27. Bölüm ( Evet )

7.6K 194 10
                                    

Ciddi olamazdı değil mi? Hâlâ olayın şokunu atlatamamıştım. Evlilik... Dolunay gözlerimin içine bakıyordu. Ben ne diyeceğimi bilemiyordum. 19 yaşında evlenmek mi? Hadi 20 yaşına girmeme az kalmıştı ama olsun yine de çok erkendi! Arkamı dönüp Dolunay'ın yüzünü avuçlarımın arasına aldım.

"Bu çok erken değil mi? Hamileyim evet ama ben buna hazır olduğumu sanmıyorum. Çocuk doğurmak evlenmek bunlar çok ağır şeyler."

Dolunay ellerimi ellerinin arasına aldı ve alnıma bir öpücük kondurdu.

"Elisa beni seviyor musun?"

"Tabi ki seviyorum!"

"O zaman bunu beraber aşabiliriz. Yapabiliriz."

Kafam aşağı doğru düşmüştü.

"Yapamam. Buna hazır değilim."

Dolunay'ın gözleri çakmak çakmak olurken bir iç çekmiştim.

"Bana biraz zaman ver."

Başını salladı.

"Biraz uyu istersen. Yorgun görünüyorsun."

"Uyumak istemiyorum."

"Bir şeyler atıştıralım. Açlıktan ölüyorum."

Dolunay ve boğazı... Tebessüm etmeme sebep olmuştu. Birlikte aşağı inerken Melek'le karşılaştık.

"Uyumaya gidiyorum. Siz çifte kumrular biraz vakit geçirin."

Yanaklarım kızarmıştı. Dolunay ise bıyık altından gülmüştü. Aşağı inip mutfağa girmiştik.

"Yemek yapan erkeklere bayılırım. Bunu biliyor muydun?"

Bana mınzır bir bakış attı.

"Elbette biliyorum. O yüzden şimdi sana yemek yapacağım."

Gözlerim parladı ve anında bar taburesine oturdum.

"Ancak, ne yazık ki şu an harikalar yaratamam."

"Makarna yapacaksın yani."

Gülüyordum elbette.

"Akıllı kız."

Ona dil çıkardım ve ikimizde gülmeye başladık.

"Çok ses çıkarmayalım. Melek, uyumaya çalışıyordur şu anda. Tabi meraktan bizi izlemiyorsa."

Tebessüm etti ve bu sefer de yanağımı öptü. Dolunay, tencereyi çıkarmış ve spagetti yapmaya koyulmuştu. Yumruğumu yanağıma dayamış onu izliyordum. Bütün kasları geriliyordu. Allahım. Ağzımın suyu akmış bir şekilde onu izliyordum. Bebek konusunu düşünüp duruyordum. Ne yapacaktım gerçekten? Anne olabilir miydim? Hayır. Olamam. Buna hazır değilim işte! Fakat Dolunay o kadar unutluydu ki. Bir aile olmak istiyordu ama ben istemiyordum. Şu an için. Derin düşüncelere dalmışken mis gibi bir kokuyla hayata geri döndüm. Dolunay önüme domates soslu ve fesleğenli bir spagetti koymuştu. Çatalımı alıp spagettinin içinde döndürdüm ve kaşık yardımıyla ağzıma attım.

"Mmm."

Dolunay küçük bir tebessüm etti.

"Güzel olmuş mu?"

Gözlerimi büyüterek ona baktım.

"Güzel mi? Efsane olmuş!"

Dolunay, bardağıma biraz meyve suyu koymuştu. Beyefendiye bakın kendisine şarap koyuyordu!

"Bana hiç öyle bakma küçük hanım. Hamilesin ve alkol alamazsın."

Bir kez daha tokat gibi yapıştırılmıştı yüzüme. Ciddi korkularım vardı. Suratım düşmüştü ve Dolunay göz ucuyla bana baktı. Tek kaşını kaldırıp bana bakarken bir şey çaktırmamaya çalıştım. Gülümsedim ve o da rahatladı. Yemeğimizi sessizce yedik ve ben biraz olsun rahatlamıştım. Saat sabah 3 olmuştu bile. Gözlerim de yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı zaten.

Siyah NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin