsan bir ses verir! Bir dakika....sen o'sun mor saçlı. İnanmıyorum?!"
Tekrardan yatağa yaklaşarak oturmuştum. Ben gideceğime ayağıma gelmişti.
"Hyunjin ile aranda ne var?!"
Göz açıp kapayıncaya kadar karşımdaki duvarda belirmişti. Gerçekten harika lan!
"Çok havalısın! Tanrım, hiçbir ulaşım ücreti ödemenize gerek yok. Vampir olarak dünyaya gelmek varmış, ama nerde!!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oddinary/Hyunlix√
Fanfiction[TAMAMLANDI] -Vampire- Hayattan hiç bir beklentisi olmayan, hayatın sadece değersiz bir eşyadan ibaret olduğunu düşünen Felix'in yolu, hiç beklemediği tuhaf kişiler ile buluşur. Yan Ship: °Minsung °Chanmin 1#felix [13.03.2022] 1#hyunjin [22.03.2022...