Ah! Midem bulanıyor. Başımda çatlıyor. Ne oldu da bu kadar kötüyüm ben! En son hatırladığım barda içki içiyordum. Herhalde beni eve Ezgi getirdi. Olamaz kusacağım sanırım diye bağırıp yataktan çıkıp tuvalete koşup kusmaya başladım. Herhalde bir 5-10 dakika kustuktan sonra ayağı kalkıp lavaboya yürüdüm, elimi yüzümü yıkadıktan sonra havluyla kuruladım. Bir dakika iyide bu benim havlum değil? Ne oluyor ya? Arkamı döndüğümde Emir'in sırıtan yüzüyle karşılaşınca çığlık attım. Onun odamda ne işi vardı ya?
-Senin odamda ne işin var! Diye bağırdım.
+ Burası senin odan değil, benim odam. Dedi sırıtarak.
-Nasıl ya! Diye bağırıp lavabodan çıkıp odaya girdim ama bu imkânsız benim burada ne işim var! Odayı incelemeye başladığımda kapı kenarında mavi iki kişilik bir yatak vardı. Yatağın karşısında yerlere kadar olan pencere vardı ve yerlere kadar beyaz perde uzanıyordu. Pencerenin sağında büyük bir dolap vardı. Onun karşısında da tek kişilik bir siyah koltuk ve yanında da küçük bir dolap içinde de bir kaç dosya vardı. Ben odayı incelemeyi bitirdiğimde Emir'e dönüp konuştum.
- Benim burada ne işim var?
+Hatırlamıyor musun? Dün gece çok ateşliydin canım. Dedi gülümseyip.
- Ne! Hayır! Olamaz! Ben öyle bir şey yapmam! Sen benim sarhoş halimden yararlanıp nasıl dokunursun pislik! Diye bağırıp ona vurmaya başladım bir yandan da saydırıyordum. Emir bileklerimden tutup durdurdu ve sırıtarak
+ Şaka yaptım be kızım sakin ol. Dedi.
- Ne şakamı yaptın? Böyle şakamı olur pislik! Deyip vurmaya devam ettim o sırada Emir belimden tutup beni yatağa fırlattı ve üstüme çıktı. Yaptığı şeyden donmuş irileşmiş gözlerle onun sırıtan yüzüne bakıyordum, Zaten hareket etmek istesem de edemezdim üstümde kocaman bir öküz var! Biraz kendime gelince
- Üstümden kalk! Diye bağırdım o sırada Emir bir şey dememişim gibi daha çok yakınlaştı. Şuan o kadar yakındı ki konuşsak dudaklarımız birbirine değecekti. Emir dudaklarıma odaklanmışken boş anından yararlanıp üstümden attım onu ve yatağın yan tarafına düştü. Bense yataktan kalkmış onun şaşkın yüzüne bakıp kahkaha atmaya başladım. Emir biraz kendine gelince o da benle beraber gülmeye başladı. Gülmemiz bitince boğazımı temizleyip ciddi bir hal alarak soru sormaya başladım.
-Burası neresi?
+Evim.
- Benim ne işim var?
+Akşam çok içmiştin ve arabada uyuya kaldın. Bende seni bu halde eve götürmek yerine benim evime getirdim. Dedi sırıtarak o sırada bir şey fark etimde bu üstümdekilerde ne? Benim bu kadar büyük kıyafetim yok ki? Bir dakika benim böyle kıyafetim yok ki? Sanırım bunlar Emir'in ama ben akşam uyuya kaldıysam bunları kim giydirdi?
- Emir?
+ Efendim?
-Bu kıyafetler senin mi?
+Evet.
-Peki, ben bunları nasıl giydim?
+ Ben giydirdim.
- Ne!
+Ne var? Sen o yarı açık bez parçalarıyla bırakamazdım.
- Uf! Diyerek ona sinirle baktım.+ Asıl sen söyle bakalım. Niye bara gidiyorsun, niye içiyorsun ve niye o bez parçalarını giyiyorsun? Dedi sinirle.
-Bara sana sinirlendiğimden gittim, niye içtiğimse sinirim belki biraz geçer ve unuturum diye, kıyafette gelince canım istedi giydim. Dedim gözlerimi yere dikmiş halıyı inceleyerek.
+ Ne yani? Benim yüzümden mi gittin?
-Evet.
+ o saçma salak sorunu cevaplamadım diye mi?
-evet. Dedim hala halıyı incelemeye devam ederek, o ise üfleyip konuşmaya başladı.
+ Abimle babam kılıklı o adam yüzünden kavga ettik o ise annemle beni bırakıp gitti o kadar.
-Babanla aranda ne geçti ki abinle kavga ettin?+Boşver güzellik hadi kahvaltı edelim. Deyip elimden tutarak beni odadan çıkartı. Merdivenden inerken bende evi inceliyordum. Villaydı ev 3 katlı ve bahçesi vardı. Merdivenden inince Emir beni sürükleyerek bahçeye çıkartı. Bahçede havuzun yanına bir masa vardı üstünde kahvaltılıklar kurulmuştu. Koşarak (tabi bu bol ve büyük pijamayla ne kadar koşulacaksa) oraya gidip masaya oturup tabağımı doldurmaya başladım. O sırada Emir'de gelmiş ve karşıma oturmuş bana bakarak gülüyordu. Ona ters ters bakıp ağzıma peynir atıp
- Ne ya! Çok acıkmışım ne yapayım. Dedim ağzım dolu olarak o ise sadece gülmekle yetinip yemeye başladı. Kahvaltımı bitirince arkama yaslandım ve havuza bakmaya başladım. Aslında yazda gelmişti girsem bir şey olmaz ama şuan üstüm pek uygun değildi. Ama ayağımı daldırsam bir şey olmazdı. Masadan kalkıp havuzun yanına geldim. Pijamanın paçalarını katlayıp dizimin üstüne kadar getirdim, sonra havuzun kenarına oturup ayaklarımı havuzun içine soktum. Ne kadarda güzel bir şey şu su ya diye düşünürken birden biri arkamdan beni suya itti. Çırpınarak yüzeye çıktığımda karsımda kahkahalar atan Emir görmem bir oldu. Şimdi ben ona gösteririm. Emir'in o tarafa yüzüp
- Emir eğilsene biraz. Dedim Emir'de gülerek dizlerinin üstüne çöktü.
+ Ne o? Bir şey mi diyeceksin tatlım?
-Evet, düşündüm de ben senin gibi yakışıklı, karizmatik, akılı birini nasıl şuana kadar öpmedim o mükemmel dudakların tam yemeklik. Dedim göz kırparak. O ise başta şaşırsa da sonra kendine gelip yaklaştı tam dudaklarını dudaklarımla birleştireceği sırada tişörtünden tutup çektim ve havuza fırlattım. Havuzda çırpınırken bende bu haline gülüyordum, su yüzüne çıkınca ikimizde birbirimize bakıp daha da fazla gülmeye başladık. Havuzda biraz daha oyalandıktan sonra ikimizde ıslak halde havuzdan çıktık. İkimizde birbirimize bakıp kahkaha atıyorduk. Sonunda kendimi çimenlere atım, o da yanıma uzanıp birbirimize bakarak gülüyorduk. Artık kesin emindim ben Emir'i her şeyden çok seviyordum.Merhaba! Ben geldim! Evet, biliyorum bu bölümde pek bir şey olmadı ama bir dahaki bölümden sonra kitabın asıl konusu ortaya çıkacak yani artık bizi heyecanlı bölümler bekliyor! Neyse iyi okumalar :) vote ve yorumu unutmayın!
Multi = Emir Sert ' in Evi
Şarkı = Can Bonomo- Tastamam21.06.15
S.K.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜFEN AŞK(TAMAMLANDI)
Romance20.07.2020 ROMANTİZMDE 5. SIRADA Diğer hikayem BENİ SEV'de hepinizi bekliyorum. Biyografimden bulabilirsiniz. Eğer bu kitabımı beğendiyseniz onu da beğeneceğinize eminim. Ateş çıkaran mavi gözlerinde kaybolduğum kadındı o , Bense o gözlerle yanan ad...