Bağırışma seslerini duymamla adeta yataktan fırlamıştım. Çıplak olduğumu fark edip Dolunay'ın tişörtünü yerden aldım ve üstüme geçirdim. Ne olacağını düşünmeden odadan çıkıp aşağı indim. Dolunay ve orta yaşlı bir Ada'mın kavga ettiğini gördüm. Aslında kavga etmekten ziyade tartışıyorlardı. Öylece kalmıştım. İkiside bana bakıyordu.
"Demek evde çaktığın kızlardan biri varmış."
Çakmak? Allahım. Bu tabirden nefret ediyordum. Ayrıca hey! Biz ilişkiye girmedik! Dolunay'In sinirlendiğini sırtının gerilmesinden anlamıştım.
"Kes sesini seni orospu çocuğu!"
Dolunay adamın üstüne atlayacakken koşarak önüne geçtim. Aranıyorken bu hiç iyi olmazdı. Dolunay bana bakmıştı ve bir nefes bırakıp adama geri döndü.
"Şimdi buradan git ve istediğimi getir."
Adam ciddi anlamda bezmiş gibi görünüyordu. Yavaşça Dolunay'a sokuldum.
"Bu kadarı yeter. Siktiğimin malını bulmak o kadar kolay değil! İstediğin malı bulmak çok zor!"
Adama şaşkınca bakarken Dolunay kasılmıştı. Duymamı istemediği şeyler vardı. Ve ne olduğunu gayet iyi biliyordum.
"Çık buradan Kenan."
Adam denileni yapıp masanın üstüne bir paket bırakmıştı. Bu sefer kokaindi. Sinirle arkamı dönüp Oda'ya giderken Dolunay ise hiç bir şekilde arkamdan gelmemişti. Tamam biliyorum! Çocuk gibi davranıyorum fakat bu doğru değil. Uyuşturucuyu bırakmak o kadar kolay değil bunun da farkındayım fakat Dolunay farklı bir adam. Hissediyordum işte. Ve uyuşturucuyu bırakabileceğinden emindim. Tişörtü çıkarıp tekrardan duşa girerken yüzüm asıktı. Hızlıca bir duş alıp kendimi iyice kuruladıktan sonra havluyu bırakıp çıplak bir şekilde odaya geçtim. Dolunay'ı görmemle ona öylece baktım. Hayır utanmıyordum. Kafasının güzel olduğu o kadar belliydi ki. Dolunay yavaşça beni süzerken ahlaksızca sırıtıyordu.
"Bu vücuda asla doymayacağım."
Şu an bile beni tahrik edebiliyordu. Üstüme doğru gelirken şaşkınlıkla ona bakıyordum.
"Seni istiyorum."
Gözlerimi yumdum. Hayır hayır. Bu olmamalıydı. Kalçalarımı avuçlayıp kendine bastırırken nefesim kesilmişti. Beni yavaşça yatağa yatırmış ve üstüme uzanmıştı. Dudaklarımı emip ısrırken bir yandan da göğüs uçlarımla oynuyordu. Ağzını bir göğüsüne kapatırken altında inleyip kıvranıyordum. Vajinamı da okşarken bas bas bağırıyordum çünkü o kadar hızlı ve sertti ki hareketleri. Bacaklarımı omzuna alıp bana doğru uzanırken kendimden geçmiş bir şekilde ona bakıyordum. İçime sertlikle gözlerim açılmış ve inlemiştim. Hayır! İçimde yavaş yavaş gel git yaparken canım biraz acıyordu fakat bu... Kızlığımı ona vermiştim ve Nasıl hissedeceğimi bilmiyordum. Böyle olmamalıydı Dolunay'ı belki de affetmeyecektim. Bana sormadığı için. Şu an ise hiç bir şey düşünemiyordum. Acı daha fazla zevke dönüşürken yüksek sesle inliyordum. Aman Allahım. Hareketleri gittikçe hızlı sert bir hal alırken çığlık atmaya başlamıştım. Bunlar zevk çığlıklarıydı. Dolunay'ın da hafif hafif İnlediğimi duymak beni daha beter yapıyordu. Gözlerimiz bir an olsun ayrılmıyordu.
"Ah Dolunay! Evet!"
Dolunay resmen beni öyle sert beceriyordu ki zevkten gözlerimin dolduğunu hissediyordum. Tırnaklarımı sırtına batırırken derisini kaldırmıştım adeta.
"Ah evet bebeğim benimle gel."
Dolunay'ın içime boşaldığını hissederken üst üste boşaldığımı hissediyordum. Zangır zangır titrerken. Dolunay yavaşça içimden çıkarken suratımı buruşturdum. Şaşkınca bana baktı. Örtüye baktığımda her yer kan olmuştu. Gözlerim dolarken öylece Dolunay'a baktım. Yaşlar yanaklarımı ıslatırken Dolunay şok olmuştu. Pekala zevk almıştım hatta muhteşemdi ama ilkti. Elbette ağlayacaktım. Dolunay bana doğru gelmeye çalışırken ona izin vermemiştim. Örtüyü üstüme sarıp banyoya koşmuştum. yüzümü ellerimle kapatıp hıçkırarak ağlamaya başlamıştım.
_________________________________Şiş gözler, darmadağınık saçlar, kızarmış yanaklar ve dudaklar. Aynada kendimi öylece süzüyordum. Toparlanmam lazımdı. Dolunay dün geceden beri yanıma gelmemişti. Banyoya doğru titreyen bacaklarla yürürken dünü düşündüm. İçime sertçe girip çıkması ve gözlerimizin bir an ayrılmayıp içime boşalması vücudumu tekrar titretirken aklıma gelen düşünceyle dehşete kapıldım. Ya hamile kalırsam? Ah hayır. Hızlıca banyoya girdim. Sıcak bir duş alırken hala titriyordum. Bu gidişle hasta olacaktım. Üstüme Dolunay'ın hiç bir şeyini giymek istemesem de başka çarem yoktu. Sütyenimi takıp iç çamaşır giyindim ve hızlıca eşofman ve tişört giyip aşağı indim. Dolunay'ı mutfakta bulmuştum. Kahvesini yudumlayıp kitap okuyordu. Beni görmesiyle anında kitabı bırakıp ayağa kalktı.
"Elisa neler..."
"Bir şey söyleme. Kızlığımı aldığını ve özür dileyeceğini mi sanıyorsun!"
Dolunay, Şaşkınca bana baktı. Hiç bir şeyden haberi yoktu. Hem alkol hem uyuşturucu fazlasıyla ağır gelmiş olmalıydı.
"Ne? Elisa ben kızlığını mı aldım?"
Yere baktım. Hayır ağlamak yok.
"Evet! Lanet olası bana sormadın bile!"
Dolunay bana yaklaşmaya çalışırken onu durdurdum. Yine de üstüme gelmeye devam etti.
"Yaklaşma!"
O aşık olduğum yeşil gözleri kıstı ve bana baktı.
"O kadar kötü mü becerdim seni?"
Nedense becermek lafına karşı bir zaafım vardı. Tahrik ediyordu. Gözlerimi kısıp ona baktım.
"Bunu sana söylemeyeceğim."
Güldü ve dudaklarını yaladı. Dolunay'a kendimi vermekten dolayı sinirli değildim sadece bana sorsaydı zaten evet diyecektim fakat böyle olması beni gayet üzmüştü.
"Hatırlamamam ne kötü... Ama seni gayet iyi becerdiğimi biliyorum."
Yoğun arzu tekrar bedenimi esir alırken bu azgınlıkla ne yapacağımı düşünmeye başlamıştım bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Nefes
RomanceBU KİTAP +18 İÇERMEKTEDİR! Uyuşturucuya bağlı bir adam. Üniversite tıp öğrencisi olan bir kız. Hayatları kesişirse ne olur? Elisa, her gece o adamı rüyasında görür, artık gerçek ve rüyayı ayırt edemez. Bu rüyaların artık birer kurbanı haline gelir...