"Ambulans çağırın çabuk!"
Sesim bir o kadar titrerken bir o kadar da korku dolu çıkıyordu. Ağlamamı durduramıyordum. Dolunay ve Okan da eli ayağı birbirine girmişti.
"Dolunay işin içine polis girecek ondan sonra ne yapacağız? Bu bizi mahveder!"
Okan'a hayretle baktım. Ciddi miydi? Bu durumda nasıl bunu söyleyebilirdi! Sinirle Okan'a bakarken Dolunay Öylece kalmıştı.
"Buket'e gidiyoruz."
Öylece onlara bakıyordum. Dolunay ve Okan, Berkay'ın bacaklarından ve kollarından tutmuştu. Arabaya bindirmelerini izledim.
"Siz ne bok yiyorsunuz! Bu adam ölebilir!"
Dolunay yanıma gelip kollarımı sıkıca tuttu.
"Onu bizim tanıdığımız doktora götüreceğiz tamam mı? İyi olacak söz veriyorum ama şu durumda onu hastaneye götüremeyiz. Olaylar daha da sarpa sarar."
Boğazımda bir yumru oluşmuştu ve yutkunmakta zorluk çekiyordum.
"Hadi arabaya bin. Daha da vakit kaybetmeyelim."
Sinirli ve üzgün bir şekilde arabaya bindim. Berkay'ı arka koltukta yatırmışlardı. Başını dizimin üstüne almış saçlarını okşamaya başlamıştım. Araba hareket ettiğinde kan akışının devam ettiğini görüp hızla elimi yarasına bastırdım. Kan akılı hızla devam ederse arabada ölürdü. Dolunay, arabayı hızlı bir şekilde sürüyor arada dikiz aynasından bana bakıyordu. Berkay'a bi şey olursa kendimi asla affetmezdim. Ailesine ne diyecektik? Mal gibi kalmıştık ortada. Annesini ve babasının yüzüne nasıl bakacaktık bilmiyordum. İşleşrn sarpa sarsmaması ve Berkay'a bir şey olmaması için dua ettim. Peki ya Bahar? Onu da kurtaramamıştık. Dolunay ve Atakan'ın ne konuştuğunu bilmiyordum ama en kısa zamanda öğrenecektim.
"Buket, ben Dolunay. Acil bir yaralı var ve senin kliniğe geliyoruz. Hiç kimse bir şey bilmesin. Gelince anlatacağım. Tamam?"
Dolunay bir şeyler daha söyleyip telefonu kapatmıştı. Kan akışını her ne kadar durdursam da çok fazla dayanmayacaktı. Kimse bir şey demiyordu ve ortam çok gerilmişti. Derin nefesler almaya çalışırken Dolunay durmuştu. Arabadan ikisi de hızla indi ve arka kapıyı açtılar.
"Elisa arabadan çık."
Bir şey demeden çıktım. Okan Berkay'ın kollarını tutup çekmiş ve Dolunay da hızla ayaklarından tutmuştu. Bir kaç kişi bize Öylece bakarken hızla içeri girdik. Kapıyı kısa saçlı sarışın bir kadın açmıştı. Kemik gözlüğünü düştüğü için işaret parmağıyla itmişti.
"İçeri geçin çabuk."
Berkay'ı yavaşça taşırlarken uzun masanın üstüne bırakmışlardı.
"Buket, silahla yaralandı ve acilen müdahale edilmesi gerekiyor."
Buket, Berkay'ın yarasına bakarken bana da bir bakış atmıştı.
"Neler olduğunu söyleyecek misin?"
Okan, dudağını dişlerken neler olduğunu çözmeye çalışıyordum.
"Anlatacağım. Öncelikle müdahale edersen sevinirim (!)"
Dolunay'ın sinirlendiği görüyordum. Bu kadın kimdi? Okan'a baktığımda başını eğmişti. İçim de ki ses fısıldadı; bunun yeri zamanı değil Elisa, Dolunay'la bunu daha sonra konuşursun. Haklıydı. Buket homurdanıp tıbbi malzemeleri getirdi. Kurşunu çıkarması gerekiyordu ve bu cidden sıkıntılıydı. Muayenenin içine göz attım ve aklınıza gelebilecek her şey vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Nefes
RomanceBU KİTAP +18 İÇERMEKTEDİR! Uyuşturucuya bağlı bir adam. Üniversite tıp öğrencisi olan bir kız. Hayatları kesişirse ne olur? Elisa, her gece o adamı rüyasında görür, artık gerçek ve rüyayı ayırt edemez. Bu rüyaların artık birer kurbanı haline gelir...