Aradan 3 ay geçmiş ve her şey yerli yerine oturmuştu-Hatta karnım büyümüştü.- Bahar dışında... Psikolojisi hâlâ yerlerdeydi. Ne yapacağımızı şaşırıyorduk doğrusu. Berkay da gayet iyi durumdaydı ancak aramıza buz gibi duvarlar girmişti. Yapacak bir şey yoktu artık...
"Elisa! Neredesin sen yahu?"
Derin düşüncelerimden uyanırken karşımda Meleği bulmuştum.
"Hadi alışverişe çıkacağız! Kızım evleniyorsun sen haberin var değil mi?"
Gülümsedim ve bir an önce toparlanmaya çalıştım. Su ve Atakan'ı soruyorsunuz dimi? İkisi de bir anda sır olmuştu. Annem ise artık vefat etmişti. Bu mutlu günümü göremeyecekti... Huzurla yat annem. Derin bir nefes alıp beni bekleyen düğün için hazırlıklar yapmaya başlayacaktım.
Mekân, davetiyeler, gelinlik vs. Her şey seçilmişti. Dolunay damatlığı ne yapmıştı hiç bir fikrim yoktu. Okan'la bir anda ortadan kaybolmuşlardı. Bahar'ın odasına doğru giderken tedirgindim. Sağ solu hiç belli olmuyordu artık. Kapıyı tıklattım ve Bahar'ın sesine duymayı bekledim ama hiç ses gelmedi.
"Bahar? Kuşum?"
"Gel."
Sesi o kadar cılız çıkıyordu ki her gece bağırarak ağladığından emindim. Bize duyurmamaya çalışıyordu ancak duyuyorduk.
"Şey yarın evleniyorum biliyorsun. Sen de gelecek misin?"
Aslında bu soru çok aptalca bir soruydu. En yakın arkadaşımın elbette zorunlu olaraktan gelmesi gerekiyordu ancak Bahar bitikti. Ses çıkarmadı belli bir süre. Bu beni iyice huzursuz ediyordu ki cevap verdi.
"Bilmiyorum. Sanırım gelmem."
Kalbim kırılmıştı gerçekten ama yine de ses etmedim. Aradan zaman geçmesine rağmen Bahar ciddi anlamda bu olaydan etkilenmişti. Kim bilir neler yapmışlardı ona ama bunun konusu ne açtı ne de biz sorduk.
"Pekâlâ."
Başka bir şey demeden odadan çıktım. Melek yanıma gelip soru soran gözlerle baktı.
"Düğüne gelmeyecek."
Melek şaşkın bir şekilde kapıya baktı. Bahardan söz ediyorduk değil mi? O ki her şeye en başta koşardı. Allahım. Arkadaşımı çok özlüyordum.
"Üzülme Elisa lütfen. Yarın en mutlu günün olacak senin."
Meleğe sarıldım, göz yaşlarım meleğin bluzunu ıslatıyordu. Güçlü olmak zorundaydım.
"Dolunay, aradı mı seni?"
"Hayır. Ben arayacağım şimdi."
Salona doğru ilerlerken bir yandan da telefonuma bakıyordum. Dolunay'ı arayıp bekledim.
"Aşkım?"
Dolunay, enerjik sesiyle beni de az buçuk rahatlatmıştı.
"Ne yapıyorsun canım?"
"Okan'la damatlığı seçtik. Biraz sonra geleceğiz. Siz ne yapıyorsunuz?"
"Evdeyiz. Merak ettim seni de."
"Anladım aşkım 1-2 saate oradayız."
"Tamam Hayatım."
Telefonu kapattım. Karnım gittikçe büyüyordu ve gelinliğe giremeyeceğimden korkuyordum. Melek anlamış gibi gülmeye başladı.
"Merak etme o gelinliği giyebileceksin."
Gülümsedim. Biraz uzanmak için koltuğa gittim ve anında gözlerim kapandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Nefes
RomanceBU KİTAP +18 İÇERMEKTEDİR! Uyuşturucuya bağlı bir adam. Üniversite tıp öğrencisi olan bir kız. Hayatları kesişirse ne olur? Elisa, her gece o adamı rüyasında görür, artık gerçek ve rüyayı ayırt edemez. Bu rüyaların artık birer kurbanı haline gelir...