30. FİNAL -M-

9.8K 594 782
                                    

Sürprizzzzzzz eheheheh😋

İnsanın hayatında her zaman inişleri ve çıkışları olan bir çok olay yaşamıştır. Bazıları insanı en derinden etkiler ve hem ruhsal hem de bedenen insanı zayıflatır. Bazıları ise insanın hayatında yaşamadığı duyguları, hisleri, ben yapmam dediklerini yaptırır ve bununla hayatı inanılmaz bir ölçü de değişir.

Tuhaf insanlar; dışarıdan bakıldığında gizemli, insan da merak uyandıran tiplerdir. Ama yanı sıra korkulan, her zaman da dışlananlardandırlar. En azından hayatı öylesine yaşayan birisinin aksine...

Sanırım ben bunlardan biri oluyorum...

Evet, hayatı bir dönemden sonra yaşanacak kadar değerli görmemiştim. İçimde hiç bir duygu filizi bile yoktu. Gözlerimin önünde birisine araba çarpsa bile umursamayacak biriydim. Benim duyguları çalan, kaybetmeme sebep olan kişileri asla unutmayacaktım.

Daha genç yaşta, reşit olduğum da en değer verdiğim varlık olan annem ellerimden kayıp gitmiş, ardından da bana değer verdiklerini düşündüğüm kişiler kalbime kızgın bir ok fırlatıp arkalarını dönüp gitmişlerdi. Canım yanmıştı ve onların da canını yakmıştım.

Çünkü bu acımasız Dünya da tek kalmak demek, kolay bir av gibi görünmek demekti. Sana zarar veren, canını yakan kişilere merhamet gösterirsen tekrardan canını yakmaktan çekinmezlerdi. Bu yüzden her zaman karşımdaki kim olursa olsun acımamış, onun canını yakmaktan asla çekinmemiştim. Çünkü sonunda zararlı olacağımı bildiğim savaşlarda, karşı tarafın da en azından benim kadar zararlı olmasını istemiştim.

"Hey!"

Arkamda duyduğum sesle adımlarımı durdurmuş, topuklarım üzerinden arkamı dönmüştüm. Bana doğru koşan tanıdık simâ ile sol tarafımda küçük bir sızı hissetmiştim.

"Felix? Bir kez olsun konuşabilir miyiz?"

Benden bir kaç adım uzağımda durarak nefes nefese konuşmuştu.

"Neden?"

"Sadece o gün-"

"Hiç bir şey duymak istemiyorum Ji Hoon! Şimdi siktir olup git!"

Diye bağırdıktan sonra arkamı döneceğim sırada bileğimden tutarak beni kendisine çekmiş, sıkıca sarılmıştı. Bu yaptığıyla transa girmiş gibi hareket edemiyor, kolları arasında put gibi duruyordum.

"Özür dilerim. Biliyorum, senin için bunun önemi yok ama bunu yıllarca içimde tutmaktan sıkıldım. Seni bulmu-"

Konuşmasıyla kendime gelip beklemediği şekilde onu sertçe itmiş, yere kalça üstü düşmesini sağlamıştım. Evet, bunca seneden sonra bir özür benim kalbimi nasıl iyileştirecekti ki...

"Lanet özürünü dilediğine göre şimdi gidebilirsin. Daha fazla senin veya kardeşin yüzünden başıma bir şey gelmesini istemiyorum."

Sakince konuşarak hızlıca arkamı dönmüş, yürümeye başlamıştım. Her adımımda yüzüme vuran serin rüzgarla ağladığımı anlamış, tek elimi yanağıma çıkararak ıslaklıkları silmeye başlamıştım. İçimde var olan duygular bir savaşa girmiş gibi karmakarışıktı ve ben bunun içinde kaybolmuş gibiydim.

"Sanki dönemimde gibi hissediyorum!"

Yüksek sesle konuşarak kafamı batmak üzere olan güneşe çevirmiş, gözlerimi sıkıca kapatıp derin nefesler almıştım.

Ardından yürümeye başlamış, görüş alanıma giren 24 saat açık marketle gülümsemiştim. İçeri girdiğim gibi ramen reyonuna fırlamış, uzun bir süredir yemediğim acılı ramenlerden 2 kova almıştım. Hızlıca parasını ödedikten sonra içlerine yeteri kadar sıcak su doldurup cam kenarında ki masaya oturmuştum.

Oddinary/Hyunlix√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin