17. Bölüm - Anı Defterleri Ve İkilemler

845 70 39
                                    

Hepinize keyifli okumalar dilerim. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sizi seviyorum.

#Bölüm Şarkıları#

Dolu Kadehi Ters Tut, Hiç İyi Değilim

Alec Benjamin, If We Have Each Other

*
*
*
*
*

"Eğer gökyüzü bile hatırlatmıyorsa sana kendini, bir kalp her zaman hatırlatır kim olduğunu. Anılar gökyüzünde değil, atan kalplerde."

Bir anı defteri aldım önüme ve yazdım ilk sayfasına: "Kendime, kim olduğumu hatırlamak için

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir anı defteri aldım önüme ve yazdım ilk sayfasına: "Kendime, kim olduğumu hatırlamak için."

Bir günlük tuttum, kendimi hatırlamak için.

Bir eşyaya anılar yükledim; kendimi kaybettiğim anlar da kendimi anımsayabilmek için.

Ama asla bir kalbe bakmadım, kim olduğumu anlamak için. Kalplerine bakmadım çünkü o kişi olmadığımı hep bildim.

Yazdığım günlükleri okumadım, anı defterimi hiç aralamadım, kalplerine bakmadım, anılar yüklediğim eşyayı parçaladım. Kim olduğumu hatırlamak için yazdığım satırlarda bir yabancıya dönüştüm. Okurken, kendim gibi hissetmedim. Hiçbir kalbin beni tanıdığını hissetmedim. Yazan kişi, yaşayan kişi, kalplerine aldıkları bir yabancıydı sanki. Ben değildim, Berçil Ayvaz değildi.

Oysa yazan da, yaşayan da bendim. Geçmişimdi ama asla ben bunu hissetmemiştim. Sanki hayallerimi yazmıştım, anılarımı değil. Kalplerinde olmayı dilediğim insanları hayallerimde görmüş ve Tanrı'dan gerçek olmalarını dilemiştim. Yaşanmamıştı, ben sadece delirmiştim.

Hayallerimde yaşarken delirmiş ve hepsini gerçek sanmıştım. Gerçek sandıklarım sadece benim hayal gücümden ibaretti. Hiçbiri gerçek değil, bir sanrıydı. Kaya, yaşananlar, anılarım...

Tuttuğum günlükler ise delirdiğimin kanıtlarıydı. Yaşanmamış anıların, gerçek gibi lanse edildiği birkaç defterdi.

Delirmiş olmalıydım çünkü eğer bütün bunlar gerçekten yaşandıysa bugün bu halde olmamız imkansızdı. Bunu yapan kişinin ben olması ise daha kötüydü. Onları bir araya getiren kişi benken, onları bir kenara savuran da ben olamazdım.

Gerçek değilse, ben delirmişsem içimde hissettiğim bu vicdan azabı neydi? Hayal gücünün vicdan azabı olur muydu?

Acı çekiyordum, acı çektirdiğim için. Bu yüzden deliriyordum belki, delirttiğim için.

Belki de hayal bile olsa hayalimdeki insanlara bu kadar çok acı yüklediğim için cayır cayır yanıyordum. Gerçek olmasalar bile, hayallerimden ibaret olsalar bile omuzlarına bu kadar yük koymam reva mıydı onlara?

Yanlış KaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin