Mesaja şaşkınlıkla bakmaya devam ediyordum. Atakan beni dürttü, meraklı gözlerle ona baktım. Kafasıyla hocamızı işaret etti. Ups. Bana bakıyordu. Utangaç bir şekilde gülümsedim. Hızlıca Dolunay'a bir mesaj attım.
"Bunu söylemene gerek yoktu :))"
Allahım. İçimde ki şeytan bir türlü susmak bilmiyordu. Derin bir nefes aldım. Dersimiz bitmişti. Ortak bir çalışma yapılacaktı ve Atakan'la eşleşmiştim. Yanaklarımı şişirdim. Aslında iyi bir çocuktu ama nedense bana biraz itici geliyordu. Yeşil gözleri Dolunay'a o kadar benziyordu ki. İçimde ki ses: Şu adamı aklından çıkar! Diye bas bas bağrıyordu. Onu aklımdan nasıl çıkarabilirim ki? Gördüğüm rüyalar doğrusunu söylemek gerekirse beni baştan çıkarmışlardı. Bu rüyalar sayesinde cinselliğe ne kadar yatkın olduğumu fark etmiştim. Pekâlâ kes şunu Eli. Atakan'a baktım; birlikte koridorda yürüyorduk.
"Eşleştiğimize göre bir yerde buluşabiliriz."
Atakan'ın yeşil gözleri bana sabitlendi. O gözlerde bir şey vardı. Yeşil gözlerinin derinliklerinde saklı bir sır... Elisa ne saçmalıyorsun sen! Atakan, sorduğu sorunun cevabını bekliyordu. Gözlerimi kırpıştırdım.
"Ah, evet elbette. Buluşacağımız yerin adresini mesaj at bana, benim gitmem gerek."
Tam arkamı dönüp gidecekken Atakan bana seslendi.
"Hey! Telefon numaran ben de yok."
Alnıma bir şaplak attım. Nedense ondan bir an önce uzaklaşmak istiyordum. Niye böyleydim ki? İlk defa içimde ki ses ve şeytan susmuşlardı. Atakan'a telefon numaramı söyledim ve oradan uzaklaştım. Bahar ve Meleği görmemle nefesimi bırakmam bir oldu. Hızlı adımlarla onların yanına gittim.
"Elisa, iyi misin? Solgun görünüyorsun."
Meleğe anlayışlı gözlerle baktım. Aslında bir şey yoktu sadece Atakan'ı tuhaf buluyordum ama iyi birisine benziyordu.
"İyiyim kızlar, sizden bir haber var mı?"
Bahar sinsice gülümsedi. Bu bakışı biliyordum. Çok kötü bir noktaya basmıştım; başımın etini yiyeceklerdi. Derin bir nefes alıp bu savaşa girmeye hazırlandım. İkisi de haldır haldır konuşurken Dolunay'ı unutmuştum. Siktir. Telefonumu çıkarıp gelen mesaja baktım.
"Söylemem gerekiyordu. Merak etme, daha çok o pozisyonlara gireceğiz ;)"
Yanaklarım kıpkırmızı olmuştu. Ne ara Dolunay'la bu kadar haşır neşir olmuştum? İçimde ki şeytan: Onu kurtardığın ilk günden beri...
Pekâlâ haklıydı. En azından onu rüyalarımda görüyordum. Gerçekte bu kadar çabuk olamazdı. Evet evet seks yapmaktan bahsediyorum. Gerçi bekaretimi ona vermeli miydim bunu bilmiyordum. İçimde ki ses: Elisa bu çok yanlış!
İçimde ki ses işaret parmağını sallayıp kaşlarını çatmıştı.
İçimde ki şeytan: Sen onu boş ver. Dolunay Güler'den bahsediyoruz yapma! Tabi ki de ilkini onunla yaşayacaksın.
İçimde ki şeytan ise... Striptiz yapıyordu. Lanet. Olsun.
Dudaklarım yukarı kıvrıldı. Bu beni gülümsetmişti."Buna cevap vermeyeceğim; sonra görüşürüz."
Gönder tuşuna basıp yolladım. Kızlarla birlikte fakülteden çıktık. Arkamızdan Berkay'ın sesini duydum. Ah. Yanımıza geldi ve buruk bir şekilde gülümsedi. İlk defa kolunu omzuma atmamıştı. Bahar ve Melek huzursuzca kıpırdandılar.
"Kızlar bizi Elisa ile biraz yalnız bırakır mısınız?"
İkisi de kafa sallayıp gözden kayboldular. Berkay'ın gözleri yumuşamıştı.
"Eli, ben... Gerçekten özür dilerim. Fazlasıyla abarttım. Beni affeder misin?"
Kendimi onun kollarına attım. Sımsıkı sarıldım. Berkay'ın da beni sardığını hissettim. Benden sakladıkları bir şey vardı ama sonuçta Berkay, Bahar ve Melek benim en yakın arkadaşlarımdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Nefes
RomanceBU KİTAP +18 İÇERMEKTEDİR! Uyuşturucuya bağlı bir adam. Üniversite tıp öğrencisi olan bir kız. Hayatları kesişirse ne olur? Elisa, her gece o adamı rüyasında görür, artık gerçek ve rüyayı ayırt edemez. Bu rüyaların artık birer kurbanı haline gelir...