17. Seni Seviyorum

7.5K 683 787
                                    

Bu bölümde biraz maniac (+18 cinsellik) yerler vardır. Uyarımı baştan yapayım🤭
İyi okumalar...♡♡♡

Saatlerce karşımdaki beden ile göz teması kuruyordum. İkimizde irislerimizi kaçırmıyor, birbirimizin parlaklıklarına bakıyorduk. Ne kadar uyumak, gözlerimi kapamak istesemde yapamıyordum.

"Hyunjin?"

Dememle devam etmemi belirten mırıltılar çıkarmıştı.

"Ne kadar böyle kalacağız?"

"Sen gözlerini kaçırana kadar."

"Sen niye kaçırmıyorsun?"

Kaşlarımı çatarak sormuştum. O ise bu halime kıkırdamış, gözleri olabildiğince kısılmıştı.

"Sen ne kadar inatçıysan bende o kadar inatçıyım bebeğim."

Dediğiyle göz devirmek istesemde yapamamıştım. Ne güzel gözlerimizin içine anlamlı anlamlı bakıyorduk , şimdi bunu oyuna mı çevirmişti?

"O zaman şöyle yapalım."

Bakışlarımı irislerinden ayırmadan yerimde doğrulup elimle karşımdaki bedenin omzundan ittirerek sırt üstü yatmasını sağladım. Ardından bacaklarımı belinin iki yanına açarak kasıklarının üstüne yerleşmiş, ellerimi göğüs hizasına koymuştum. Şimdi bile uzunluğunu altımda hissedebiliyordum.

"Ne yapıyorsun seni yaramaz?"

"Hiç bir şey."

Omzumu büyük yavaşlıkla silkerek kalçamı ileri geri oynatmıştım. Bununla elleri anında belimi bulmuş, hareketlerimi durdurmuştu.

"Hile yapıyorsun."

"Ne hilesi?"

Anlamazca sorarak kalçamı havaya kaldırıp tekrardan uzunluğuna sertçe oturmuştum. Bununla dişlerini sıkarak tıslamıştı. Karşımda gördüğüm görüntü ile dudaklarım gerilmiş, kasıklarım sızlamıştı. Ah tanrım! Bunu yapmam sadece onu değil beni de çok fena etkiliyordu.

"Felix! Kalk üstümden! "

"Hyunnie? Neden bu kadar kabasın ki?"

Elleri arasında yavaşça sürtünmeye çalışmıştım. Altımda uyanmakta olan varlığını hissettikçe deliğim istemsizce seğiriyordu.

"Sikerim göz temasını ama!"

Birden saçlarıma dolanan ellerle beni hızlıca kendine çekmiş, dudaklarımızı birbiri ile buluşturmuştu. İlk defa beni bu kadar hızlı öpüyor, dudakları çeneme kadar geliyordu. Sanki günlerce susuz, aç kalmış gibi öpüyordu beni. Bir süre sonra bu ani hareketinin etkisinden çıkarak kalçamı dairesel hareketlerle oynatmaya başlamıştım.

"Kaybettin!"

Ayrıldığımız gibi ağzımdan ilk çıkan kelime buydu. O ise dediğimle gülümsemişti.

"Kaybettik."

"Hayır, sen kaybettin."

Nefes nefese konuşarak kaşlarımı çatmıştım. Kaybetmeyi hiç bir zaman sevmemiştim. Sadece elimden kayıp gidenler olmuştu, bu da hayatın bize verdiği bir cezasıydı işte.

"Peki, sen kazandın."

Gülümseyerek konuşup tek elini yanağıma götürerek baş parmağı ile çillerimin üstünü okşamaya başladı. Ona karşılık vererek sinsice gülümseyip kulağına eğilmiştim.

"Hyunnie? Deliğim sızlıyor."

Ses tonumu normalinden daha derin tutmuştum. Kulaklarıma dolan yutkunma sesiyle kışkırtıcı bir şekilde inlemiştim. Ardından geriye çekilip irislerimi yüzünde gezdirdim. Kendisini sıktığını, yüz hatlarının gerilmesinden anlamıştım.

Oddinary/Hyunlix√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin