10. Koskoca Bir Aptal

8.6K 849 870
                                    

İyi okumalar♡♡♡

"Felix! Gece seni o kadar çok aradım ki!?"

Karşımda gözyaşları arasında bağırarak konuşan bedene ifadesizce baktım. Böyle bir şey olduğunu nereden bilebilirdim ki?

"Babanın durumunun ne olacağı belli değil!! Beni sevmediğini biliyorum ama böyle davranman çok sorumsuzca Felix!"

"Biliyorum ama o adamın böyle işlere bulaşması benim suçum değil. Hepsi senin hatan kendi pisliğini bize bulaştırdın."

Onun aksine sakin bir ses tonunda konuşmuştum. Onun pisliği yüzünden benim annem ölmüştü. Pis işlerini ailemize bulaştırıp babam ile güzel bir yaşam sürmeyi planlamış, annem ve beni tamamen gözden çıkarmışlardı.

"Senin pisliğin babamı bu hale getirdi. Onun ölmesini istediğini biliyorum. Başından beri şirkette gözün vardı. Ama amacına ulaşamayacaksın maalesef... Bir sürtüğe, metrese neden bir şirket emanet edilsin ki?

Alayla gülerek yasladığım duvar ile temasımı kestim. Hiç bir şey söyleyemiyor sahte gözyaşları ile yüzüme bakıyordu.

"Telefonunu orta yerlerde bırakmamalısın."

Dedikten sonra bir kaç adım ile karşısına gelip kulağına doğru eğildim.

"Babama zarar verirsen, yemin ederim seni yaşatmam. Babam kendi gözleri ile senin nasıl bir sürtük olduğunu öğrenecek."

"Siktir git!"

Omuzlarımdan sertçe itilmem ile ortama kıkırdamamı salmıştım. Yüzünde gördüğüm ifade o kadar keyif vericiydi ki, bunu saatlerce izleyebilirdim.

"Seni uyardım. Bence uymanı tercih ederim."

Ciddi yüz ifademi takınarak arkamda sinirden kıpkırmızı olan bedeni bırakıp çıkışa yürümeye başlamıştım. Sabah, uyandığım gibi buraya gelmiştim... Dakikalarca o kadının bağırışlarını duymak zorunda kalmış, gittiğimi Hyunjin'e bile haber vermemiştim.

Gece yaşananlardan sonra haber vermeden gitmem uygun muydu acaba? Ama onu uyandırmak istememiştim. Hem içimde anlamadığım bir şekilde utangaçlık duygusu hakimdi. İlk defa böyle hissediyordum.

O en son dediklerini düşündükçe yanaklarımın ısındığını hissediyordum. Ben onu seviyor muydum? Evet, etkilendiğim apaçık belliydi ama sevmek.... Ben bu duygudan her zaman çok uzak kalmıştım. Sevip de kaybetmek veya ihanete uğramak ruhsal olarak çok incitiyor, içinde çok büyük bir iz bırakıyordu.

İnsan birini sevdiğini anlamak için kendi kalbine bakması gerekiyormuş. Bunu hiç bir zaman anlamamıştım. Kalbine bakmak? Ama sanırım şimdi anlıyordum. Bana o gece dokunduğunda kalbimin bir an göğüs kafesimin kırıp çıkacağını sanmıştım. Dalgaya vurmam gerektiği yerde susmuş, anın tadını çıkarmıştım.

Hala dudaklarımın üstünde baskısını, sıcak tenimin üzerinde gezinen soğuk parmaklarını hissediyordum. Bunları düşündükçe bile kalbim çok hızlı atıyor, göğüs kafesimi sertçe dövüyordu.

"Ah tanrım! Dur artık atma! Yani bu kadar hızlı atma."

Elimi sol göğsümün üstüne koyarak yumruk haline getirmiştim. Bu kadar hızlı atmamalıydı ama!

"Şurdan kardiyoloji bölümüne mi uğrasam ki? Yani hiç normal atmıyor bu."

Dudaklarımı büzerek sol göğsüm de olan elime baktım. Beni birkaç günde ne hale getirdi aptal Kırmızı afet!

Hızlı adımlarla hastaneden çıktıktan sonra cebimdeki kilidi çıkararak oynamaya başlamıştım. Düşüncelerimi biraz olsun aklımdan uzaklaştırmak istiyordum. Kalbimin böyle atmasına, içimde olan değişik duygulara asla alışamıyordum.

Oddinary/Hyunlix√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin