"Derinden devam"
Emir kafasını kaldırdı, gözlerimin içine bakarak o beni kendisini her gördüğümde âşık olduğum gözlerine kilitledi beni ve kalbimi fetih edecek şarkının sözlerini deniz rengini anımsatan gözlerimde kaybolarak söylemeye başladı.
(Müziği açın )"Neyleyim 3 günlük ömrümü.
Bu gönül sensiz hiç güldü mü?
Sevgilim ölüme ölür mü?
Sunsan ben içerim.
Kendimden geçerim.
Senin için senden vazgeçerim.Sunsan ben içerim.
Kendimden geçerim.
Senin için benden vazgeçerim.Ben yağmuru gözlerinde,
Bülbülü dillerinde,
Günahı bedeninde,
Tanıyıp ta sevmişim.Dönmüyor yedi cihan,
Esirin olmuş zaman.
Şarabı dudağından,
İçip böyle sevmişim.Seni öyle sevmişim..."
Şarkıyı bitirmiş gitarı bir yana koyup ayağa kalkarak bana ümitle bakıyordu. Bense ona buğulanmış her an ağlayacak gözlerle bakıyordum sanki gökyüzü beni duymuş gibi yağmaya başlamıştı, son kez Emir'in gözlerine baktım içinde her duygu barınıyordu... Hayal kırıklı, acı, üzüntü her şey...
Hiçbir şey demeden arkamı döndüm odaya girecekken Emir'in
"Derin !" diye bağırmasını duydum arkamı dönüp ona baktığımda"Lütfen aşağı gel konuşalım!" Diye bağırdı.
Gözlerine baktığımda gerçekten yalvardığını anladım, kafamı salladım ve odama girdim. Üzerime baktığımda altımda siyah bir pijama üstümde ise beyaz sade bir tişört vardı dışarda yağmur yağdığından üzerime siyah uzun kolu bir hırka giydim. Kalçamın biraz altında bitiyordu. Aynaya baktığımda gözaltlarımın torba olduğunu gözlerimin içinin ise kırmızı olduğunu gördüm ama umursamayıp odadan çıkarak aşağı indim. Derin nefes alarak kapıyı açıp arka bahçeye yürüdüm...
Oradaydı işte sevdiğim adam bana umutla, acıyla bakıyordu ben ise ona buğulanmış gözlerle bakıp konuşmasını bekledim ve o da anlamış olacak ki konuşmaya başladı.
"Derin... Ben özür dilerim... Biliyorum özrün bir faydası yok... Ne de olsa sen benim yüzümden... Ölüyordun... Lütfen affet beni..."
Bense kendimden emin ama içinde acı çektiği beli olan sesimle konuştum.
"Bu sefer beni sürprizlerle kandıramasın Emir... Ya bana her şeyi açıklarsın ya da gidersin..." Dedim yutkunarak Emir derin nefes alıp "Olmaz." Dedi acıyla bakarken, bu arada yağmur artmış ikimizde ıpıslak olmuştuk...
"Neden! Ha söyle Emir neden! Niye acı çeken hep benim! Neden ağlayan ben! Söyle! Neden! Bıktım... Anlıyor musun bıktım! Bana bir şey söylememenden bıktım! Anladın mı? Söyle bana. Anlat artık... Yoruldum ben... Çok yoruldum..." Dedim ağlayarak, bana yaklaştı aramızdı üç adım filan kalmıştı. Derin nefes alıp sonunda bana hayatının sırını vermeye başladı.
" Ben... Babamı(!) Öldürdüm... İki sene önceydi. O adam her Allah'ın günü anneme eziyet ederdi bende dayanamadım... Bir gün o adamı bir uçurumun yanına çağırdım meğer o gün Cenk bir şeyler sezmiş ve takip etmiş ben bilmiyordum... Neyse o adam geldi ona annemden ayrılacağını ve bir daha ona dokunmayacağını söyledim. O ise alayla güldü ve arkasını döndü bende silahı çıkarıp ona doğrultum bana baktığında şaşırsa da başta sonra gülüp arkasını dönecekti ki ateş ettim... Ve o yere yığıldı, tam kalbinden vurmuştum... Cenk hemen koşarak gelip o adama baktı. Yaşayıp yaşamadığına ama o çoktan ölmüştü... Tabi Cenk ne kadar o adamın annemize yaptıklarını bilse de onu seviyordu ve... Dayanamayıp bana yumruk attı ve o gün bana bütün sevdiğim, değer verdiğim her kadını öldüreceğine yemin etti ve gitti... Anneme o adamın öldüğünü söylediğimde bayıldı, o şerefsiz ne kadar eziyet etse de onu seviyordu. Ayıldığında eskisi gibi değildi artık daha az yiyor nerdeyse hiç konuşmuyordu... Bu olayın üzerinden 6 ay geçmişti bir kızla karşılaştım adı Beril'di, onu sevmiştim... Cenk bunu nereden duydu bilmiyorum bir gün geldi... Beril'i arıyordum açmıyordu tam kapıyı açıp Beril'in evine gidecektim ki kapıda Beril'i kanlı bir halde gördüm... Ölmüştü... Üzerinde bir not vardı "Sana demiştim tüm sevdiklerini elinden alacağım diye." yazıyordu... Cenk çok aradım ama bulamadım... O günden beri kimseyi sevmedim ta ki seni görene kadar... O beni kendine bağlayan deniz gözlerine görene kadar... O zaman anladım ki deniz gözlüm ben kimseyi senin kadar sevmemişim... Ne sevmesi be ben sana aşığım, deniz gözlüm deliler gibi hem de... Gülüşüne âşık olduğum kadın... Ben seni korumak için senden vazgeçecek kadar aşığım!" Diye bağırdı.
Gözlerine baktığımda acı çeken biri vardı ve o da benim gibi ağlamaya başlamıştı... Birbirimize bakıp ağlıyorduk, yağmurda eşlik ediyordu çektiğimiz acılara... Biz buyduk işte acılar içinde olan bir çift âşıktık. Başımıza ne gelirse gelsin vazgeçemiyorduk birbirimizden, bağlanmıştık bir kere. Ben onun kahve gözlerindeki beni benden alan bademlerine, o da benim deniz gözlerimdeki aşkla parlayan pırıltıya bağlanmıştı. Ayrılamazdık biz, tesadüftü belki karşılaşmamız ama kaderde varsa bu tesadüfler her zaman isterdim onla olan tesadüfleri.
Aramızdaki üç adımlık mesafeyi kapatıp dudaklarıma yapıştı. Ömrümü vereceğim dudakları beni hayata döndürdü. Ellerimi esnesin de ki saçlarına götürüp oynamaya ve dudaklarımla ona karşılık vermeye başladım. Beni iyicene kendisine çekip kollarıyla sararak daha büyük iştahla öpmeye başladı, kemiklerimi kıracak kadar da sıkı sarıyordu...
Öldürebilecek kadar bana sıkı sarılan adam, öleceksem eğer senin beni sevginle öldürmeni isterim hele ki beni hayata döndürecek dudaklarında bu işte varsa...
Merhaba! Evet, artık Emir'le ilgili her şeyi biliyoruz!
Sizce birazda Derin'in hayatıyla ilgilenme zamanı gelmedi mi? Bence tam zamanı! Ama ondan önce size Ezgi ve Buğra'lı bir bölüm yazacağım!Haftaya görüşmek üzere! Vote ve yorumlarınızı bekliyorum!
Multi = Derin ve Emir son sahne
Şarkı = Emre Altuğ- Neyleyim25.10.15
S.K.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜFEN AŞK(TAMAMLANDI)
Любовные романы20.07.2020 ROMANTİZMDE 5. SIRADA Diğer hikayem BENİ SEV'de hepinizi bekliyorum. Biyografimden bulabilirsiniz. Eğer bu kitabımı beğendiyseniz onu da beğeneceğinize eminim. Ateş çıkaran mavi gözlerinde kaybolduğum kadındı o , Bense o gözlerle yanan ad...