"Sakın durma!"
Çığlıklarım odayı kaplarken gözlerim kayıyordu. Zevklerin zevkini yaşıyordum. Dolunay hem içime girip hem de klitorisime baskı yaparken memelerimi de emmeyi ihmal etmiyordu.
"Bebeğim."
Dolunay da inlerken tohumlarını içime bırakmıştı. Gözlerim fal taşı gibi açılırken Dolunay üstüme yığılmıştı.
"Dolunay içime boşaldın."
"Yani?"
Baygın gözlerle ve şeytani bir gülümsemeyle baktı bana.
"Ya deli misin sen!"
Kalkmaya çalışıyordum ama izin vermiyordu. Memelerime şaplak atarken acı ve zevkle inledim.
"Bugünlük bu kadar yeter. Vücudum 7 dem sonrasını pek kaldıramayacak durumda."
Dolunay gülerken ben de sırıtıyordum. Dolunay çocuk gibi göğsüme yatmıştı. Yumuşacık saçlarını okşarken sıcak nefesini tenimde hissediyor ürpermeme sebep oluyordu. Hâlâ istediğime inanamıyordum.
"Hadi uyu sevgilim."
"Hı hı."
Kıkırdadım. Çoktan uyku moduna geçmişti bile. Uyku beni de sarmalarken yarın uzun bir gün olacakmış gibi hissediyordum.
Gözlerimi açar açmaz güzel kokular burnuma dolmuştu. Yavaşça yataktan kalkarken başımın zonklamasıyla durdum. Kasıklarım öyle ağrıyordu ki, tek kasıklarım değil bacaklarım belim sırtım her yerim ağrıyordu. Acıyla inledim. Yatağa tekrar gömülürken dün gecenin ne kadar sert olduğunu hatırladım. Acısı şimdi çıkmıştı işte. Dolunay'In kapıdan girmesiyle şaşkınca bana baktı.
"Elisa? Vay Çan'ına acayip seksi görünüyorsun."
Gülmeye mecalim yoktu. Kaşlarını çatıp yatağa oturdu.
"Çok mu canını yaktım?"
Derin bir nefes aldım.
"Dün gece acı çekmedim. Aksine fazlasıyla zevk aldım ama bugün acısı çıktı işte."
Alnımdan öptü ve yüzümü okşadı.
"Bekle."
Mükemmel kalçalarını izlerken bir daha derin nefes aldım. Bu adam muhteşemdi. Elinde bir bardak su ile gelmişti. Elimin içine iki tane hap koymuştu.
"Kuvvetli Ağrı kesicidirler."
Tek kaşımı kaldırıp ona baktım. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı.
"Saçmalama! Sana öyle bir şey asla yapmam!"
Gülmeye başladım. İşte şimdi keyfim daha da yerine gelmişti. Tabi ki de yapmayacağını biliyordum. Yatakta biraz daha oyalanırken kalktım. Dolunay tekrar mutfağa gitmişti. Yanına doğru giderken ağrılarım biraz daha hafiflemişti. Krep! Masaya oturup direk yemeye başlamıştım. Dolunay güldü ve alnıma bir öpücük kondurdu.
"O kadar acıktın ha?"
"Dün geceden sonra normal bence."
Kahkaha atmış ve bana göz kırpmıştı. Yemeğimi yerken aklıma Bahar gelmişti.
"Dolunay, Bahar ne olacak?"
Dolunay kahvesinden yudumlarken suratı düşmüştü.
"Hâlâ izini sürüyoruz ama elimde hiç bir şey yok."
"Atakan bir şey mi yaptı?"
Derin bir iç çekti. Bunalmıştı.
"Atakan yaptı zaten. Su ile iş birliği var sanırım."
Çay boğazıma kaçarken öksürmeye başladım. Ablamdan her boku beklerdim ama bu çok adice!
"Ne yapacağız?"
Dolunay çatalını tabağa bırakıp arkasına yaşlanmıştı.
"Su'yu avucumun içine almam gerek. Bana olan takıntısını biliyorsun. Atakan dersine iyi çalışmış, elimden hiç bir şey gelmiyor. Geriye kalan şey ise Su."
Hayır. Dolunay'la yakınlaşmasını istemiyordum. Ancak söz konusu Bahar'dı. Suratım düşmüştü.
"Suratını asma hayatım. Bahar'ı bulacağım."
Dudaklarıma ufak bir buse kondururken gözlerimin parladığını biliyordum.
"Elisa, ne diyeceğim. Okulunu dondursan iyi olur. Bu durumlarda kafanı toparlayamazsın ve zaten gözden uzak olmanı istiyorum bir süre için."
Haklıydı. Melek'le gidip dondururduk ve bu işte aradan çıkardı.
"İşe gitmem gerek hem Okan'la Bahar olayını çözmeye çalışacağız."
Kafamı salladım ve ona kocaman sarıldım.
"Hadi bebeğim üstünü giyin sen."
Yavaş adımlarla odaya gidip üstümü giyinmeye başladım. Bahar olayı bir an önce çözülsün istiyordum. Canımı çok sıkıyordu...
Arkadaşlar çok kısa oldu farkındayım ama inanın içimden yazmak pek gelmedi. Çok da bekletmek istemediğim için kısa bir bölüm yazdım. En kısa zamanda uzun bir bölümle geri döneceğim. İyi bakın kendinize öpüldünüz canlar!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Nefes
RomanceBU KİTAP +18 İÇERMEKTEDİR! Uyuşturucuya bağlı bir adam. Üniversite tıp öğrencisi olan bir kız. Hayatları kesişirse ne olur? Elisa, her gece o adamı rüyasında görür, artık gerçek ve rüyayı ayırt edemez. Bu rüyaların artık birer kurbanı haline gelir...