31. Bölüm - Kapanmayan Yaralar, Acıyan Avuçlar

953 79 122
                                    

Yeni bölüme hoş geldiniz bebeklerim, hepinize keyifli okumalar dilerim.

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın, teşekkür ederim.

#Bölüm Şarkıları#

Barış Diri, Derinden

Tom Odell, Another Love

Sia, The Greatest

*
*
*
*
*

Birileri ölüyor bir annenin nefesinde, birilerinin çocukluğu kötü insanların elinde yok olup gidiyor. Dünya ölüyor ve çocuklar yitiriliyor.

Hayatımın her döneminde acı çektim, herkes çekti ama kendime geri dönüp baktığımda, geçmişe döndüğümde acılarımdan başka hiçbir şey göremiyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayatımın her döneminde acı çektim, herkes çekti ama kendime geri dönüp baktığımda, geçmişe döndüğümde acılarımdan başka hiçbir şey göremiyordum.

Acılarımı hep yaşlarıma bağladım ve bunu neden yaptığımı da bilmiyordum. O yaşlarımı güzel hatırlayabilirdim ama ben kendime acı çektirmek istemiştim.

On sekizim, tatlı bir yalan içerisinde her şeyin iyi olacağını düşünüyordu. Gerçekler onu dürtmeye başladığında tatlı yalanlarından sıyrılmaya başlamıştı.

On dokuzum, her şeyi fark etmeye başlamıştı. Etrafında dönenleri, yalanları ve ilişkilerindeki sorunu. Hiçbir arkadaşının gerçekte onu sevmediğini, sadece onlara yararına yaşadıkça kabullendiklerini. On dokuz yaşım çok öfkeliydi ve kimseyi affetmeyecekti.

On dokuzumu bitirdiğimde, doğum günü pastama ölümü dileyerek üflemiştim. Sanırım bundan dolayı o yaşım hiç güzel geçmemişti.

Yirmi yaşım kabullenişti ve saf bir acıydı. Arkasını dönüp gitmesi gerekmişti ve bu çok zordu.

Yirmi bir çok çaresizdi ve ölümü hâlâ delicisine istiyordu. Hayatın güzellikleri olduğunu biliyordu ama buna rağmen ölümü isteyecek kadar kör kesilmişti. Tamamen yalnızdı; hem hayatta hem kendi içinde.

Her şeyin suçu insanlardı o zamanlar bana göre, o halde olmamın nedeni tanıdığım ve sevdiğim insanlardı. Kimseyi almıyordum bu yüzden hayatıma, herkesi kendimden uzak tutuyordum. Eğer Gökçe kapıyı girip içeri girmeseydi bugün bile hayatıma kimseyi almazdım.

Ama... Şimdi dönüp bakınca aslında hayatı bana zehir edenin kendim olduğunu net görebiliyordum. Üzülmem normaldi, ailem sandığım insanları kaybetmiştim ama ben hayattan zevk almayı bırakmıştım zorlukları gördüğümde.

Mesela on dokuz yaşımda gittiğim lunaparktan zevk alabilirdim ama ben kapısında dikilip kendimi zehirlemeyi tercih etmiştim. Yirmi yaşımda ilk defa yürüdüğüm sokaklar da sevdiğim bir şarkı eşliğinde huzurla yürüyebilirdim ama ben kendimi o sokaklar da kaybetmeyi dilemiştim.

Yanlış KaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin