-
Busan'a taşındığımız bir ayın içinde ilk kez serin bir hava hakimdi şehre, yağmur sınıf camına vuruyor ve tok sesler çıkarıyordu. Kantine gitmiş, kendim için küçük bir kek alarak dönmüştüm. Jimin, sevgilisinin sınıfına gitmişti ve Jungkook'un nerede olduğu konusunda hiçbir fikrim yoktu. Keki paketinden çıkararak ağzıma attım, yavaş bir şekilde çiğnerken önümdeki matematik defterine çevirdim gözlerimi. Sıradan kalkmadan önce Jimin notları geçirdiği için açık bıraktığımı hatırlıyordum ve onun da kapağını kapatmak için bile olsa dokunmayacağını bilecek kadar iyi tanıyordum. Defteri araladım, son sayfada ikiye katlanmış, bir defterden koparıldığı belli olan kenarları yarım yamalak yırtık bir kâğıt duruyordu. Gözlerimi sınıfta gezdirdiğimde birkaç kişi dışında kimse yoktu ve ilgileri de tamamen önlerindeki kitaplarındayı. Kâğıdı elime aldım, açarak içindeki düzgün bir el yazısıyla yazılmış cümleleri okudum.
"Sınıfa girdiğin ilk andan beri gözlerimi senin üzerinden alamıyorum, sen ise bir kez olsun bana bakmıyorsun. Çirkin olduğum için mi? Beni kendine yeterli görmediğin için mi? Senden hoşlanıyorum. İlk kez cesaret ediyorum buna. Hislerimiz karşılıklı değilse bu kâğıdı yırt ve at. Hyewon."
Hyewon.
Üç sıra önümde oturan kâküllü kız olduğunu hatırlıyordum, ders notları iyiydi ve sınıf içinde aktif ders katılımı sağladığı için aklımda kalmış olmalıydı. Bir insanın yüzüne dikkatli bakmadığım ya da farkında olmadığım için kendini çirkin hissediyor olması omuzlarıma ve kalbime yük bırakıyordu. Bakışlarım o kadar çok Jungkook'un üzerinde geziniyordu ki, benim üzerimde gezinen bakışlar olduğunu göremeyecek kadar kör hâle gelmiştim. "O ne?" Hemen başımda dikiliyor olan Jungkook elimdeki kâğıda bakarak konuştuğunda hızlıca katladım, defterimin arasına koyarak kapağını kapattım. "Önemli bir şey değil, sen neredeydin?" diye sordum ona, önümdeki sandalyeye otururken bakışları benim üzerimde geziniyordu. "Onun aşk notu olduğunu anlamayacak kadar aptal değilim, kim yazmış?" diye sordu, sessiz kalmayı seçerken bu konuyu neden bu kadar umursadığını bilmiyordum. Yerinden kalktı, elini cebine atarak kek paketi çıkardı ve defterimin üzerine koydu.
"Jimin'le konuşurken duydum, canın kek istiyormuş. Kantindekileri berbat, karşı marketten aldım."
Jeongguk sandalyesine oturduktan sonra ceketi masaya koydu ve üzerine yattı, uzun zamandır ne ders ne de teneffüslerde uyumayan Jungkook gözlerini kapatarak kendini uykuya bıraktı. Ona bir anda ne olduğunu anlayamadım, sadece notu kimin yazdığını söylememiş olduğum için bana kırgın olduğunu sanmıyordum ama aklıma başka bir şey gelmiyordu. Kek paketini açtım, küçük ısırıklarla yerken zil çaldı. Sınıfın gürültüsü artmaya başladı. Jimin içeri girdiğinde gözleri uyumakta olan kuzenine kaydı, sonra bana baktı. Bitmiş kek paketini atmak için ayağa kalktım. Çöp kutusunun önünden ayrılmak üzereydim ki Hyewon sınıftan içeri girdi, bana bakmadan yerine geçti. Onun benim yüzümden kendisini kotü hissetmesini istemiyordum ama ne yapacağımı bilmiyordum.