Taksiye bindiğimde ellerim titriyordu. Şoför beni göz ucuyla süzmüştü. Normaldi tabi. Sırılsıklam taksiye binmiştim. Bana az küfür etmeyecekti. Dolunay, sadece bir kot pantolonla koşuyordu. Arkama dönüp baktım. Yüzündeki ızdırabı görebiliyordum. İçim parçalandı. Sevdiğim adamdan bir bebeği olacaktı evet ama evli değildik ve bu kargaşa da bir bebek doğacak olması... Tek kelimeyle boktandı. Belki de doğurmamalıydım. Ellerimi yumruk yapıp sıktım. Nereye gidebilirdim şu an? Tek bir kapı gözüküyordu, o da Melekti. Meleğin numarasını tuşlayıp derin bir nefes aldım. Telefon çalarken yüreğim ağzımdaydı.
"Alo?"
"Melek, neredesin şu an?"
"Eve gidiyorum. Ne oldu? Ve niye durumlardan haberdar etmiyorsun beni?"
"Anlatacağım. Sana geliyorum. Tamam?"
"Tamam. Sen iyi misin? Sesin kötü geliyor."
Göz yaşlarım gözlerimi yakıyor boğazım düğümleniyordu.
"Değilim."
Zorlukla söylemiştim ve Melek hoşnutsuz bir ses çıkardı.
"Bekliyorum seni çabuk gel."
"Tamam. Görüşürüz."
Telefonu kapattım ve göz yaşlarımın akmasına engel oldum. Berkay'ı düşünüyordum bir andan da. Oraya gidemezdim. Hayır olmazdı. Belki Melek gidebilirdi. Başım dönüyordu. Tansiyonum veya kan şekerim düşmüş olabilirdi. Geldiğimiz de şoföre beklemesini söylemiştim. Üzerimde para yoktu maalesef. Allahtan gittiğimde Melek evdeydi.
"Melek, üzerimde para yok. Bana para verebilir misin? Ben sana geri veririm sonra."
"Lafı mı olur Allah aşkına."
Yanımdan geçip taksiye gitti. Parayı verdiğini gördüğümde kendimi zorlukla tutuyordum. Beş parasız kalmıştım. Ablam benim masraflarımı ödüyordu ama peki ya şimdi? Öyle kalmıştım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Rahmime bir bebek düşmüştü.
"Elisa!"
Silkelenip Meleğe baktım.
"İki saattir sana bağırıyorum kızım."
Yutkundum.
"Bu halin ne?"
Korku dolu gözlerle bana baktı.
"İlk önce duş alsam olur mu?"
"Ah tabi elbette kuşum. Geç hadi."
İçeri girip üst kata çıktım. Meleğin ailesi de zengindi. Baharın da öyle. Bizim durumumuz biraz daha orta halliydi doğrusu. Küveti görmemle rahatladım. Biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı. Küveti suyla doldurup cam şişelere baktım. Yasemin kokulu olanı seçip suyun içine boşalttım. Islak kıyafetlerimi çıkarıp kenara attım ve hızlıca küvete girdim. Kollarım küvetin iki yanına koyup başımı geriye attım. Başım dönüyor ve zonkluyordu. Gözlerimi kapattım ve derin nefesler aldım. Hiç bir şey düşünmeden orada uzanıyordum. Ta ki bir şey beni sarana kadar. Hızlıca gözlerimi açtığımda o kederli gözlerle karşılaştım. Bunun bir rüya tarzı bir şey olduğunu biliyordum. Gerçekten burada değildi.
"Ne işin var burada!"
"Bağırma. Sakin ol. Lütfen."
Burnumdan soludum ve dizlerimi karnıma çektim.
"Bak ben özür dilerim. Gerçekten böyle bir şey olabileceği aklımın ucundan bile geçmedi."
"Kapa çeneni. Def ol. Seni görmek istemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Nefes
RomanceBU KİTAP +18 İÇERMEKTEDİR! Uyuşturucuya bağlı bir adam. Üniversite tıp öğrencisi olan bir kız. Hayatları kesişirse ne olur? Elisa, her gece o adamı rüyasında görür, artık gerçek ve rüyayı ayırt edemez. Bu rüyaların artık birer kurbanı haline gelir...