5. Bölüm - Kıskançlık Hissiyatı

1.3K 93 79
                                    

Hepinize keyifli okumalar dilerim bebeklerim. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sizi seviyorum.

#Bölüm Şarkısı#

Billie Eilish, 6.18.18*

Toygar Işıklı, Sen Yanımdayken**

*
*
*
*
*

"Bitmemiş duygular, gizlenmeye mecbur bırakılmış hisler mabedi burası. Gökyüzü olmayan yer."

Bir Hafta Sonra

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir Hafta Sonra...

Zaman sandığımdan hızlı akıyor, beni şaşırtmaya devam ediyordu. Daha ben bir günün hesabını yapamazken hayat beni diğer güne götürüyor ve dünü hazmedemeden başıma yeni şeyler sarıyordu. Bir diğerini atlatamadan bir diğerini atlatmaya çalışıyordum. Günlerdir bu böyle sürüyordu ve artık tükendiğimi hissediyordum.

Bir haftadır hem ruhen hem de bedenen çökmüştüm. Aralıksız günlerdir çalışıyorduk ve sona ulaşmak için hiç durmamıştık. Sürekli kendimi dosyalara gömülmüş halde bulmuştum kendimi. Doğru düzgün ne uyumuş ne de yemek yemiştim. Enes'le, Aziz Bey'in durumu da benden çok farklı değildi ama ben onlardan daha çok tükenmiş hissediyordum.

Bu bir hafta içinde daha iyi anladığım tek şey işe neden ara vermek istediğim olmuştu. Koşuşturma bazı zamanlar iyi hissettirse de artık kaldıramadığım bir yüktü. Tek isteğim biraz ara vermek ve nefes almaktı. Sonunda istediğime kavuşuyor gibiydim.

Bir haftalık çalışmamızın sonunda dava bugün sonuçlanmıştı. Davayı kazanmış ve özgürlüğümüzü geri kazanmıştık. Enes'le haberi duyduğumuzda aynı anda kendimizi koltuğun üzerine atmış ve uyku moduna girmiştik. Ölesiye yorgunduk ve uykuya ihtiyacımız vardı. Aziz Bey de uyumamız için izin verdiğinde kendimizi daha fazla tutmamış ve dün gece dokuz sularında uyuya kalmıştık. Kaldığımız otel odasında ben yatakta; o da koltukta uyumuştu.

Uyandığımda saat öğleni geçmişti. Yaklaşık dokuz sularında kapadığım gözlerimi öbürküsü gün öğlen üçte açmıştım. Yirmi saate kadar yakın bir süre uyumuş olmama rağmen hala yorgun hissediyordum. Ara ara uyanmalarım olmuştu ama onun dışında deliksiz uyumuş sayılırdım. Şimdiyse camdan dışarıya bakıp kendime yaptığım kahveyi yudumluyordum.

Kahvenin her acı tadını aldığımda yüzüm buruşuyor, içim bir değişik oluyordu ama beni şu an bu kahveden başka hiçbir şeyin ayıltmayacağını da iyi biliyordum. Eskiden hiç kahve içmez, çayı tercih ederdim. Kahve içmeyi çocukluğumdan beri seven biri olmamama rağmen iş hayatına başladığımda varlığına ihtiyaç duymaya başlamıştım. Eskiden insanların neden çalışırken kahve içtiğini anlamayan ve yadırgayan ben artık onlar gibi olmuştum. Neyi yargılarsak yavaşça ona dönüşürdük. Hayatın değişmez kaidelerinden biri de buydu.

Yanlış KaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin