Medyada Elisa'nın ablası var. Anne Hathaway ^^
Dolunay'ın kollarından kurtulup ona baktım. Yeşil gözleri alev misali yanıyordu. Bu kadar çabuk ona yakın olamazsın Eli. Kendine gel. Atakan'la buluşmam gerekiyordu ve sanırım geç kalacaktım.
"Gitmem gerek, her şey için teşekkür ederim. Cidden harika bir sürprizdi."
Dudakları yukarı kıvrıldı. Dudağımı ısırdım. Bu adam fazla seksiydi. Büyülenmemek elde değildi. Tuzlu sudan çıkmıştım ve acil bir duş almam gerekiyordu.
"Sürprizlerim daha bitmedi, fıstık."
Gülümsedim. İçimde ki şeytan ve ses tekrardan konuşmaya başlamıştı. İçimde ki şeytan: Başka ne sürprizi yapacak merak ediyorum ama farklı fanteziler deneyebilirsiniz!
Ah yapma ama! Daha adamla öpüşmemişken bile fanteziyi düşünemezdim değil mi? İçimde ki ses, kesinlikle onaylıyordu."Banyo nerede?"
Parmağıyla işaret etti ve ben de hızlı adımlarla banyoya yürüdüm. Kabine girip suyu açtım. Soğuk su tenime değmiş ve ürpermeme sebep olmuştu. Hemen geri çekildim ve suyu sıcağa ayarladım. Sıcak su vücuduma iyi gelmişti. Yaptığım şey gerçekten çok yanlıştı. Ablamın patronuyla gezip tozmak ayriyetten hayaller kurup rüyalar görmek. Çok. Yanlıştı. Ama şöyle bir durumda vardı. Ablamın patronu olduğunu bilmiyordum ve olaylar bir anda gelişmişti. Yapabilecek pek bir şey yoktu. Fazla ileri gidiyordum. Beni tanımak istediğini söylemişti, ben de istemiştim ama bu oyun tehlikeliydi. Nedense içimde ki ses böyle söylüyordu. Sanki bir şeyler biliyor fakat bana söylemiyordu. Sadece uyarıyordu. Bu da yeterli değildi. Sadece uyarmak. Sıcak su düşünmemi sağlamıştı ama daha fazla düşünmek istemiyordum. Dolabın içinde düzenle koyulmuş krem rengi havlulardan birini aldım. Fazla... Düzenliydi. Bilirsiniz, erkekler pasaklı düzensiz ve dağınık olurlardı. Ama Dolunay ciddi anlamda düzenliydi. Hizmetli de yoktu, evde tekti. O kadar parası olmasına rağmen evde hizmetli yoktu. Tuhaf. Havluyu vücuduma sardım ve banyodan çıktım. Yüzümü buruşturarak kıyafetlerimi giyindim. Temiz kıyafetler giyinmeyi tercih ederdim. Dolunay, hızla içeri girmişti. Allahtan iç çamaşırlarımı giymiştim. Yine de utandığımdan iki büklüm oldum. Dolunay hareket etmeden bana bakıyordu. Elinde kıyafetler vardı. Bu adam her şeyi düşünüyordu.
"Kıyafet getirdim."
Kıyafetleri koltuğun kenarına bıraktı. Gözleri arzuyla yanıyordu, bunu görmemek imkansızdı. Dudağımı dişledim ve dilimi şaklattım. Bu hareketim onu daha da tahrik etmişe benziyordu çünkü ağzıma bakmaktan kendini alamıyordu. İçimde ki şeytan onu öp diye bağırıyordu. İçimde ki ses ise hayır Atakan'la buluşman gerekiyor! Diyordu. Bana bir adım atmıştı ki telefonu çalmaya başladı. Derin bir nefes verdim. Telefonu açıp odadan çıktı. Üstümü şimşek hızıyla giyindim ve telefonuma baktım. Atakan'dan iki tane mesaj vardı.
"Leventte ki özdilek park, starbucks da buluşalım."
"Ben geldim. Sen neredesin?"
Ah lanet olsun. Odadan çıktım ve sert bir şeye çarptım. Dolunay, geri adım bile atmamıştı. Çok güçlüydü. Utangaçça gülümsedim.
"Gitmem gerek. Sonra görüşürüz."
Tam arkamı dönüp gidecekken kolumdan tutup kendine çekti. Ne yapacağına meraklı gözlerle baktım. Dudaklarımı eğilmişti. Nefesini dudaklarıma üfledi. Kollarında eriyip gideceğimi hissediyordum. Sakin ol. Parmak uçlarımda yükseldim onu öpecektim ki Dolunay burnumun ucuna bir öpücük kondurdu. Gözlerimi kırpıştırdım. Çarpıkça gülümsedi. Onu öpmek istemiştim ama... Elisa! Neden böyle bir şeyi yaptın ki? Daha ne kadardır tanıyorsun onu? Gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Nefes
RomanceBU KİTAP +18 İÇERMEKTEDİR! Uyuşturucuya bağlı bir adam. Üniversite tıp öğrencisi olan bir kız. Hayatları kesişirse ne olur? Elisa, her gece o adamı rüyasında görür, artık gerçek ve rüyayı ayırt edemez. Bu rüyaların artık birer kurbanı haline gelir...