"Aptalsın! Koskoca bir aptal!"
Bileğimi sertçe tutuşundan kurtararak onu arkamda bırakıp yürümeye başladım. Yani onu tek bir üzgünüm kelimesine affetmeyecek, inanmayacaktım.
"Peşimden gelme!"
Arkama bakmadan ses tellerim acıyacak şekilde bağırmıştım. Sinirliydim, çok sinirliydim. Aptal! Ona karşı olan davranışlarımı bile anlayamamıştı. Sorun bir vampir olması mıydı?
"Anlama gıtlığın mı var!?"
Arkamı başımı döndürecek hızla dönüp bir kaç adım uzağımdaki bedene baktım. Benim ona dönmem ile adımlarını durdurmuş irislerime bakıyordu.
"Felix, lütfen beni dinler misin?"
"Hayır!"
Kollarımı göğüsünde çapraz bir şekilde geçirip bütün yükümü sağ bacağıma vermiş, sol bacağımıda hafifçe bükmüştüm. İnatçı birisiydim ve bu kadar çabuk izin mi verecektim?!
"Felix?"
"Aslında bir vampirle çıkma fikri çok kötü. Ya kendini kaybedip beni öldürürse. Bu boktan hayatı umursamıyorum ama en azından normal bir insanla çıkmak daha iyi olur. Siz demiştiniz insanları kullandığınızı. Buna inanmak istemedim ama aptallık bende tabii."
İğneleyici ses tonumla konuşarak bir kaç adımla ona yaklaşıp önünde durdum. Biliyordum kırıcı konuştuğumu ama benim de kalbim kırılmıştı. Bu hayatta kalbimi kıran herkese aynısını yaşatmıştım. Kendimi korumak için yapmak zorundaydım işte.
"Sizi başkalarına söylesem ne olur sence?"
"Felix bana kırgın olduğun için bunları söylüyorsun. Benim de kalbimi kırmak istiyorsun. Ama bilmiyorsun ki seni daha önce de tanıyorum."
"Ne?"
Anlamazca yüzüne bakmaya başladım. Ne demek istiyordu?
Bir kaç saniye irisleri irislerimde dolaştıktan sonra ellerini kaldırarak yanaklarıma koydu. Ardından gülümseyerek yüzüme yaklaşıp alınlarımızı birbirine yasladı. Bununla sertçe yutkunarak göz kapaklarımı sıkıca kapattım.
"Felix?"
Dudaklarımın üstüne çarpan nefesiyle bedenimin titrediğini hissetmiştim. Üzerimde ki etkisi başımı döndürüyor, kalbimi hiç olmadığı kadar hızlı attırıyordu.
"Seni gerçekten seviyorum. Burada, bu barda 2 sene önce seni ilk gördüğüm anı hatırlıyorum. Hiç kimseyi umursamadan yaptığın davranışlar, sözlerin, haşin hareketlerin beni çok etkilemişti. Kanının tadına bakmak, seninle birlikte olmak istemiştim. Ama o günden sonra buraya gelmez olmuştun. Seni, tüm benliğimle tekrardan görmek istemiştim. Ve bir gün seni gördüğüm Han Nehir'in de. Kendi kendine söylenip duruyor, hem gülüyor hemde ağlıyordun. Evinin nerede olduğunu, numaranı, neyi sevip sevmediğini biliyorum."
Dedikleri, duyduklarım imkansız gibi geliyordu. Beni önceden tanıyor muydu? 2 sene önce o dağılmış halimi mi görmüştü? Ben düşünecelerimin içinde kaybolmuşken titrekçe nefes alarak konuşmasına devam etmeye başladı.
"Sana defalarca mesaj atmak, yanına gelmek istedim ama cesaret edemedim. Ama sen beni kendin buldun. Bizim mekanın oraya gelmiştin. Seni gördüğümde çok şaşırdım. Yanına gelip gelmemek arasından kendi kendime çok düşündüm. Ama daha fazla dayanamayarak yanına geldim. Kokun...kokun gerçekten çok güzeldi ama kendimi tutamam, seni kendimden koruyamam diye korkutmak istemiş, tekrardan buraya gelmemen için seni tehdit etmiştim. Ama bu kadar inatçı biri olduğunu düşünmezdim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oddinary/Hyunlix√
Fanfiction[TAMAMLANDI] -Vampire- Hayattan hiç bir beklentisi olmayan, hayatın sadece değersiz bir eşyadan ibaret olduğunu düşünen Felix'in yolu, hiç beklemediği tuhaf kişiler ile buluşur. Yan Ship: °Minsung °Chanmin 1#felix [13.03.2022] 1#hyunjin [22.03.2022...