26. Yedin Beni -M-

8.9K 608 832
                                    

Yine yaptık bir şeyler hadi bismillah😇

<><><>

Önümde dikilen bedende gözlerimi gezdiriyordum. Dakikalar önce odanın kapısını kıracak şekilde girmiş  ateş saçan gözleri bir an olsun irislerimden ayırmamıştı. Ne vardı ki bu kadar sinirlenecek?

"Öyle bakma bana!"

"Ne konuştunuz!?"

"Sanane!"

Umursamazca cevap vererek omuz silkmiştim. Saatler önce bana yaptığı şeyi hala unutmamış, bu yüzden ona böyle davranmaktan çekinmeyecektim.

"Jaehoo sana ne anlattı? Ve kokusu üstüne nasıl sindi Felix?"

"O nerde?"

"Sanane!"

Beni taklit ederek konuşmasıyla göz devirmiş göğsümde bağladığım kollarımı çözerek hızlıca ayağa kalkmıştım. Onunla kavga etmek istemiyordum ama çok sinirimi bozuyordu...

"Bağırma bana!"

"Sende bağırma aptal!"

"Aptal ha!"

"Evet aptal!"

Duyduklarımla sinir kat sayım bütün vücuduma yayılmış, nefes alış-verişlerim hızlanmıştı. Aptaldım yani? Tamam, bu doğru olabilirdi ama bu durumda söylemesi daha çok sinirlenmeme sebep olmuştu.

"Aptal?"

Bir kaç adımla önünde durup yakalarını sertçe tutmuştum. Yüzündeki oluşan sırıtmaya karşı içimden kafa atma istediğini bir kenara bırakarak beklemediği bir hamle yapmış, afallamasına sebep olmuştum.

Dudaklarım arasına kıstırdığım alt dudağına dişlerimi sertçe geçirmiş, metalik tadın ağzıma yayılmasını sağlamıştım. Bununla dudakları daha çok aralanmış, sırıtarak dudaklarını dişlemeye devam etmiştim. Bir süre sonra belimde hissettiğim baskıyla beni kendine daha çok çekmiş, göğüslerimizin birbiriyle temas etmesini sağlamıştı.

Öpüşüme, daha doğrusu onu yememe, karşılık vermiyordu kendini sadece bana bırakmıştı. Bende yakasında olan ellerimi sürterek ensesindeki saçlarına götürüp acımasızca çekiştirmeye başladım. Sinirimi dudakları ile saçlarından çıkarıyor ve bu nedensizce çok hoşuma gidiyordu.

En sonunda üst dudağını dişlerimin arasında çekiştirdikten sonra geri çekilmiş, darmadağın olmuş bedene bakmıştım. Ardından sanat eserimden memnun olmuş bir şekilde kıkırdadım.

"Çok güzel oldun."

Bu yaptığımla resmen bütün sinirim uçmuş gibi hissediyordum. Şişmiş dudaklarında yerini koruyan diş izlerim, karışmış kırmızı saçlarıyla karşımda nefes kesici duruyordu ve bu beni istemsizce sırıtmama neden oluyordu.

"Yedin beni."

Belimdeki tek elini yanağıma çıkartıp çillerimin üstünü okşamaya başlamıştı. Bununla göz kapaklarım yavaşça kapanmış, her şey resmen aklımdan uçup gitmişti.

"Ne konuştunuz?"

"Kimle?"

Mayışmış ses tonumla kıkırdamış, burnunu boynuma sürtmeye başlamıştı. Bu hareketiyle baştan aşağı titrediğimi hissetmiştim.

"Jaehoo'yla?"

Duyduğum isimle gözlerimi yavaşça açmış, tam karşımdaki tuvale bakmaya başlamıştım.

"Hyunjin?"

"Hm?"

"O...o bilmiyorum. Çok masum geliyor ama davranışları ve bana anlattıkları çok tutarsız. Ona inandığımı söyledim ama aslında sizin anlattıklarınız yanında onunkiler çok masum kalıyor."

Oddinary/Hyunlix√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin