Şuan odamdayım, o çocuğun yanından koşarak uzaklaştıktan sonra eve ter içinde döndüm tabi. Annemden beni eleştirisini dinledikten sonra odama gelip duş aldım. Nede olsa o kadar koşup terledik neyse üstümü giyinip odamdaki pufa oturdum, bu arada size odamdan bahsetmedim dimi? Hemen anlatıyım. Bizim ev 3 katlı ben 2. Katta sağ tarafta en sondaki oda benim odam. İçinden bahsedeyim, kapıyı açtınız mı direk pencere gözükür, pencerenin önünde iki kişilik yatağım( daha rahat ediyorum hem de), onun yanında komedin, pencerenin diğer köşesinde boy aynası var onun yanında makyaj masası var, pencerenin karşısında da büyük bir gardolap var (alışveriş etmeyi çok seviyorum da), kapının yanında film dolabım var yerde de siyah bir halı. Bu kadar yani neyse biz en son ne bahsediyorduk, ha şu çocuk. Yüz hatları sert olsa da aslında içinde bir yumuşaklık olduğu belli, birde kokusu var ki anlatamam. Eğer bir daha karşılaşırsak kesin soracağım parfümünün markasını neyse kulağıma eğildiği zaman o müthiş kokusu burnumu tıkadı. Nasıl bir koku diye sorarsanız biraz deniz kokusu, biraz çikolata bir tutamda toprak kokusu vardı(yemek tarifine mi ne benzedi biraz) bunların karışımı tabi simdi siz dediniz böyle kokumu olur ama varmış ve harika, resmen kokusuyla sarhoş etti beni yoksa ben, ne saçmalıyorsun Derin bir daha hayatın boyunca görmeyeceğin birini düşünüyorsun en iyisi yatmak hem olanlarda unuturum.
****
Alarmın sesiyle uyandım yine. Bugün lanet olası okul vardı, kim icat etiyse artık kesin mezarında rahat yatamıyordur neyse okulu yapanı sonra konuşacağım şimdi eğer kalkmasam okula geç kalırım. İstemeyerekten de olsa lavaboya gidip rutin işlemleri halettim sonra dolabımın karşısına geçip ne giyeceğimi düşünmeye başladım. Sonunda kararımı siyah dizimin biraz üstünde bir etek, üstüme de siyah-beyaz enine çizgili ince bir kazak giydim, altıma da bileğe kadar gelen bordo topuklu botlarımı giydim. Yüzüme de biraz makyaj yapıp aşağı indim. Yardımcılar kahvaltı hazırlamıştı. Annemle, babam oturmuş kahvaltı yapıyordu. Bende yanlarına oturup
"Günaydın." dedim gülümseyerek,
"Günaydın prensesim." dedi babam gülümseyerek.
"Kaç kere dedim sana Murat şu kıza yüz verme, sende otur kahvaltını yap ve okuluna git" Dedi annem her zaman ki sert tonunu kullanıp bana bakarak. Hiç anlamıyorum ben ne yaptım ki annem bana hep kötü davranıyor, suçu bilsem bir şey demeyeceğim ama yok ki, her dediğini yapıyorum başka ne yapacağım ki?Kahvaltımı edip okula doğru yürümeye başladım. Bu arada size okul hayatımdan bahsedeyim, üniversite 1. Sınıf öğrencisiyim. Derslerimde harika hatta liseyi birincilikle bitirdim. Okula gelince annem zoruyla özel okula gidiyorum, okulun dışını merak ediyorsanız anlatıyım bahçesi çok büyük her köşesinde oturaklar var etraf hep çiçeklerle çevrili, okulun demir kapısından girişe kadar taş yol var binaya gelirsek dışı bordo renk koskocaman bir bina işte...
Okula gelince direk tek ve en yakın arkadaşım olan Ezgiyi gördüm, o da beni görmüş olacak ki koşarak yanıma geldi. Selamlaşma faslından sonra ona dün yaşadıklarımı anlattım.
"Kızım anlattığına göre bu çocuk meteormuş ya niye tersliyorsun ki çocuğu ?" Dedi canım arkadaşım.
"Ben ne yaptığımın farkındaydım sanki. Hem bir daha karşıma çıkmayacağına göre düşünmeme gerek yok" Dedim alaylı bir şekilde Ezgi ise yine bir şeyler geveledi, sonra derslere girdik hepsi çok sıkıcı geçmişti, son derse girmiştik sonunda.
Ezgi bir önümde oturuyordu. Hocaya fark ettirmeden konuşuyorduk sonra birden kapı tıklatılıp açıldı ve herkes o tarafa bakmaya başladı. Bende merak edip bakınca içeri o giriyordu ama o ne arıyordu burada, o gitmemiş miydi Ankara'ya? Yavaş adımlarla içeri girip hocayla bir şeyler konuştu sonra bana dönüp yavaş adımlarla yanıma oturdu. Sonra bana dönüp gülümseyerek göz kırptı ve önüne döndü ve hocayı dinlemeye başladı. Ben ise şoktaydım bunun burada ne işi vardı? Tabi şuan hepiniz merak ediyorsunuz kim bu, hemen tanıtıyım size. Bu kişi "Mert Akın" hemen size onla ilgili özet geçiyim. Ben liseye giderken bunla lise birde çıkmaya başladık. 2 yıl olacaktı nerdeyse çıktığımız ilişkimizde çok iyiydi mutluyduk ya da ben öyle zannediyormuşum. Bir gün Mert okulun sürtüğüyle beni aldattığını gördüm, hala o sahne aklıma geldikçe ondan daha da çok tiksiniyorum. Ben o berbat sahneyi gördükten sonra bundan ayrıldım zaten 1-2 ay sonrada babasının tayini çıktı ve gitti, bende onu unuttum ama şuana kadar. O kadar il varken, o kadar okul varken, o kadar sınıf varken, o kadar sıra varken o yine gelip beni bulmuştu, şerefsiz.Ben bunları düşünürken Mert bana dönüp kulağıma eğilerek
"Seni özledim Derin." dedi kulağıma fısıldayarak bir an ürpersem de kendime hemen geldim o ise ürpermeme gülümseyerek karşılı veriyordu. Bana o kadar yaptığı şeylerden sonra ne yüzle benle bu şekilde konuşuyordu bu şerefsiz, şuan ona patlamamak için kendimi zor tutuyorum.Şu hadsize bak ya birde beni süzüp gülümsüyor eğer biraz daha gülümserse gülümseyecek dişi kalmayacak haberi yok, birde beni süzdüğü o gözleri oyacağım o olacak! Şeytan diyor yüzünün ortasına bir yumruk çak kurtul! Bu arada yine kulağıma eğilip
"Görmeyeli çok seksi olmuşsun güzelim." diye fısıldadı ve sırıtarak önüne döndü. Şimdi ben ne yapacaktım bu pislikten kurtulmak için?Merhaba arkadaşlar :) 2. Bölümle karşınızdayım sizden tek istediğim yeni başladığım kitaba destek çıkıp yorum ve vote yapmanız :) İyi veya kötü fark etmez eleştiriye açığım votelerinizi bekliyorum görüşürüz :))
Multi= Emir Sert
Şarkı= Atiye- Sor15.04.15
S.K.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜFEN AŞK(TAMAMLANDI)
Romance20.07.2020 ROMANTİZMDE 5. SIRADA Diğer hikayem BENİ SEV'de hepinizi bekliyorum. Biyografimden bulabilirsiniz. Eğer bu kitabımı beğendiyseniz onu da beğeneceğinize eminim. Ateş çıkaran mavi gözlerinde kaybolduğum kadındı o , Bense o gözlerle yanan ad...