19. Canını Çok Yakacağım

6.5K 669 882
                                    

"En azından yemek verin. Midem sırtıma yapıştı be! Size diyorum lan! Ah tanrım açlıktan öleceğim!"

İsyan ederek bağlandığım sandalye de çırpınarak bağırmaya başladım. Dakikalar önce kendimi bu halde, boş bir deponun tam ortasında tahta sandalye de oturmuş bir şekilde uyanmıştım. Sandalyenin arkasından bileklerime bağlanan zincirler, bileklerimi oynattıkça acıtmaya başlamıştı. Ama şuan benim için önemli olan şey midemin iflas bayraklarını çekmiş olmasıydı.

"Aptal! Açım aç! Yaa!!!"

Yerimde çırpınmayı bıraksamda bağırmaya devam ediyordum. Karşımda duran iki bedenin beni takmamasına daha da sinir oluyordum.

"Size ödeteceğim! Bir kaç dakika geç gelemediniz mi? Midem ne güzel ziyafet çeke-"

"KAPA ÇENENİ!"

En sonunda bağırması ile göz devirdim. Ben açtım ve o bana kapa çeneni diyordu!

"O sürtük patronunuza söyle ki; gelirken bana yemek getirsin."

"Düzgün konuş!"

"Açken maalesef bu mümkün değil!"

Dedikten sonra bana yaklaşmaya başladı ve yanıma gelerek gözlerimin önüne bir paket çıkarmıştı.

"Şunu yiyeceksin ve susacaksın tamam mı?"

"Sadece bir tane mi?"

Bıkkınca iç çekip benden uzaklaşacağı sırada avazım çıktığı kadar bağırıp onu durdurmuştum.

"Tamam tamam şimdilik bu benim için yeterli."

Dediğimle arkasını dönerek elindeki çikolatanın paketini açıp açık olan ağzıma koyacağı sırada demir kapının açılma sesi boş depoda yankılanmıştı. Bununla çikolatamı yiyemeden önümdeki beden geri çekilerek benden uzaklamıştı.

"Hayır hayır! Onu yiyeceğim! Aptal hadi ama! O sürtük kadından mı korkuyorsun!?"

Dediklerimi takmamış, kafasını olabildiğince aşağı eğerek zemini izlemeye başlamıştı. Böylece midemin anlık da olsa indirdiği iflas bayrakları tekrardan havaya kalkmıştı.

"Felixciğim?"

Lanet kadının sesini duymam ile göz devirmiş, irislerimi bana doğru yürüyen kadına ve yanında ki takım elbiseli adama çevirmiştim. Yüzünde iğrenç bir gülümseme hakimdi. Her zaman ki gibi....

"Oh merhaba sevgili sürtük Cha Gu."

"Bu durumda böyle konuşman...gerçekten seni anlamıyorum."

Önüme kadar gelerek işaret parmağını çeneme koyarak dik duran kafamı daha çok havaya kaldırmıştı. Bu hareketi ile içimden gelen öğürme istediğini reddetmeyerek seslice öğürdüm. Böylece tenimle olan temasını keserek bir kaç adım geriledi.

"Kusura bakma. İğrenç tenini bana değdirince otomatikman böyle oldu."

Alayla konuşarak yerimde rahatlıkla kıpırdanmıştım. Önümdeki bedenin yüz ifadesi gerçekten hoşuma gitmişti.

"Herneyse! Sen benim elime gelmeyeceğini tabiki de biliyordum. Bu yüzden fazla bekleyemedim,bekleyemedik."

Dedikten sonra yanındaki adamın yanına yaklaşmasıyla adam kolunu Cha Gu'nun beline sıkıca sararak kendisine yaslanmasını sağlamıştı.

"Ha şimdi anladım ben. Yazık ya cidden yazık. Yaşlandın, yüzün buruşmaya başlamış, ama sen yine genç, taş gibi birisini bulmuşsun."

"Sen!"

Oddinary/Hyunlix√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin