"17. Bölüm Katil"

3.3K 379 30
                                    

"Emir'in ağzından"

"Allah kahretsin! Nasıl geldim ben Cenk'in oyununa! Ya onu da öldürürse! Ne yaparım ben!"

Diye bağırdım ve gözümden bir damla gözyaşının damlamasına izin verdim. İlk kez o günden sonra ağlıyordum. Ya Derin'e bir şey yaparsa. Ya Derin'i öldürürse. Dayanamam bir sevdiğim kadının daha ölmesine dayanamam. Yapamam. Hepsi benim suçum, Cenk'in oyununa gelip ondan ayrılmasaydım şuan yanımda olurdu.

"Buğra, Ezgi plakayı almış mı?" Diye sordum.

"Almış abi."

"İyi çabuk Hasan'a ver plakayı yer tespiti yapsın. "

"Abi ben çoktan denedim ama bulunamadı. "

"Ne! Bir şey de yapın be!" Diye bağırdım... Düşün Emir, düşün başka ne olabilir... Buldum!

Tabi ya Derin'e aldığım kolye. Tabi ya ona çip taktırmıştım umarım çıkarmamıştır kolyeyi, umarım.

"Buğra, telefonumu ver."

"Al abi." Hemen programa girip çipin gösterdiği yere baktım. Oh Allah'ım çok şükür çıkarmamış aferin Derinime!

"Şehrin çıkışında ki depodalar, hadi adamları hazırla Derinimi kurtarmaya gidiyoruz." Dedim sırıtarak.

"Derinin ağzından "

Ah başım çok ağrıyor. Yavaş yavaş gözlerimi açtım, başta ışığa alışamadığından kırpıştırdım, biraz kendime gelince etrafa baktım. Gri renkli az ışık alan depo gibi bir yerdi, hiç eşya yoktu. Sadece benim bağlı olarak oturduğum sandalye ve karşımda ki sandalye vardı. Etrafı dikkatli inceleyince 2 tane kapı vardı biri ön tarafta, biri arka tarafımdaydı bense tahminen deponun ortasında oturuyorum. Ben etrafı süzerken arkadaki kapı açıldı ve içeri Cenk girdi.

"Güzelim uyanmışsın sonunda, çok işimiz var seninle ne de olsa dimi?"

Deyip kahkaha attı. Ben ise ona iğrenerek bakıyordum oysaki gülüşü hoştu ama bana iğrenç geliyordu.

"Ama böyle bakma bende istemezdim ama mecburum."
Dedi yüzüne baktığımda bana üzgünce bakıyordu, gözlerinin içine bakarak

"Ne istiyorsun benden ?" diye sordum.

"Senden bir şey istemiyorum. Benim istediğim Emir'den intikamımı almak... Bu yüzden... Seni öldürmek zorundayım güzel kadın. " Dedi yüzümü inceleyip eliyle yüzüme gelen saçı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Elini yüzüme dokundurdu, içim ürpermişti çok nazik dokunup okşuyordu. Eline bakıp yüzüne çevirdim gözlerimi oda bana bakıyordu, biraz kendime gelip

"Ne intikamı?" diye kaşlarımı çatarak sordum. O da elini yanağımdan çekip biraz geri çekildi.

"Gerçeği bilmek ister misin?" Diye ciddi bir biçimde sorup sandalyeyi ters çevirerek oturdu. Bense ne kadar gerçeklerden korksam da kafa salladım.

"Peki. Sana gerçeği anlatacağım. Emir. Babamızı öldürdü. Ona hiç acımadan gözümün önünde vurdu. Ben... Babamı çok severdim Derin. Ama Emir onu vurdu. Bu yüzden bende onun hayatına giren bütün kadınları vuracağıma söz verdim... Sen çok iyi birisin Derin ama seni vurmak zorundayım. Üzgünüm intikamım için ölmen gerek." Dedi.

Ben ise ağlıyordum hıçkırarak ağlıyordum... Sakın öleceğim diye ağladığımı sanmayın. Ben Emir katil diye ağlıyordum. Babasını vurduğu için ağlıyordum... Katil bir adama âşık olduğum için ağlıyordum. Cenk'e inanmak istemiyordum ama nedense onun her dediği şey bana doğru geliyordu. Cenk ise konuşmaya devam etti.

"Uzatmamı istemesin sanırım. Bitirelim şu işi." Deyip pantolonun arkasından silahı çıkardı ve kalbime doğru tutu. Gözlerinin içine bakınca bana üzgün gözlerle baktığını gördüm. Tam sıkacağı zaman dışardan silah sesleri gelmeye başladı. Cenk ise silahı indirip

"Kahretsin!" diye bağırıp sandalyeye tekme attı ve sandalye duvara savruldu o sırada ön taraftaki kapı tekmeyle açıldı. Bense gözyaşlarım daha fazla artarken tek diyebildiğim

"Emir." di. Emir gelmişti beni kurtarmaya. Bırakmamıştı beni.

Emir ilk bana baktı sonra ise sinirle kafasını Cenk'e doğru çevirdi.

"Çabuk bırak onu!" Diye kükredi. Cenk ise alayla sırıtıp konuştu.

"Kardeşim gelmiş hoş geldin. Gelmen iyi oldu aslında Derin'in ölüşünü izlersin." Emir ise

"Cenk! Bırak onu! Senin hesabın benle!" diye bağırdı. Cenk ise anında ciddileşti.

"Çok geç kardeşim." Deyip silahı kalbime doğrultu. Emirse ağzı açık bakıyordu. Cenk kafasını bana çevirerek

"Derin son sözlerini söyleyebilirsin. " deyip tekrar Emir'e döndü.

Bense daha fazla ağlayarak Emir'in gözlerinin içine baktım. Ne kadarda özlemişim onu ama bu onu son görüşümdü. En iyisi Cenk'in verdiği hakkı kullanmaktı.

"Emir... Sen ne kadar benden nefret etsen de, tiksinsen de hatta(daha fazla ağlamaya başladım ) katil bile olsan ben seni çok seviyorum. Aslında iyi ki buradasın, son gördüğüm yüz sevdiğim adamın yüzü olması harika bir şey... Sakın sana deliler gibi âşık olan bu kadını unutma tamam mı? Bu kadın ölse bile seni hep sevecek... Seni seviyorum Emir'im."

Deyip yüzüne bakmaya devam ettim. O an Emir'in ağladığını gördüm, ilk kez onu ağlarken görüyordum. Niçin ağlıyordu ki? Sevmediği, tiksindiği bu kadın öleceği için mi?

" Ah yeter bu kadar duygusallık, ölüm vakti geldi." Dedi Cenk...

Son kez Emir'in gözlerine baktım, o da bana bakıyordu. Gülümsedim beni sevmese de burada olduğu için gülümsedim. Tam o sırada silah sesi geldi kulağıma ve bir kere daha ateş sesi sanırım 2 kez vurmuştu... Sonra ise hafif bir sızı ama gittikçe artıyordu. Sanki kemiklerim parçalanıyor, etlerimi koparıyordular. Gözlerim yavaşça kapandı, artık hiçbir şey hissetmiyordum... Ölüyordum... Yavaşça ölüyordum. Son duyduğum ses ise Emirindi.

"Derin!" Diye bağırmasıydı sonrası ise karanlık ve soğuk.

Merhaba! Arkadaşlar yeni bölümle karşınızdayım umarım beğenirsiniz.

Benim için bu bölüm geçiş bölümlerinden biriydi.

İyi okumalar vote ve yorum bekliyorum TA ailesi :*:*

Multi= Emir Sert ve Cenk Sert
Şarkı = Zakkum - Acıta Acıta

27.09.15
S.K.

TESADÜFEN AŞK(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin