İşte kalbimin söküldüğü an. Öldüğüm zaman...
Hayır... Hayır... Derin ölmez. Yalan söylüyorlar...
Nefes alamıyordum, ölüyordum. Eğer Derin olmazsa zaten ölü olurdum ben. Hayır, hayır Derin yaşayacak beni bırakamaz. Hemen Derin'in yatığı odaya daldım, girdiğimde kabloları söküyordular. Hemen yatağın yanında duran doktorun yanına gidip yakasına yapışıp havaya kaldırarak bağırdım.
"Çabuk çalıştır şu makineyi! Bir daha deneyin! Eğer Derin'i yaşatmazsanız hepinizi öldürürüm! Çabuk!"
Adam korkmuş olacak ki makinelerin tuşlarına bir şeyler yapmaya başladı bende Derinimin diğer yanına gidip yere çökerek elini avcumun içine aldım, bumbuzdu. Beni duyacağını düşündüğümden konuşmaya başladım.
"Derin. Lütfen beni bırakma, ben sensiz yapamam... (ağlamaya başladım ) Eğer sen gidersen yemin olsun ki peşinden gelirim, bana bir şey olsun istemezsin dimi? Lütfen Derin'im yalvarırım beni bırakma... Seni seviyorum Derin'im, sana aşığım... Lütfen bu âşık adamı bırakma... Lütfen..." Daha fazla konuşamadım ağlamaktan.
Bu sırada doktorlar bir makineyi Derin'in göğsüne tutup onu yaşatmaya çalışıyordular. İki kez denediler olmuyordu. Doktor son kez denedi ve Allah'ım şükürler olsun makine çalıştı o düz çizgi hareket etmeye başladı. Doktorlar bile şaşırmıştı, bir hemşire beni odadan çıkarıp kapıyı kapattı. Arkamı döndüğümde Ezgi birden üzerime çullandı.
"Senin yüzünden, hepsi senin yüzünden! Derin senin yüzünden öldü! Sen olmasan o yaşıyor olacaktı! Senin pis işlerin yüzünden kardeşim öldü!" Deyip bir yandan ağlıyor bir yandan da beni yumrukluyordu(!). Buğra ise onu tutmuş benden uzaklaştırmaya çalışıyordu. Ezgi bana saydırmaya devam ederken içerden doktor çıktı.Hepimiz ona baktığımızda o da boğazını temizleyip konuşmaya başladı.
" Nasıl başlasam... Böyle bir olayı hayatımda ilk kez yaşıyorum... Derin hanım geriye döndü ve şuan durumu çok iyi az sonra normal odaya alacağız çok uzun kalmamak şartıyla girebilirsiniz iyi günler." Deyip gitti.Ezgi sevinçten çığlık atıp Buğra'ya sarılırken bende derin bir nefes aldım... Derin'im bırakmamıştı beni. Ben isteyene kadarda bırakamazdı.
"Buğra'dan devam"
Ezgi birden bana sarılınca o kadar şaşırdım ki kıpırdayamadım biraz kendime gelince bende ona sarılıp kokusunu içime çektim...
O kadar güzel kokuyordu ki hiç bırakmak istemedim ama Ezgi benden ayrılınca mecburen bıraktım. Sanırım bana sarıldığından utanmıştı, yanakları kızarmıştı. Adını bilmediğim ve bilmek istemediğim çocuğa dönüp konuştu.
"Ben kantine iniyorum." Diyerek kantine doğru gitti, bende fırsat bu fırsat şu çocuğun kim olduğunu öğrenmek için hemen Ezgi'nin peşinden gittim. Ezgi'nin yanına varınca konuşmaya başladım.
"Ezgi?" Diye seslendim kafasını bana çevirince başta şaşırsa da kendini düzeltip "Senin benim yanımda ne işin var!" diye tısladı. Ne yalan söyleyeyim biraz ürksem de devam ettim.
"Şey... Ben sana bir şey soracaktım." Dedim, göz devirip bıkmışçasına konuştu. "Sor.""O yanındaki çocuk kim?" Diye sordum o da bana dönerek
"Ne yapacaksın?" diye sordu.
"Merak ettim... Yani kaç gündür burada ya ondan." Diye yalan attım aslında durmadan Ezgi'nin yanında diye sormuştum yanlış anlamayın. Ezgi'yi kıskandığımdan değil merak canım ondan.
"İyi... Adı Can, Derin'in çocukluk arkadaşı."Oh be Derin'in arkadaşıymış şuan yanımda Ezgi olmasa göbek atardım o derece mutluyum.
"Ha. Yani senle alakası yok?" Diye sordum o da göz devirip üfleyerek devam etti.
"Yok."
"Tamam, neyse bende Emir'in yanına gidiyim." Deyip oradan ayrıldım. Oh be içim rahatladı... Of ne oluyor ya bana niye içim rahatladı of Buğra of ne oluyor sana?" 2 saat sonra Emir'den "
Derin'i normal odaya almıştılar ama uyanana kadar girmemiz yasaktı. Bu sırada Derin'in odasındaki doktor çıkıp "Derin hanım uyandı girebilirsiniz." demesiyle Ezgi odaya daldı bende onun peşinden girince Ezgi'nin Derin'e sarıldığını gördüm. Ezgi sonunda Derin'den ayrılınca ona hafiften sırıtıp benim olduğum yöne döndü, yüzündeki gülümseme silinirken kaşlarını çattı.
" bu pisliğin burada ne işi var!" Dedi zorla konuşarak.
"Derin-" Daha cümlemi bitirmeden derin sözümü kesti."Benim senin gibi bir yalancıyla konuşacak hiçbir şeyim yok anladın mı? Çık dışarı!" Diye bağırdı ve hemen karnını tutu. Bende kendisini zorlamasın diye hemen odadan çıktım. Şimdi anladım ki ben çok zor bir savaşın içine girmişim. Derin'e kendimi affettirme Savaşı.
Merhaba arkadaşlar! Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Bu arada yeni kitabıma göz atmanızı tavsiye ederim. İyi okumalar.
Multi= Ezgi ve Buğra
Şarkı = Mustafa Ceceli - Hüsran11.10.15
S.K.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜFEN AŞK(TAMAMLANDI)
Romance20.07.2020 ROMANTİZMDE 5. SIRADA Diğer hikayem BENİ SEV'de hepinizi bekliyorum. Biyografimden bulabilirsiniz. Eğer bu kitabımı beğendiyseniz onu da beğeneceğinize eminim. Ateş çıkaran mavi gözlerinde kaybolduğum kadındı o , Bense o gözlerle yanan ad...