3. Bölüm ( Yeşil Gözler )

22K 578 23
                                    

Medyada Dolunay var^^

Dolunay'ın yüzü aydınlandı ve elimde ki telefonu aldı. Ne yapıyordu? Bir şeyler yazdıktan sonra tekrardan geri verdi. Telefonumu alıp ne azdığına baktım. Numarasını kaydetmişti, Dolunay Güler. Yutkundum.

"Sonra görüşürüz. Elisa..."

Niye hep böyle yapıyordu? İsmimi vurgulayarak ve baştan çıkarıcı bir şekilde söylüyordu. Sakin Eli. Asansörden çıktı ve bana gülümsedi. Kapılar kapandı, giriş kata bastım. Aşağı inmeye başladı. Nefesimi kontrol altına almaya çalışıyordum ama bu imkansızdı. Asansör durunca içinden çıktım, danışmana doğru yürüdüm.

"Kimliğimi alabilir miyim?"

Gözlüklü kadın bana yine ifadesiz bir şekilde bakıp, kimliğimi uzattı. Ben de ziyaretçi kartımı verip şirketten çıktım. Derin bir nefes aldım. Hızlıca arabama koştum. Sürücü koltuğuna geçip arabamı çalıştırdım. El frenini indirdim, ve yavaşça gaza bastım. Arabam otomatikti ve gerçekten insan rahat ediyordu. Fakülte'ye gelmiştim, hızlıca arabayı park ettim. Arabadan inip girişten geçtim. Dersime daha vardı ama bir iki dersi kaçırmıştım. Bahar'a mesaj attım.

"Neredesiniz?"

Anında mesaj geldi. Telefonu elindeydi kesin! Hiç düşmüyordu ki.

"Kantindeyiz, gel."

Bir şey yazmadan hızlı adımlarla kantind çıktım. Lanet merdivenler nefesim kesilmişti. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi, kan damarlarımda çağlanıyordu. Derin nefesler alıp Bahar, Melek ve Berkay'ın yanına gittim. Sandalyeye çöktüm.

"Kızım halin ne böyle? Savaştan çıkmış gibisin."

Meleğe bir kahkaha attım. Haklıydı. Berkay, bana sıcak bir şekilde gülümsedi. Ben de ona tebessüm ettim.

"Ablam... Evraklarını evde unutmuş, onları şirkete götürdüm. Ayrıca bilin bakalım kimi gördüm?"

Melek ve Bahar olayı anlamış gibiydiler. İkisi birden çığlık attılar. Berkay kulaklarını kapattı.

"Hay ben sizin sesinize..."
"Çok ayıp Berkay!"

Bahar, lafı yapıştırmıştı. Gözlerimi devirdim.

"Bunu konuşacağız ama şimdi değil."

Bahar, kaş göz hareketlerine gülümsedim. Dün kü kavga; bitmişti. Buna seviniyordum. Arkadaşlarımla aramın bozuk olmasını istemezdim. Ders'in başlamasına 5 dakika vardı.

"Çocuklar hadi, ders başlayacak."

Cümlemle hepsi ayağa kalktı. Berkay'la aynı sınıftaydık ve buna seviniyordum. En azından Bahar'la Meleğin sorularına maruz kalmazdım. Bahar ve Meleğe veda edip Berkay'la sınıfa girdik. Tıp okumak o kadar zordu ki; daha kalp nerede, böbrek nerede bunları öğreniyorduk. Berkay'la birlikte oturduk ve hocamızın girmesiyle ders başlamıştı.

Derslerim bitmişti ve artık fakülteden çıkabilirdim. Berkay'la birlikte çıkışa yürüdük. Melek ve Bahar da çok geçmeden yanımıza gelmişlerdi.

"Kızlar, gitmem gerek. Arkadaşlarla buluşacağız."

Üçümüzde kafa salladık. Berkay hızlıca yanağıma bir öpücük kondurdu. Gülümsedim. Fakülteden üçümüz birlikte çıkarken bir çocuğun bize yaklaştığını gördüm. Kaşlarım istemsizce çatılmıştı. Melek ve Bahar bir ıslık çaldırdılar. İkisine de ters ters baktım. Kahverengi saçları dapdağınktı. Hayatımda bu kadar dağınık bir saç görmemiştim. Asıl dikkatimi çekense yeşil gözleri olmuştu. Aklıma Dolunay gelince sırıttım. Çocuk, önümde durunca bir adım geri çekildim.

Siyah NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin