Merhaba! Uzun bir aradan sonra tekrar buluştuk. Hikâyenin durumu çok iyi olduğu söylenemez. Umarım düzelir. Arkadaşlar bu bölüm biraz fazla +18 o yüzden rahatsız olacaklar okumasınlar lütfen. Her neyse uzatmadan keyifli okumalar.
Arabayla o kadar hızlı gidiyorduktu ki camdan sışarı fırlayacağım diye ödüm patmıyordu. Dolunay kaskatı olmuştu. Çok ciddi bir sorun vardı. Neden bu adamlar peşimizdeydi? Soru sormaya korkuyordum ama içim içimi de yiyordu.
"Bu adamlar neden peşimizde?"
Dolunay, direksiyonu daha sıkı kavramıştı ve dişlerini sıktığını buradan bile görüyordum.
"Lanet olası düşmanlar."
"Düşmanlar. Onu gayet iyi anladım ama ne için buradalar?"
Dolunay, olumsuzca kafa sallamıştı.
"Elisa, adamlar beni çökertmeye çalışıyor. Ciddi bir şekilde zenginim, şan ve şöhretim var. Bunu kendimi övmek için demiyorum ama nedenini merak ettin ben de söylüyorum."
Doğruydu. Dolunay, baya zengindi. Koltuğa çivilenmiştim ve kendimi o kadar kasmıştım ki nefes alamıyordum.
"Uyuşturucu yüzünden de pesimizdeler değil mi? Geçen gün ki çatışmada ki adamlar değil mi?"
"Evet"
"Elisa rahatla."
Dolunay'a tip tip baktım. Bu durumda nasıl rahat olabilirdim ki!
"Nasıl rahatlayayım Dolunay söylesene."
Bana baktı ve yüzünde ki o şeytani gülüş beni yerin dibine soktu. Dolunay, öyle manevra yapıyordu ki midem ayağa kalkmıştı. Camdan baktım; hâlâ peşimizdelerdi. Dolunay, kulaklığını takmıştı. Birisiyle konuşacağını anlamıştım.
"Okan, devreye gir."
Telefonu kapattı. Dolunay'la göz göze geldik. Bir şeyler planlamışlardı. Dolunay, arabayı sola kırmıştı ve eski bir yola girmiştik. Arkamızda ki arabalar biraz geride kaldığı için biraz olsun rahatlamıştım. Yanımızdan geçen araba durdu ve camı açtı. Okan'ı görmemle gülümsedim.
"Selam yenge."
Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Dolunay'la göz göze geldik. Okan'a sert bir şekilde bakıyordu.
"Hemen şimdi git. Az sonra yakana yapışırlar."
Okan, başıyla onayladı. Bana bakıp göz kırptı ve gaza basıp gözden kayboldu. Gülmemek için hâlâ kendimi tutuyordum. Okan'ı başta sevmesem de alışmaya başlamıştım ve ne kadar içten olduğunu fark etmiştim. Dolunay, hızını azaltmış ve daha sakin bir şekilde yola devam etmiştik. Telefonuma mesaj yağmurları geliyordu. Telefonumu çıkardım ve kimden olduğunu baktım. Gruptan, Bahar'dan, Melek'ten, Berkay'dan ve Atakan'dan mesaj vardı. İlk başta Atakan'ı daha çok merak ettiğimden onun mesajına baktım.
"Her şey yolunda mı?"
Hem de nasıl (!)
"Evet."
Yalan söylemek zorundaydım. Atakan'a da her şeyi anlatamazdım. Zaten bunlar anlatılacak şeyler değildi ve işin kötü tarafı Atakan ve Dolunay düşman sayılırlardı. İkisi de farklı şirkettendiler. Dolunay, arabayı durdurmuştu. Midemi bastırmaya çalıştım ama imkansızdı. Kusacağımı anladığım anda arabadan dışarı çıktım. Yere eğilip öğürmeye başladım. Allahım çok iğrençti! Ayrıca Dolunay'ın gözü önünde! Göz yaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başlamıştı. Kusarken hep ağlardım. Dolunay, hızla yanıma gelmiş ve saçlarımı yana çekmişti. Kusmam bittiğinde ağzımı elimin tersiyle silmiş ayağa kalkmıştım. Ama başımın dönmesiyle yere tekrar çakılacakken Dolunay hızır gibi yetişmiş beni kucağına almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Nefes
RomanceBU KİTAP +18 İÇERMEKTEDİR! Uyuşturucuya bağlı bir adam. Üniversite tıp öğrencisi olan bir kız. Hayatları kesişirse ne olur? Elisa, her gece o adamı rüyasında görür, artık gerçek ve rüyayı ayırt edemez. Bu rüyaların artık birer kurbanı haline gelir...