Poyraz'ın ben de geleceğim demesi üzerine merdivenleri çıkarak odama yöneldim. Beyaz, düşük omuzlu, mini bir elbise giydim. Çekmeceleri biraz karıştırarak maşa buldum. Saçlarıma kalın dalgalar vererek, elimle şekil verdim. Siyah rimel ve eyeliner çekerek, koyu bordo bir ruj sürdüm. Bunların hepsi Hande'nindi. Umarım sorun olmaz.
Aynaya bir kez daha bakarak küçük bir çanta aldım. Aşağı indiğimde Poyraz, mutfakta sandalyeye oturmuş, kırmızı, ne olduğunu adlandıramadığım bir şey içiyordu. Üzerinde siyah kısa kollu, V yaka, üzerine yapışan t-shirt , altında kot pantolon vardı. Beni fark ettiğinde gözleriyle soydu resmen. Baştan aşağı süzerken, bakışları bir süre bacaklarımda takıldı. Şuan bunu başka biri yapsaydı, kafasına çanta yemişti. Rahatsız olduğumu anlamış olacak ki yüzüme bakmadan masaya geri döndü.
"Çıkar şunu."
Hmm oldu.
"Ne?"diye cırladım.
"Git. Değiştir üstünü."
Hala yüzüme bakmıyordu. Hayır yani. Sana ne?
"Hayır. Değiştirmeyeceğim."
Sinirle bana baktı. Ilgisini çekebilmişim demek ki (!)
"Lafımı ikiletme." dedi üstüne basarak.
"Banane ya. Böyle gideceğim."
"Peki."
Peki mi? Ne peki? Bu kadar çabuk mu pes ettin Poyraz efendii?
Yavaşça ayağa kalktı. Az önceki bardağı eline alarak ayağa kalktı. Kapıya ilerlerken gözlerime bakmıyordu.
"Hadi gidelim." dedikten sonra yanımdan geçerken bir saniye olsun kırpmıyordu gözlerini. Bir da- Ah! Inanmıyorum Poyraaaz! Elindeki suyu elbisenin yakasından aşağı döktü.
"Poyraz elbise beyaz ya ne yapıyorsun?!" Ayy Hande'de çok kızacak kesin. Bana dönüp elinde boş kalan bardağı uzağımızda bir yere fırlattı. Odada kırılan bardağın sesi yankılanırken ufak bir çığlık kopardım.
"Kapıda bekliyorum. Gecikme."
"Yaa sen... sen..uff." ayaklarımı yere vura vura odaya çıktım. Pislik çocuk. Fazla uğraşmadan kot pantolon ve beyaz salaş bir penye giydim. Direk kapıyı çekerek arabada beni bekleyen Poyraz'a ilerledim.
Arabaya binip kemerimi bağladım. Arabayı çalıştırıp hızla sürmeye başladı. O konuşmadıkça bende konuşmayacağım. Başımı cama yaslayarak dudaklarımı kemirmeye başladım. Acaba Barış nasıldı? Çok merak ediyorum onu. Bu adama neden katlandığımı bilmiyordum ama içimden gelen bir his onun yanında olmamı söylüyordu.
"Torpidoda ıslak mendil var. Sil şu ağzını."
Ya sanane ki benim üstümden, başımdan, rujumdan. Hayır sana ne?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
#IFLAS#(DÜZENLENİYOR)
ChickLit●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●● Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek? Bir muma ateş olmak mı yoksa yanan ateşe dokunmak mı? "Şaka yapıyorsun değil mi?" dedi kız titreyen sesiyle. Şu an bir sandalyeye bağlı oturmuş...